Muğla’da halk buluşmasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, muhalefete “Gelin bu ülke için bir barış anayasası üzerinde hep birlikte çalışalım” çağrısında bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, 1 Haziran’da başlattıkları “Demokratik Mücadele Programı”nın 3’üncü aşaması kapsamında Muğla’da düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Bodrum ilçesinde bulunan bir kafede gerçekleştirilen buluşmaya, HDP Milletvekilleri Pero Dündar, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Necdet İpekyüz, Filiz Kerestecioğlu, Sezai Temelli, Alican Önlü, Serpil Kemalbay ve Kemal Bülbül de katıldı.
HDP bayrakları ile süslenen alana “Savaşa karşı barış tecride karşı özgürlük”, “Ji bo tekoşîna civakî û sîyaseta demokratik piştevanîyê xurt bikin” ve “İradeya xwe xwedî derkevin” pankartları asıldı. Kentteki bazı sol siyasi partilerin ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin katıldığı buluşma HDP İl Eşbaşkanı Fulya Erdoğan ve Nihat Gençosman’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Barış inşa edilir
Açılış konuşmasının ardından HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar konuşma yaptı. Sancar, demokrasi yürüyüşünün 3’üncü aşamanın temel hedefinin barış ve özgürlük olduğunu kaydeden Sancar, “Barış” cümlesini sadece HDP’nin ve Kürtlerin telaffuz ettiğini belirtti. “Barış” isteyen zayıfmış gibi bir algının yaratılmak istendiğini ifade eden Sancar, “Oysa demokrasi buluşmalarımızda çok açık söyledik. Hep birlikte demokrasiyi inşa edebiliriz. Yürüyüşümüzde de bu inşa gücünü ortaya çıkarmak için buluşacağımızı belirtmiştik. Şimdi de barışı ancak birlikte inşa edebiliriz. Eğer barış için emek vermesek ve mücadele etmesek demokrasiye ve özgürlüğe ulaşamayız. O yüzden diyoruz. Demokrasi özgürlük için de barışa ihtiyaç var. Barış sadece Kürtlerin ve HDP talebi değildir. Bu ülkede şu ceberut iktidarı bitirmenin yoludur. Çünkü despot yönetimler ve ceberut iktidarlar faşizm ile savaşla besleniyorlar. Savaş yolu ile kendilerini sağlamlaştırmak istiyorlar. Savaşa karşı barış dediğimizde istediğimiz şey elbette silahların susmasıdır. Elbette 40 yıllık çatışmanın sona ermesidir. Yüzyıllık Kürt sorununun demokratik bir şekilde çözülmesidir. Elbette demokrasinin inşa edilmesinin önünün açılmasıdır. O yüzden diyoruz ki barış kimseden lütuf edilmez. Barış ancak halkların ortak mücadelesi ile sağlanır. Yani barış lütuf edilmez inşa edilir” diye belirtti.
Barış anayasası
Muhalefete fazlasıyla görev düştüğüne değinen ve bu bağlamda muhalefete çağrıda bulunan Sancar, devamla şöyle konuştu: “Gelin bu ülke için bir ‘barış anayasası’ üzerinde hep birlikte çalışalım. Herkese düşen yükümlülükler var barış konusunda. Bir de gerçekten rolünü oynayabilecekken kendisinden bu imkanlar esirgenenler var. Öcalan’dan bahsediyorum. Eğer bugün, tecrit politikası sonlandırılırsa barış konusunda çok önemli rol oynayacağını biliyoruz. Bu iktidar barış için insanların yol almasını engellemek istiyor. Yol açabilecekleri de tecrit altında tutuyor. İşte biz ‘barış için hep birlikte mücadele edelim’ derken bu yolu açabilecek olan partilerin, kurumların katkı sunmasını istiyoruz, bu konuda katkı sunacak insanların da önünün açılmasını istiyoruz. Barışı hep birlikte inşa edebiliriz. Bu konuda önyargılara, komplekse gerek yok. Hepimiz tarihi sorumluluklar altındayız. Herkesin de bu sorumlulukların ağırlığını idrak etmesi gerekiyor. Barışın anayasasını kurma görevimiz var dedim. Bizim bu ülkede barışın anayasasını kurabilmemiz için haklarda ve özgürlüklerde eşitlik noktasında buluşmamız lazım. Halkların eşit haklara ve özgürlüklere sahip olduğunu hiç olmazsa prensip olarak herkesin kabul etmesi lazım. İnançların özgür ve eşit olması gerektiğini, demokrasi isteyen herkesin hiç olmazsa prensip olarak kabul etmesi lazım. Bunu beyan etmesi lazım. Beyanın ötesine de geçmemiz gerekiyor, biliyorum ama öncelikle şu ortak kabulü ortaya çıkaralım; halklar ve inançlar için özgürlüklerde eşitlik istiyoruz, haklarda eşitlik istiyoruz.”
Kaynak: MA