Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası sanat kurumları ilgili bir rapor yayınladı
Haziran seçimlerinin ardından cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş için peş peşe yayınlanan kararnamelerde Sanat Kurumları’nın kanunlarında ve teşkilat yapılarında da önemli değişiklikler yapıldı. Çıkarılan 703 no’lu KHK ile Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlükleri’nin kurucu yasalarında değişiklik yapılarak “genel müdürlükleri” ve “tüzel kişilikleri” lağvedilmiş, kurumlar cumhurbaşkanlığına bağlanmıştı. Gelen yoğun tepkiler üzerine çıkarılan 704 no’lu KHK ile kurumlarda yeniden düzenlemeye gidildi. Buna göre, kurumlar “tüzel kişiliğe haiz özel bütçeli kurumlar” olarak yeniden düzenlendi. Ancak kurumlar ile ilgili belirsizlikler hala sürüyor. 704 no’lu KHK ile “Genel Müdür’ün atanması” ve “atanacak Genel Müdür’de aranacak nitelikler” konusunda düzenlenme yapılsa da bununla ilgili sağlıklı bigi verilmiyor. Ayrıca Devlet Tiyatroları için söz konusu kararnamede “Bir Genel Müdür ile yönetilir” düzenlemesi tekrardan getirilse de Devlet Opera ve Balesi için aynı tanımlama yapılmıyor. Bunun gibi birçok konu belirsizliğini sürdürürken Kültür Sanat ve Turizm Emekçileri Sendikası sanat kurumları ile ilgili kapsamlı bir rapor yayınladı. Raporda, yapılan yeni düzenlemenin hiçbir şekilde planlanarak yapılmadığını, eski yasalardan kes-kopyala yapıştır yöntemiyle hazırlandığı vurgusu yapıldı.
Kurumlar erezyona uğrayacak
Raporda Genel Müdür olmak için aranan en önemli şartlaradan biri olan “15 yıl görev yapma ve alanında başarılı olma” kriterinin kaldırıldığını belirtilirken, genel müdürlüğe atanacak kişinin ‘sanatçı olma’ şartının da bir kenara itildiği ifade edildi. Sendika, söz konusu şartın kaldırılmasını “Devlet kadrosunda beş yıl çalışan bir kişinin, alanla ilgi bilgi birikimine bakılmaksızın Genel Müdür olarak atanabilmesinin önü açılmıştır. Liyakat sahibi olmayan bir Genel Müdür bu kurumlarda erozyona neden olacaktır” şeklinde değerlendirdi. Raporda buna benzer bir durumun ‘senfoni orkestralarının yasası’nın 5., 6. ve 8. maddelerinin kaldırılmasıyla da yaşandığı belirtildi.
Sanatçıların çalışma koşulları
Raporda çalışanların istihdam koşulları ve özlük hakları konusunda da kapsamlı bir değerlendirme yer alıyor. Buna göre sanatçı alımı ve ataması konularında da bir hükme yer verilmiyor: “Mesleki yaş haddini dolduran sanatçıların akıbetinin ne olacağı, nasıl çalıştırılacağı, kadro verilip verilmeyeceği konuları an itibariyle muğlak kalmıştır.”
Özerklik vazgeçilmezdir
Düzenlemelerin uygulanabilirlik açısından havada kaldığı belirtilen raporda, “Bu yüzden yasa yapıcıların, bu işin ehli, sanat meslek örgütleri, sendikalar ve akademinin de görüşü alınarak, yasaların bir çalıştay yapılması suretiyle yeniden düzenlenmesini gerekmektedir” denildi. Kurumların daha işlevli çalışabilmesi için hazırladıkları raporları sivil toplum örgütleri ile birlikte kurum yöneticileri ve Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileriyle paylaştıklarını belirten Sendika, “Mali, idari ve sanatsal özerklik bu kurumlar için vazgeçilmezdir. Bu kurumların yasalarını bozmak yerine güçlendirmek gerekir. Bu kurumlar kapatılmamalı, özgür ve demokratik bir yapı bu kurumların ve sanat emekçilerinin evrensel hakkıdır” dedi.
Kurumlar boş tabelaya dönüşür
Sanat kurumlarının önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiği ifade edilen raporda, “Demokrasi ve demokrasi kültürünün, güvencesi olan sanat kurumları, kendi repertuvarını yapma, bu eserleri özgürce sergileme ve yönetsel konularda demokratik karar alma yeteneklerini daha da geliştirerek toplumla bütünleşmelidir” ifadelerine yer verildi. Devletin sahne sanatlarını güvence altına alması zorunluluğunun hatırlatıldığı raporda, “Yarınımızın güvencesi ve “toplumun hayat damarı” sanat kurumları ancak özgürlük prensibiyle varolabileceklerdir. Aksi tavır ve düzenlemeler bu kurumları birer boş tabela, birer personel havuzu ve çadır tiyatrosu pozisyonuna koyacak” denildi.
KÜLTÜR SERVİSİ