Sanatçı Mikail Aslan asimilasyon politikalarıyla mücadele eden Kürt müziğinin aynı zamanda eğlence sektörü ile de başının belada olduğunu belirtti
Yıllardır Kürtçenin Kirmanckî lehçesiyle bestelediği ezgilerle gönüllere taht kuran sanatçı Mikail Aslan, Kürt müziğinin önündeki engellere dair Mezopotamya Ajansı’na konuştu. Her alanda olduğu gibi Kürt müziğinin de asimilasyonla mücadele ettiğini, yasaklama, engellemelere karşı varlığını korumaya çalıştığını söyleyen Aslan, diğer yandan bir ‘iç sorun’ olarak Kürtlerin müziklerine karşı duyarsız olduğu eleştirisinde bulundu.
‘Kürt müziği kendi köklerinden, geleneksel yapısından uzaklaştı’
Kürt ezgilerinin kadim bir gelenekten geldiğini dile getiren Arslan, ancak son yıllarda Kürt müziğinin farklı yön aldığını görüşünde.
Aslan, “Bir müzik geleneği kökleriyle, kimliğiyle beraber vardır. Son yıllarda Kürt müziği iki yön aldı. Bir yanda eğlence ve hareketli müziğe yönelen bir çizgi var. İkinci yönelim ise politik görünümlü ancak arabeske yakın müzik. Sözlerde siyasi bir tema dinlendiriliyor ama tarz ve usul olarak halk müziği ve geleneksel müziğe uzak duruyor. Son zamanlarda popüler olma, insanları eğlendirmeyle kendini var etme eğilimleri yoğunlaştıkça Kürt müziği kendi köklerinden, geleneksel yapısından uzaklaştı. Bu konuda müziğimizin başı belada. Fakat bu dönemsel bir durumdur, geleneksel müzik çok güçlüdür. Geleneksel müzik hiçbir zaman yok olmaz. Sanatkarlarımız dahi belli dönemler medyanın özentisi altına girse de öz ortaya çıkacak ve her zaman güçlü olacaktır” diye belirtti.
‘Alternatif sanat ortamları yaratmalıyız’
Aslan, bölge kentlerinde gündelik hayatta devam eden OHAL koşullarında konser vermenin zorlukları üzerinde de durdu. Aslan, şunları ifade etti: “Sanatın kendini ifade etmesinde, toplumla buluşmasında çok büyük engeller var ve sanatçıyı da aşıyor. Toplumsal meselelerin çözülmediği bir yerde sanatın kendini çok özgür bir şekilde ifade etmesi de düşünülemez. Israrla, sanat ortamları engellenmeye çalışılsa da alternatif sanat ortamlarını yaratmalıyız. Bu konularda sorunlarımız var. Salon alamıyoruz. Başvuru yapıyoruz, salon verilmiyor. Bölgede özellikle muhalif sanatçıları kısıtlamaya çalışıyorlar. İki yıl öncesinde Bingöl ve Elazığ’da sahne alamıyorduk. Valilik tarafından engelleniyordu. Bu yıl da bazı başvurularımıza izin verilmedi.”
Kendiniz olmak istediğiniz, kendiniz olmaya başladığınız zaman engellerin daha da arttığını vurgulayan Arslan, “Bu engellemelere rağmen ısrarla, yeniden yeniden konser başvuruları yapacağız. Karşımızda öyle bir güç var ki, soluğumuzu keserek, nefes alacağımız alanları daraltıyor” ifadelerini kullandı.
‘Toplum sanata ve kültüre açtır’
Kürtlerin kültürünü ve sanatını yaşamak istediğini söyleyen Aslan, şöyle devam etti: “Toplumumuz sanata, kültüre, kimliğe açtır. Kendi sanatını kültürünü yaşamak istiyor. Büyük bir ilgisi de var. Önemli olan onları doğru yere kanalize edip, doğru yerlerde sanatla buluşturmaktır. Son yıllarda hafiften bir kıpırdama var. Ama sanatı daha çok eğlence ortamlarında değil de bire bir sesiz ortamlarda ve sanatın kendini gerçekleştirebileceği ortamlarda oluşması gerekiyor.”
‘Gerçek sanatçılarımızı desteklemiyoruz’
Sanatın kendini gerçekleştirmesi için sanatçılara destek olunması gerektiğinin altını çizen Aslan, “Bazen sanatçılar çok eleştiriliyor. Ancak sanatçıların da kendi yaşamı, ailesi var ve üretimlerini gerçekleştirmesi için maddi bir gereksinim söz konusudur. Bazen kendi aydınlarımıza, sanatçılarımıza çok yükleniyor ve onlardan çok şey istiyoruz. Sanatçılar kendi albümlerini nasıl yapacaklar, nasıl üretken olacaklar, ailelerini nasıl geçindirecekler, sanatçının değirmeni nasıl dönecek? Bunu düşünen pek az. Kendi gerçek sanatçılarımızı desteklemiyoruz. Yıllardır kendi ana dillerinde müzik yapan insanlar var. Diğer taraftan Kürt’tür ancak tüm çalışması Türkçe müzik üzerine. Çıkıyor Kürtçe bir kilam söylüyor, hemen büyük bir destek veriliyor. Öte taraftan ömrü boyunca kendi anadilinde müzik yapan insana karşı hep eleştirimiz var. Kendi sanatçımıza karşı acımasızız” diye konuştu.