PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın demokratik ulus paradigmasının Kuzey ve Doğu Suriye’de hayat bulduğunu belirterek, ‘Sayın Öcalan özgür olmadan yaptığımız her şey eksik kalır’ dedi
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkmak zorunda kalması ve 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye teslim edilmesinin üzerinden 25 yıl geçti. Bu 25 yılda, halkların direnişi komployu boşa çıkarırken ve bu direnişle Ortadoğu coğrafyasında bir çok değişim yaşandı.
Değişimin yaşandığı yerlerin başında gelen Kuzey ve Doğu Suriye’de Öcalan’ın fikir ve perspektifleriyle yeni bir yaşam örülmeye başlandı. Her dil, din ve kimlikten insanın kardeşçe, eşit ve barış içinde yaşayabilecekleri demokratik özerk bir sistemin inşa edildi.Her toplumsal örgütlenmede yer alan kadın ve gençler, YPG-YPJ, TEV-DEM, Mala-Jin ve Mala-Gel gibi kuruluşlarda öz savunma iradeleriyle yer alıyor.
Öcalan ile uzun bir süre Suriye’de birlikte kalan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Öcalan’ın fikir ve perspektifleri çerçevesinde Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşananlar ile İmralı’daki tecridi Mezopotamya Ajansı’na (MA) Emrullah Acar’a değerlendirdi.
‘Arayış içerisindeydik’
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tanışıklığına değinen Müslim, arayış içinde olduğu bir süreçte tanışıklığını şu şekilde anlattı: “İstanbul Teknik Üniversitesi’nden 1977 yılında mezun oldum. 1978 yılında Suudi Arabistan’a çalışmaya gittim. Burada özgürlük hareketini tanıdım. Kürtlerin yaşadıklarını analiz eden bir hareket arayışındaydık. O zaman ilişkilenmemiz başladı ve 1983’de ilişkilerimiz arttı. 1983 yılında yıllık izine çıktığımda Şam’da ilk defa Sayın Öcalan’ı gördüm ve yüz yüze konuştuk. 1990’lı yıllarda ise Rojava’ya döndüm. O zaman daha çok görme ve konuşma fırsatım oldu.”
Ortadoğu’u dizayn etme planı
Uluslararası komplonun hegemon güçlerin bir projesi olduğunu ve amaçlarının Ortadoğu’yu dizayn etmek olduğunu belirten Müslim, Öcalan’ın bu planı bozduğunu kaydetti.
Müslim, “Bu projelerinde Kürtlere yer yoktu ve Kürtler hesaba katılmamıştı. Onların önünde bir engel vardı, bu milyonlarca Kürdü derin uykusundan uyandıran Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’dı. Halkın derin uykusundan uyanması hegemonların planlarını alt üst etti. Kürtlerin bir statüsü olmaması gerektiğini düşündüler. Bunun için Sayın Öcalan’dan kurtulmak istediler. Bu görevi de ‘ben Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) eşbaşkanlarından biriyim’ diyen Türkiye’ye verdiler. Komplonun ilk adımları bu noktada atıldı. Uluslararası güçler Sayın Öcalan’ı teslim aldı ve Türkiye’ye teslim etti. Türkiye’nin teslim aldığı yönünde söylentiler gerçeği yansıtmıyor. Bülent Ecevit ‘bizim kucağımıza bir bomba bıraktılar, ne için bıraktılar bilmiyoruz’ demişti. Ancak bu hamleleri bile projelerini hayata geçirmelerine yetmedi. Komplonun birçok etkisi oldu” diye konuştu.
‘Halka bir direniş geleneği aşıladı’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin Kuzey ve Doğu Suriye’de hayat bulduğunu belirten Müslim, “Sayın Öcalan 1979 yılında Kobanê’ye geçtikten sonra birçok kişiyi etkiledi. Lübnan’da Filistinliler ile girdiği ilişkide onları da çok etkiledi, onlara yeni ahlak ölçüleri kazandırdı. Filistinliler 1983 yılında Lübnan’dan çıkarılınca Sayın Öcalan Şam’a geçti. Bu dönemde de birçok kişi yanına gidip geldi. Rojava halkı bir açlık içindeydi. Bu açlık karın açlığı değil devrime olan bir açlıktı. Kurdistan’ın neresinde bir direniş olursa gidip katılıyorlardı. Halk kahramanlardan hoşlanıyordu, hepsi Sayın Öcalan’ın yanındaydı. Bu nedenle Rojava halkının daha sıkı mücadeleye bağlanması sağlandı. Halka bir direniş geleceği aşılandı. Kürtleri terbiye etmek isteyenler 2004 yılında Qamişlo’da direniş ile terbiye edildi. 2011 yılından bu yana da Rojava’da filizlenen devrim, Sayın Öcalan’ın fikirlerinin bir ürünü. Bugün gürleşen direniş ruhunu Sayın Öcalan bu halka bin bir emekle kazandırdı” ifadelerini kullandı.
Demokratik ulus
“Daha önce sistem halkların bütün değerleri ile oynamıştı” diyen Müslim, Demokratik Ulus Paradigması ile hakların kaybettikleri hakikatlerini bulduğunu sözlerine ekledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fikirlerinin halklar üzerine etkisine değinen Müslim, “Bir zihniyet devrimi lazımdı. Demokratik Ulus’ta sadece Kürtler değil, diğer halklarında zihniyetini değiştirmen gerek. Despot devletler kendi halklarını sürüye çevirmişler. Herkesin bir arada eşit bir şekilde yaşayabileceği modelin Demokratik Ulus olduğunu kavratmak gerek. Bunu silah zoruyla kavratamazsın. Öz savunman güçlü olacak ama bunun yanında zihniyet devrimi de gerçekleştirmen gerek. Biz bu güne kadar bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bu insanlık için bir kurtuluş. Sayın Öcalan’ın emeği bu” şeklinde konuştu.
‘Kobanê Sayın Öcalan’ın zaferidir’
Kobanê’de DAİŞ karanlığına karşı ortaya konan tarihi direnişin 9’uncu yıl dönümü üzerinden birkaç gün geçtiğini belirten Müslim, “Kobanê Kürtler için önemli bir direniş. Kobanê’nin özgürleştirilmesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikriyatı önemli bir paya sahip. Sayın Öcalan’ın ‘Kobanê düşmemeli’ yönünde yaptığı çağrı ile dört parça Kurdistan’dan binler yönünü Kobanê’ye çevirdi. Bu zafer Sayın Öcalan’ın zaferidir” dedi.
‘İmralı’da 25 yıldır süren işkence var’
İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan haber alınamama halinin 35’nci ayına girdiğini hatırlatan Müslim, “İmralı’da 25 yıldır süren bir işkence var. ‘Kürdistan sömürge’ diyerek destansı bir mücadele başlattı. Hegamon güçlerin planlarını altüst etti. Bugün Kürtlerin arasında olsaydı Kürtler için her şey farklı olurdu. Türkiye uluslararası güçlerin gardiyanlığını yapıyor şuan. CPT ziyaret ediyor ama bir şey paylaşmıyor. Sayın Öcalan’a ‘Neden Kürtleri mezardan çıkardın’ işkencesi yapılıyor.” şeklinde konuştu.
‘Sayın Öcalan özgür olmadan yaptığımız her şey eksik kalır’
Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep eden Kürtler ve dostlarının, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla dünyanın 74 merkezinde 10 Ekim 2023 tarihinde başlattığı küresel kampanyaya katılım çağrısında bulunan Müslim, “İmralı’da bir tutukluluk yok işkence var. Daha önce ‘Sana zehir vereceğiz, etini yiyen haşereler de ölecek’ demişlerdi. Acaba hangi öğünde bu zehri verecekler? Sabah mı akşam mı? Bu en büyük işkencedir. Sayın Öcalan hiçbir zaman kendini düşünmemiştir. Hep istediği özgür bir yaşamdır. Sayın Öcalan özgür olmadan yaptığımız her şey eksik kalır” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ