Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarında doğal yaşam yıkıma uğratılmakta. Keziyên Kesk İnisiyatifi Sözcüsü Zîwer Şêxo, bu yıkıma karşı 4 milyon fidan dikeceklerini açıkladı
Türkiye’nin 4 Ekim’den bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları aralıksız devam ediyor. Özerk Yönetim’in geçtiğimiz günlerde hazırladığı ve Birleşmiş Milletler’e gönderdiği raporunda, Türkiye’nin 224 farklı alana 304 hava ve kara saldırısı gerçekleştirdiğini, bu saldırıların 221’inde top ve ağır silahlar, 83’ünde ise drone ve savaş uçakları kullandığını kaydetti. Gaz ve petrol tesisleri, elektrik santralleri, su istasyonları ve sağlık merkezleri ile mültecilerin yaşadığı Waşûkanî ve Roj kamplarıyla onlarca köyün hedef alındığı kaydedilen raporda, saldırılarda 5’i Kobanêli olmak üzere 47 kişinin yaşamını yitirdiği, 55 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Ekolojik yıkım artıyor
İnsanların katledildiği, yaşam alanlarının hedef alındığı ve pek çok alanın kullanılamaz hale geldiği saldırılarda, buna bağlı olarak gelişen doğa tahribatı da tehlikeli boyutlara geldi. Rojava Devrimi’nden bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’deki ekolojik tahribatları iyileştirmek için çalışmalar yürüten Keziyên Kesk İnisiyatifi Sözcüsü Zîwer Şêxo, son saldırılarla birlikte doğa tahribatının derinleştiğini ifade etti. Yıllardır savaşın eksik olmadığı Kuzey ve Doğu Suriye’de insanlarla birlikte doğanın da katliamlardan geçtiğini belirten Şêxo, Türkiye’nin son saldırılarıyla ekolojik kıyımın giderek arttığını belirtti.
Doğal yaşama saldırı
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’nin doğal yaşamına saldırılarının yeni olmadığını dile getiren Şêxo, “Bu uzun zamandır yürütülen bir politika. Kökünde Kurdistan’a dönük bir katliam var ve bu saldırılarda doğal yaşamda hedefleri içinde. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana Kurdistan’daki demografiyle oynamaya çalışıyor. Buradaki ekoloji kurumlarına göre Kuzey Kurdistan’dan Rojava Kurdistan’ına 108 dere, pınar, dere yatağı akıyor. Bunlar şehirlerin ana damarları, insanların su ihtiyaçlarını karşıladıkları yerler. Ancak bu 108 su kaynağı Türkiye kontrolünde sürekli olarak üzerimize kapatılıyor. Suyu kapatılan köylerden biri de bizim köyümüzdü. 200’den fazla köylü burada yaşıyorduk. Ancak Bakur’dan gelen dere suyumuz, 25 yıl önce Türkiye tarafından kesildi. Yavaş yavaş köylerini terk etmek zorunda kalan köylülerimizin çoğu yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Bu fiziksel değil, kimliksel bir ölüm” diye konuştu.
Yaşatılan bir devlet terörü!
Şêxo, Türkiye’nin saldırılarının temel gerekçelerinden birisinin Kuzey ve Doğu Suriye’yi insansızlaştırmak ve Kürt varlığını bu topraklardan silmek olduğuna dikkat çekerek, “Efrîn’e ilk saldırılarında direkt olarak yaşam alanlarına saldırdılar. Kentin kimliği sayılan zeytin ağaçlarını yerlerinden sökerek oraları talan ettiler. Son yapılan saldırıları göz önüne alırsak, Kuzey ve Doğu Suriye’de 5 milyon insan bu saldırılardan etkilendi. Bu saldırılardan sadece Qamişlo, Reqa ve Kobanê değil, uzun vadede Şam ve Halep de etkilenecek. Saldırılardan etkilenen insan sayısı ve alan büyüklüğü açıklanan verilerin çok üzerinde. Yapılan saldırılarda su tesislerinin hedef alınması, sadece insanları değil doğayı, ekolojik dengeyi de etkiliyor. Bu yaşadıklarımız devlet terörünün sonuçlarıdır” dedi.
Bölge çölleşiyor
Geçmişte Suriye rejiminin uygulamaları nedeniyle Kuzey ve Doğu Suriye’nin çölleşmeye doğru gittiğine dikkat çeken Şêxo, “Ulus devletlerin kurulması ardından başlıyor her şey. Şimdi Türkiye de aynısını yapıyor. Suriye rejimi o günlerde insanları kendilerine mecbur bırakacak politikalar izliyordu. Yaşanan ekolojik tahribatlar ardından kansere yakalanan insan sayısı arttı. Ancak bir yerde yaşanan ekolojik tahribat sadece orada yaşayan insanları etkilemez. Buna karşı sessizlik kabul edilemez” diye konuştu.
‘4 milyon ağaç dikilecek’
İnisiyatif olarak kuruluşlarının ilk gününden bu yana ekolojik tahribata karşı mücadele verdiklerini, yıkılan, yok edilmeye çalışılan yaşam alanlarını yeniden yeşertmek için çalıştıklarını belirten Şêxo, 4 milyon fidan dikme hamlesi başlattıklarını aktararak, “Bir yıl önce başladık ve şimdiye kadar 70 bin fidan diktik. Özerk Yönetim belediyelerde buna dair kurullar koydu. Buna göre herkes kendi köyünü, yaşam alanını ağaçlandıracak” dedi.
Ekoloji okulları
Şexo ekoloji okulları kuracaklarını belirterek, “Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Bakanlığıyla Toplumsal Ekoloji dersi için her okulda bir öğretmenin ders vermesi amacıyla ortaklaşa çalışıyoruz. Burada sadece teorik olarak değil, pratik olarak çocuklara ekolojiyi öğretmeyi planlıyoruz. Son olarak ‘Köyün Akciğerleri’ projesi oluşturduk. Bu proje kapsamında köylere gidip ekolojik tahribatı, bunun nasıl düzeltileceğini anlattık. Bunlarla bize reva görülmeye çalışılan bu katliam politikalarında ekoloji silahının kullanılmasını engellemeyi planlıyoruz” diye anlattı.
Haber: Ceylan Şahinli – Riha / MA