HDP Sözcüsü Günay, haftalık gündemi değerlendirdiği konuşmasında, iktidarın salgın ile ilgili aldığı önlemlerden, yeni infaz yasasına kadar birçok başlığı ele aldı. Günay, ‘İktidarın süreçten sahte bir başarı öyküsü yaratma derdinde’ olduğunu söyledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, haftalık gündem toplantısını partisinin Diyarbakır’da bulunan Yerel Yönetimler Merkezi’nde gerçekleştirdi. Günay, koronavirüsü salgını ile ilgili iktidarın aldığı tedbirleri yetersizlikle eleştirirken, Meclis’te tartışılan yeni infaz yasasının da ‘ölüm yasası’ olduğuna dikkat çekti. Günay, konuşmasında HDP olarak başlattıkları ‘Kardeş Aile Kampanyası’ ile birlikte çiftçilerin üretim yapamaması nedeniyle oluşabilecek sorunlara da dikkat çekti.
‘İktidar gerçekleri saklıyor’
Koronavirüsü salgınına karşı Dünyanın büyük önemler aldığını belirten Günay, Türkiye’de iktidarın dayanışma ve ortaklaşma yerine süreci farklı uygulamalarla götürmeye çalıştığını ifade etti. İktidarın toplumla ‘şeffaf ve gerçekçi bilgi paylaşmadığını belirten Günay, “Hastalık sert bir yükselişte. Ama iktidar bu sert yükselişi gizliyor. Neden vakaların gerçek sayısı gizleniyor? Neden gerçek ölüm sayısı gizleniyor? Sebep çok belli AKP ve MHP iktidarı bu süreçten sahte bir başarı öyküsü yaratma peşinde” dedi.
Günay’ın konuşmasından bazı başlıklar şöyle;
“İşin kötüsü bu sahte başarı arzularını, toplumu büyük bir tehlikeye yüz yüze bırakarak yapıyorlar. Salgın nedeniyle ilan edilmesi gereken acil durum kapsamında; fiziki mesafe, evde kalma, evde kalmanın ekonomik sosyal koşullarının oluşturulması kuşkusuz önemli tedbirler. Ama AKP bunun yerine yandaşlarını ve yandaşlarının servetini korumanın peşinde.”
‘Adeta sıkı yönetim’
“Neredeyse OHAL ilan etme yetkisi dahil valilere ve kaymakamlara bırakılmak üzere. Meclis’in tasarrufunda olan, ülkeyi yönetme biçimleri neredeyse vali ve kaymakamlara verilecek. Mesela Diyarbakır Valisinin İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarını alarak uyguladığı tedbirler var. Ama derseniz, tedbirler bir sıkıyönetim tedbiri. Toplumun temel dinamiklerini, dayanışma ağlarını da yasaklayan tedbirler var. Adeta bir sıkıyönetim ilan edilmiş durumda.”
‘Bu zihniyet virüsten tehlikeli’
“AKP, iktidarda kalmak için bütün ahlaki, insani ve vicdani değerleri ayaklar altına alıyor. Tek arzusu iktidarını sürdürmek ve bekasını devam ettirmek. Maalesef bu zihniyet virüsten daha tehlikeli, topluma daha fazla zarar veriyor. Herkes evde kalmalı. Ama hükümetin aldığı tedbirlerde ne var, 65 yaş üstünü ve 20 yaş altını kapsıyor. Peki 20 ila 65 yaş arasındaki insanlarımız nerede? Fabrikada, sokakta, işyerinde, atölyede çalışmaya devam ediyorlar. Nedeni çok belli. İktidarın ve sermayedarların çarkları dönsün, sarayın şatafatı ve saltanatı devam etsin diye insanlar canlarını tehlikeye atmış durumda.”
‘Cezaevlerinden ölüm haberi geldi’
“Tabi salgınla mücadele edilirken özellikle, salgın tehlikesiyle birlikte gündeme gelen önemli yasalardan biri infaz yasasıydı ve hala tartışılıyor. İlk günden itibaren çok açık bir şekilde ifade ettik. Cezaevleri salgın karşısında en korunmasız yerler. Dolayısıyla cezaevlerinde başta risk grupları olmak üzere, hasta ve yaşlı mahpuslar, bütün mahpuslar salgın tehlikesi nedeniyle boşaltılmalı. Cezaevlerinde insanlar da herkes gibi kendi sağlıklarını koruyabilecek duruma gelmeliler. Günlerdir yüzbinlerce aile elleri yüreklerinde cezaevlerindeki salgın haberlerini takip ediyor. Maalesef cezaevlerinden vaka haberleriyle birlikte ilk ölüm haberleri de geldi. Dün itibariyle korona virüs nedeniyle yaşamını yitirenler oldu. Salgına rağmen cezaevlerini boşaltmayıp içeride kalsınlar demek adı konmamış bir katliamdır ve bu katliamın da tek sorumlusu var o da AKP hükümetidir.”
‘Ölüm yasası’
“İktidarın tek bir amacı var sadece kendi yandaşlarını cezaevlerinden çıkarmak ve geri kalanları, muhalif olanları, düşünen insanları ise ölüme terk etmek. Çok net söylüyoruz, bütün toplum bizi izleyen herkes bilsin ki aslında çıkarılmaya çalışılan infaz yasası, ayrıca bir cezalandırma, bir ölüm yasasıdır, insanları içeride ölüme terk etme yasasıdır. Bu siyasi bir aymazlık, ayrımcılık ve fırsatçılıktır. Kanun karşısında herkes eşit haklara sahiptir bu Anayasa’nın en temel ilkesidir ve Anayasal bir haktır. Maalesef bugün Mecliste tartışılan kanun teklifinde Anayasa’nın eşitlik ilkesinden zerre yok.”
‘Bu yasa temel hakları da gasp ediyor’
“Bu infaz yasasında da var çok detaylı incelendiğinde çok sinsice içerisine yerleştirilmiş, görünmez kılınmış ama gözümüzden kaçmayan yasal düzenlemeler var. Bu yasal düzenlemeler cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin azıcık da olsa nefes almasını sağlayabilen temel hakları da gasp ediyor. Parlamento grubumuz 3 gündür mecliste ölüm yasasına karşı canla başla mücadele ediyor, etmeye de devam edecek. İktidar sözcüleri bu yasayı savunacak durumda değiller. Çünkü savunulacak bir yasa değil.”
“Mafya babalarının, çetelerinin, yolsuzluk yapanların serbest bırakıldığı, Figen Yüksekdağ’ın, Selahattin Demirtaş’ın, İdris Baluken’in, Sebahat Tuncel’in, Selçuk Mızraklı’nın, Ahmet Altan’ın, Osman Kavala’nın, gazetecilerin, avukatların, cezaevinde kaldığı, yine birçok düşünce insanının cezaevinde kalmasının önünü açacak yasal düzenlemeyi kabul etmiyoruz. Tüm vicdan sahiplerini bu ölüm yasasına karşı mücadeleye çağırıyorum. Ölüm yasasını engelleyelim.”
‘Kampanya büyük karşılık buldu’
“Tabi salgınla beraber HDP olarak tartıştığımız, geçen hafta MYK kararıyla kamuoyuyla paylaştığımız bir kampanyamız var. Bizler paylaşıyoruz bizler dayanışıyoruz. Kampanyamız gerçekten çok büyük bir yankı buldu, çok büyük bir karşılık buldu. İktidardan beklemeden kendi öz dayanışma ruhumuza uygun bir şekilde, bu sürecin zorluklarını birlikte göğüsleyeceğimiz bir süreç olacak, beraber başaracağız. ‘Bizler dayanışıyoruz, bizler paylaşıyoruz’ kampanyamız çerçevesinde tüm il ve ilçe örgütlerimiz gerekli tespitleri yaptı ve özellikle yardımsever ve duyarlı ailelerle ihtiyaç sahibi aileleri buluşturmaya başladı. Kampanyamız yurtdışından da karşılık buldu.”
“Tabi kampanyanızın devamı niteliğinde tüm dünyanın tartıştığı bir nokta var. Tarımsal gıda ve ürünlerin üretimi ve bunların desteklenmesi noktası. Salgınlar sonrasında önemli bir tehlike olarak görünüyor. Salgından kaynaklı özellikle üretimin yapıldığı yerlerde köy ve kırsal alanlarda insanların, işçilerin tarım alanlarını ekememesi veya ekilen ürünlerin seralarda, tarlalarda kalması gibi bir tehlike söz konusu. Hükümet derhal çiftçilerin ve köylülerin ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirler almalı. Bütün borçlarını silmeli. Tarımsal gıdayı, üretimi destekleyecek tedbirleri bir an önce almalı.”
DİYARBAKIR