Şakran 3 Nolu T Tipi Cezaevi’nden yakın zamanda tahliye olan Mehmet Aydemir, uygulanan çıplak arama ve ayakta sayım dayatması ile şiddete dikkat çekti. Aydemir, Öcalan ile görüşme ve Güven’in tahliyesinin ardından cezaevi idaresinin tutukluları açlık grevini bırakmaya zorladıklarını söyledi.
Manisa Saruhan ilçesinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik üyesi olan Mehmet Aydemir ve Xebat Aydemir kardeşler, 23 Ekim 2015 tarihinde “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanarak Manisa T Tipi Kapalı Cezaevine konuldu. Aydemir kardeşler, ayakta sayım dayatmasına karşı çıktıkları için darp edilerek istekleri dışında 6 Kasım 2018’de Şakran 1 Nolu ve 3 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiler.
7 Şubat tarihinde tahliye edilen Xebat ve Mehmet Aydemir, cezaevinde yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ruken Demir‘e anlattı.
Çıplak arama dayatması ve şiddet
Mehmet Aydemir, Manisa Cezaevi’nde kaldığı süre boyunca cezaevi yönetimi ile gardiyanları tarafından baskı ve işkenceye uğradığını ifade etti. “Her sabah ayakta sayım dayatılarak şiddete uğradık” diyen Aydemir, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Adalet Bakanlığı’na birçok defa dilekçe yazdığını belirtti.
Manisa Cezaevi’nin yeni bir cezaevi olduğunu belirten Aydemir, “Cezaevi idaresinin genel siyasi tutukluları tamamen sindirme, ezme ve iradesini teslim almaya yönelik girişimleri vardı. Her seferinde fiziki müdahalelerine maruz kaldık. Bu şiddet en üstten başlardı en alttaki gardiyanla devam ederdi. Sanki siyasi tutuklulardan intikam alınmak isteniyordu. Bir sabah sayım esnasında kardeşim Xebat ve Siracettin Hesass birlikte yaka paça dışarıya çıkartıldık. Tabi nereye sürgün edileceğimizi bilmiyorduk. En kötü ihtimal düşündüm Xebat ile aynı cezaevine gideriz dedim ama baktım kardeşim yok. Kardeşim Şakran 1 Nolu Kapalı cezaevine ben de 3 Nolu cezaevine götürüldüm. Girişte çıplak arama dayatıldı. Her ne kadar çıplak armaya karşı çıksam da taciz edildim” diyerek yaşadıklarını anlattı.
Öcalan ile görüş olunca ‘Eylemi sonlandırın’ baskısı
Şakran Cezaevi’nde de baskı ve hak ihlallerinin devam ettiğini aktaran Aydemir, tutukluların ortak faaliyetlere çıkartılmadığını ve iletişim haklarının sürekli engele takıldığını söyledi. Kantinden aldıkları radyolara da cezaevi yönetimi tarafından el konulduğunu ifade eden Aydemir, durumu “Hukuksuzluğun diz boyu” sözleriyle tarif etti. Şakran Cezaevi’nde kaldığı sürede 10 günlük süresiz dönüşümlü açlık grevine girdiğini belirten Aydemir, birlikte kaldıkları; İsmail Genç, Faik Kımış, Mehmet Ümit, Suat Gürbüz ve Uğur Ataman’ın da süresiz dönüşümsüz açlık grevine dahil olduklarını söyledi.
Açlık grevindeki tutuklulara sadece tuz ve su verildiğini vitamin verilmediğini belirten Aydemir, “Cezaevi doktorları açlık grevindeki arkadaşlarımız ile ilgilenmiyordu. Sadece bir stajyer personel gelip ‘nasılsınız’ deyip çıkıyordu. Özellikle Leyla Güven tahliye olduktan sonra cezaevi idaresi gelip bize ‘Leyla Güven tahliye oldu ve Mehmet Öcalan Abdullah Öcalan ile görüştü. Açlık grevini bırakın. Gerek yok’ diye psikolojik baskı yapıyordu. Fakat açlık grevindeki tutuklular kararlı olduklarını her seferinde dile getiriyorlardı” diye konuştu.
‘3 yıl boyunca hukuksuzca tutuklandım’
Şakran 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldıktan sonra tahliye edilen Xebat Aydemir ise, HDP gençlik üyesi olduğu için 3 buçuk yıl boyunca hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu söyledi.
Tecridin kaldırılması amacıyla başlatılan 10 günlük süresiz dönüşümlü açlık grevine katılan tutuklulardan biri olduğunu belirten Aydemir, “Benim koğuşumda İlhami Çınar, Engin Ulugana ve Serbülent Yaman süresiz dönüşümsüz açlık grevindeydi. Leyla Güven bir tarihi süreçte önemli misyon üstlenerek, süreci iyi okudu. Cezaevlerinde direnişin tarihi yazılıyor.
‘Telep demokratik haktır’
Eylemdeki tutuklularda kilo kaybı ve unutkanlık başladığını da aktaran Aydemir, ölümlerin önüne geçilmesi için herkesi harekete geçmeye çağırarak “Bu talep hukukidir ve demokratik bir haktır. Süresiz dönüşümsüz açlık grevindeki tutukluların direnişini gördükçe biz tutuklular da büyük bir moral ve inançla uyanıyorduk” dedi.