Kobanê Direnişinde yaşananları anlatan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla herkesin yönünü Kobanê’ye döndüğünü belirterek, ‘Kobanê tarihin seyrini değiştirdi’ dedi
Küresel cihat hedefi olan El-Kaide’ye bağlı faaliyet yürüten ve Irak’ta ABD’nin 2003’teki Irak işgaliyle güçlenen DAİŞ, Suriye iç savaşının başlanması ve Türkiye’nin desteğiyle yükselişe geçti. El-Kaide’den daha radikal bir yola giren DAİŞ, Suriye’de toparladığı güçle 2014’ün Ocak ayında Irak’ın Felluce kentini ele geçirdi. Akabinde “halifeliğin başkenti” olarak adlandırdığı Rakka’ya giren DAİŞ, kenti işgal etmesinin ardından 8 Haziran 2014’de Musul’u bir günde ele geçirdi. Musul’un ardından Bağdat’a yönelmesi beklenen DAİŞ, beklenmedik bir şekilde 3 Ağustos 2014’te Şengal’e saldırdı. Pikaplar üzerindeki bayrakları gibi kara kıyafetleri ile geçtikleri her yerde katliamlar yapan DAİŞ, kadınlar ve kız çocuklarını esir alarak “cinsel köle” yaptı. Êzîdîlerin “73’üncü Ferman” olarak adlandırdığı saldırılar ile Şengal’i işgal eden DAİŞ, Êzidîleri katliamdan geçirdi, binlerce kadını kaçırıp kurduğu köle pazarlarında sattı.
DAİŞ Kobanê’ye saldırdı
DAİŞ, Kuzey ve Doğu Suriye’de Ocak 2014’te Efrîn ve Cizîre ile birlikte rejim güçlerinden alınan ve “Demokratik Özerk Yönetim” ilanını yapıldığı Kobanê’ye yönünü çevirdi. DAİŞ, 15 Eylül 2014’te Kobanê’ye üç koldan saldırı başlattı. Yönünü çevirdiği her alanda, yaydığı korku ile güçlü bir direnişle karşılaşmayan DAİŞ, Türkiye’nin de politikası nedeniyle Kobanê’yi kısa sürede almayı planlasa da, tarihi bir direnişle karşılaştı. Kobanê halkının aylar süren direnişi, insanlığın korkulu rüyası haline dönüşen DAİŞ için de sonun başlangıcı oldu. 134 gün süren direniş sonucunda tüm dünyaya korku salan DAİŞ’in saldırıları püskürtüldü. Bu saldırılardan sonra, QSD tarafından peş peşe operasyonlar yapılan DAİŞ, Suriye’deki bütün kentlerden çıkarıldı. Savaş gücü çökertilen ve hücre şeklinde örgütlenmeye dönen DAİŞ’in şefi El Bağdadi öldürüldü. Daha sonraki liderleri de öldürüldü.
DAİŞ saldırıları sırasında Demokratik Birlik Partisi Eşbaşkanı olan Salih Müslim, üzerinden 10 yıl geçen o dönemdeki saldırıları ve buna karşı geliştirilen direnişi Mezopotamya Ajansı’na (MA) Emrullah Acar’a anlattı.
‘Kobanê direnişi tarihin seyrini değiştirdi’
Kobanê direnişinin tarihin seyrini değiştirdiğini dile getiren Müslim, “Kobanê öncesi ve sonrası olarak tarih şekillendi. Kimse Kobanê gibi küçük bir kentin bu denli büyük bir direnişe ev sahipliği yapacağını aklının ucundan dahi geçirmiyordu. Vahşice saldıran bir düşman vardı karşımızda. Kürtleri ortadan kaldırmak için kimileri tarafından yaratılan bir güç. Saldırı önceden planlanmış bir saldırı. Yeni Dünya Düzeni’nde Ortadoğu şekillenirken Kürtlerin olmamasının çabasıydı. Bunun için DAİŞ devreye sokuldu. Haziran 2015’te Almanya’da bir toplantı yapıldı ve orada Kobanê saldırısının kararı çıktı. O zaman bundan biz bihaberdik. Daha sonra öğrendik bunları. Hegemon güçlerin hepsi içindeydi, bazı işbirlikçi Kürtlerde buna dahil olmuştu” ifadelerini kullandı.
‘Kürtler biz de varız dedi’
Kobanê’ye saldırmadan önce DAİŞ’in kısa bir sürede Irak ve Suriye’de birçok kenti işgal ettiğini belirten Müslim, “Kobanê amaçlarına ulaşmaları için son duraktı. Ancak bu hesapları Kobanê’den döndü. Kimse Kürtlerin bu denli büyük direneceğini hesaba katmamıştı. Kürtler Kobanê direnişi ile ‘Ortadoğu’da biz de varız’ dedi. Kobanê Kürt halkının varlığının ispatıdır” şeklinde konuştu.
Saldırının başladığı 15 Eylül’de karşılaştıkları direnişle saldırıyı planlayan güçlerin planını değiştirmek zorunda kaldığını kaydeden Müslim, “Dünya karanlığa karşı direnenlerin Kürtler olduğunu gördü. Hesaba katılmayan Kürtler, direniş ile yeni bir denklemin kurulmasını sağladı. 134 gün sonra Kobanê özgürleştikten sonra dünyanın gözü Kobanê’ye döndü. Ancak aradan geçen 10 yılda hala yaşanan sorunlara çözüm bulunmadı. Herkes çıkarı doğrultusunda kaosu sürdürme arayışında. Bundan kaynaklı tehlike hala bertaraf edilmiş değil” diye konuştu.
‘Demokratik özerklik kendini ispatladı’
Kürt halkı olmadan çözüm düşünülemez diyen Müslim, “Bir projemiz var. Demokratik özerklik pratikte kendini ispatladı. Demokratik ulus çözümdür. Bu projenin sahibi Kürt halkıdır. Bunun sahibi Kobanê’de şehit düşenlerdir, direnenlerdir. Onlar, ancak bu sorunu çözebilir. Onlarda şuan hala mücadele ediyor. Kürt halkının bu gerçeği görmesi gerek” diye belirtti.
‘Öcalan’ın çağrısı’
Saldırıların devam ettiği 22 Eylül’de PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, “Kobanê’nin düşüşü, tüm Kürdistan’ın düşüşü demektir. Herkes bu gerçekliğe göre hareket etmeli” çağrısında bulunduğunu hatırlatan Müslim, çağrı sonrası binlerce kişinin dört parça Kurdistan’dan yönünü Kobanê’ye çevirdiğini söyledi.
‘Her şehit bir romandır’
Kobanê’nin özgürleşmesinde yapılan bu çağrının etkisinin büyük olduğunun altını çizen Müslim, “Kobanê’de direnenler onun öğrencileriydi. Saldırı ile amaçlanan açıktı. Sayın Öcalan DAİŞ’in ne amaçla saldırdığını iyi biliyordu. Sayın Öcalan bu tehlikeyi sezdi ve çağrı yaptı. Çağrıyı halk iyi okudu ve sahiplendi. Halk önderinin çağrısı çerçevesinde her yerden Kobanê’ye akın etti. Sadece Kürtler değil, enternasyonalist gençlerde yönünü Kobanê’ye çevirdi. Musul direnseydi belki Rakka’da direnirdi. Ama Kobanê dışında direnen olmadı. Kobanê 134 gün direndiği için Koalisyon Güçleri yardım etmek zorunda kaldı. Kobanê uçaklar ile değil, dört parçadan gelen ve ferdi silahlar ile kanının son damlasına kadar direnen gençlerin sayesinde özgürleşti. Gençler kanları ile tarih yazdı. Bu direniş, bu irade, yaşanan ihanetlerin araştırılması gerek. Hepsi araştırma konusu ve daha açıklığa kavuşmadı. Kitaplar yazılıyor, ancak yetersiz. Her şehit bir romandır” şeklinde konuştu.
‘DAİŞ’in intikamını almak istiyorlar’
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 7 Ekim’de Dîlok’ta yaptığı bir konuşmada, Kobanê’ye dair sarf ettiği “Kobani düştü düşecek” sözüyle birçok kentte binlerce kişinin sokağa çıktığına hatırlatan Müslim, şöyle devam etti: “Kobanê iki şekilde tarihi değiştirdi. Birincisi Kürt halkına büyük bir motivasyon verdi. Diğer taraftan Kürt halkının inkarı üzerine plan yapanların planları değişti. Bunlar da hala bu yenilgiyi hazmetmiş değil. Bunun acısını 10 yıl geçse de unutmuş değil. Her Kobanê kelimesini duyduğunda kalbine sancılar giriyor. Kürt siyasetçilere cezalar verilmesi bunun intikamı. Gerillalara karşı yapılan vahşi saldırılar ile DAİŞ’in intikamı alınmak isteniyor. DAİŞ çetelerini Kurdistan dağlarında savaştırarak intikamlarını almak istiyorlar. Kobanê’de yenilgiye uğrayan DAİŞ, bugün gerillaya saldırıyor. Onların yanında sözde Kürt özde kurmê darê (Ağacı kemiren kurt) olanlar var. El birliği ile DAİŞ’in intikamını almak istiyorlar. Kürt halkı yanlarında duran Kürt siyasetçileri unutmayacağı gibi kurmê darêleri de unutmayacak.”
‘Saldırılar amacına ulaşamayacak’
Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük Türkiye ve desteklediği paramiliter güçlerin saldırılarının aradan geçen 10 yılda aralıksız devam ettiğini dile getiren Müslim, şunları söyledi: “Kürt halkı 10 yıl geçse de Kobanê’ye sahip çıkıyor. Kobanê’nin dostu olduğu kadar düşmanı da arttı. Türkiye DAİŞ’in intikamını almak için DAİŞ’e karşı savaşta öncülük edenleri hedef alıyor. DAİŞ’i canlandırma saldırıları amacına ulaşamayacak. Kobanê’den önce ‘Ben Kürt’üm’ demeye utanan Kürtler, bugün her yerde göğsünü kabartarak ‘Ben Kürt’üm’ diyor. Bunu Kobanê değiştirdi, Kürt halkının direnişi değiştirdi. Kobanê’yi unutursak eskiden içinde bulunduğumuz durumdan daha kötü bir duruma düşeriz. Herkes Kobanê’yi örnek almalı. Bazı halkların tarihinde yüzyılda bir kahraman çıkıyor ve onunla yüz yıllarca övünüyorlar. Kürtlerin kahramanları binlerce ve kendi aralarında gündelik yaşamlarını sürdürüyor. Buna rağmen kahramanlarımızı ihmal ediyoruz. Herkesin hakikatine yüzünü dönmesi lazımdır. Kürt halkı değerlerine sahip çıkmalı. Kobanê onun için kan döken bütün halklarındır. Umutlarımız büyük. Halkımız Kobanê hakikati ile direniyor. Kazanan demokratikleşmenin öncülüğünü yapan Kürt halkı olacak. Demokratik ulus bütün kaoslara karşı bir çözüm olacak.”
DIŞ HABERLER