Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına karşı yapılan çağrılarda, saldırının bütün Suriye’nin güvenliğini tehdit ettiği vurgulanarak, amacın bölgeyi boşaltmak olduğu vurgulandı
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine yönelik bombalamaları sürerken, birçok yerden de saldırılara karşı alanlara çıkma çağrısı yapıldı. Türkiye’nin saldırılarına ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulunan TEV-DEM Eşbaşkanı Ruken Ehmed, “Şehba, Kobanê, Zirgan, Dêrik, Kandil’e kadar yapılan bombardıman Türk devletinin iç siyasette yaşadığı krizi örtbas etme çabasıdır” dedi.
Kaos derinleştirilmek isteniyor
“Yaşadığı tıkanmayı Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılarla aşmak istiyor” diyen Ehmed, “Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’yi yoğun bir şekilde bombalayan Türk devleti saldırı senaryosunu İstanbul’daki patlamayla devreye koymuştu. Türk devleti önündeki seçimlerde sonuç almak, bu toplumun bir yüzyılını daha kaybettirip kaosik durumu daha da derinleştirmek için böylesi saldırıya başvurdu. Türk devleti bu bombardımanlarla bunu yapmayı amaçlıyor” dedi.
Göç yollarına düşmek yerine
Ehmed, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına da seslenerek, “Türk devleti sıkışmış durumdadır. Çünkü Kürt halkıyla birlikte dostları da alanlarda. Bu saldırıları boşa çıkarmak için yarın değil bugün harekete geçmeliyiz. Toplumumuz bilmelidir ki yarın çok geç olur. Halkımız bombardıman yüzünden göç yollarına düşmek yerine hepimiz meydanlara akın ederek bu saldırılara göz yuman güçleri Türk devlet saldırılarını durdurmaya mecbur bırakalım” çağrısında bulundu.
‘Asla boyun eğmeyeceğiz’
ANHA’ya konuşan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Komitesi üyesi Foza Yusif da, hiçbir tehdit ve saldırıya boyun eğmeyeceklerinin altını çizdi. Yusif, “Tüm dünya bilsin ki bu tehditlere boyun eğmeyeceğiz ve kendimizi savunacağız” dedi.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit
Türkiye’nin saldırılarının Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Yusif, “Kuzey ve Doğu Suriye’nin tüm bileşenleri ile Suriye’nin toprak bütünlüğünü hedef alan bu saldırıları kınıyoruz. Uluslararası güçlerin bu saldırılar karşısındaki sessizliğini de kınıyoruz. Bu saldırı, halkımıza yönelik soykırım politikasının bir parçasıdır” dedi.
Türkiye’nin bölgeyi boşaltmayı amaçladığını ifade eden Yusif, “Bölge bileşenleri arasında panik ve korku tohumları ekerek bölgeyi boşaltmak istiyor. Dolayısıyla Kuzey ve Doğu Suriye’nin tüm halkları bu imha politikasına karşı tavır almalı, topraklarına ve değerlerine bağlılıklarını ifade etmelidir. Halkımız tüm bileşenleriyle olağanüstü hal içinde güçlerinin yanında ve Özerk Yönetim’le birlikte olmalıdır” dedi.
‘Hiçbir Kurdistanlı sessiz kalamaz’
KCKD-E de yaptığı açıklama ile, herkesi Kurdistan’ı sahiplenmek için alanlara çağırdı. Saldırıya dair açıklama yapan KCKD-E eşbaşkanları, “İstanbul İstiklal Caddesi’nde tezgahlanan senaryonun ardından Rojava’yı hedefleyen bu katliamcı işgal saldırısının temel hedefi Kürt halkını ve kazanımlarını imhadır” dedi.
IŞİD’i yenen Rojava halkının yeniden karanlığa boğulmak istendiği belirtilen açıklamada, “Hiçbir Kürdistanlı buna sessiz kalamaz. An iti barı ile herkesi tepkisini göstermeye alanlara çağırıyoruz” denildi.
Uluslararası güçlerin sorumlulukları hatırlatıldı
Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) ise yaptığı açıklamada uluslararası güçlerin sorumluluklarını yerine getirmesi çağrısını yaparak, ABD ve DAIŞ’e karşı Uluslararası Koalisyon’un onayı olmadan Türk devletinin bu saldırıları gerçekleştiremeyeceği belirtti. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “DAIŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyon bu yasadışı savaşa karşıysa, bu koalisyonun üyeleri ekonomik, siyasi, diplomatik ve yasal yollarla Türkiye’ye uluslararası hukuka göre hareket etmesi için baskı yapmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye devlet terörünün Kuzey ve Doğu Suriye halkları üzerindeki sonuçlarının sorumluluğunu üstleneceklerdir. Bu nedenle Birleşmiş Milletler (BM), DAIŞ’e Karşı Uluslararası Koalisyon, Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) ortaklarına karşı yasal sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.”
HABER MERKEZİ