Sanal zeka ve biyometrik verilerin kullanımı arttı. Uzmanlar, baskıcı rejimlerin bu verileri muhaliflere karşı kullanmasından endişeli
Almanya’nın Sesi televizyonuna konuşan ABD merkezli demokrasi izleme kuruluşu Freedom House’dan Yana Gorokhovskaia, baskıcı hükümetlerin yakın işbirliği içerisinde çalışmasına olanak tanıyan biyometrik teknolojilerin kullanılmasından endişeli olduklarını ifade etti. Gorokhovskaia’ya göre Ortadoğu ve Orta Asya’da giderek biyometrik veri toplama işlemleri yaygınlaşıyor.
Beden hareketlerinden kişi tanınabilir
Biyometrik veriler pek çok bedensel özelliği içeriyor. Örneğin yüzün şekli, gözlerin irisi, kulak memelerinin şekli ve boyutu, bir kişinin nefes alma ve yürüme şekli gibi özellikler sanal zeka kullanımıyla tespit edilebiliyor. Uzmanlar, gelecekte bir kişinin klavyede nasıl yazdığını tespit etmenin de mümkün olabileceğini bu şekilde yerlerinin tespit edilebileceğine inanıyor.
DW’ye konuşan Brüksel merkezli ‘Avrupa Dijital Haklar’ (EDRi) ağından Ella Jakubowska, teknik gelişmelerin son yıllarda muazzam ölçüde ilerlediğini söyledi. Jakubowska, bir kişinin sadece bir resimle değil aynı zamanda yürürken ayaklarının hareket modelleriyle dahi tanımlanabileceğini ifade etti.
Bu bir kurgu değil. Birleşik Arap Emirlikleri’nde aranan bir kişi tüm vücudunu kapatan ehram giymesi ve kadın taklidi yapmasına rağmen sadece yürüyüş ritminden tanındı ve yakalandı.
Jaubowska, “Bu gelişme sayesinde kitlesel veriler daha önce hiç olmadığı kadar hızlı ve ucuz bir şekilde depolanıp işlenebiliyor. Bu da çok sayıda insanın çok hızlı ve verimli bir şekilde tanınmasını mümkün kılıyor. Bu da keyfi kitlesel gözetim potansiyelini genişletiyor” şeklinde konuştu.
‘Otoriter rejimlerin istismarına kapı açıyor’
Akdeniz için Avrupa Enstitüsü de 2022 yılında yayınladığı bir raporda Ortaoğu’da yapay zeka kullanımına ilişkin uyarılarda bulunarak “Biyometrik tanımlama sistemlerinin yaygın kullanımı, gevşek veri koruma yasaları ve hukukun üstünlüğü ve insan haklarının zayıf korunmasıyla birleştiğinde, otoriter rejimlerin istismarına kapı açıyor” demişti.
Günümüzde neredeyse tüm Ortadoğu ülkeleri havaalanlarında ve sınırlarda giriş için biyometrik verileri kullanıyor.
Bu biyometrik veriler şehirleri izleyen video sistemleriyle birleştirilerek bir kişinin kameranın gözetlediği her noktadaki hareketi takip ediliyor.
‘Biyometrik veriler yasaklanmalı’
New York merkezli ‘AI Now Institute’ direktörü Amba Kak da yeni teknolojilerin hükümetlere vatandaşları üzerinde ek bir iktidar sağladığını vurgulayarak: “Kitlesel gözetim, izleyenler ile izlenenler arasındaki güç dengesini değiştiriyor. Bunun vatandaşların siyasi ve özel yaşamları üzerinde ciddi etkileri var” şeklinde konuştu. Amba Kak, biyometrik verilerle kişileri tanımlamanın sadece Ortadoğu’da değil, tüm Avrupa ve ABD’de de yasaklanması gerektiğini savunuyor.
HABER MERKEZİ