Şair Şêrko Bêkes, ölümünün 5. yıl dönümünde anılıdı. Bêkes, ‘Şiirimin bir mısrasını otuz bakanlığa değişmem’ diyerek, şiire ne kadar önem verdiğini göstermişti
Şêrko Bêkes, dağın, doğanın, kurdun, kuşun, yoksulun, rüzgarın, kavganın, direnişin, özlemin, hasretin, yoksulun, özgürlük ve yüreğinden hiçbir zaman eksik etmediği Kürtlerin yüreğinde taht kuran şairiydi. Şiirlerinde doğa, direniş, rüzgar, özgürlük, umut ve başkaldırı kokan büyük şair Şêrko Bêkes, 4 Ağustos 2013 tarihinde büyük bir külliyat bırakarak aramızdan ayrıldı. Kürt edebiyatında büyük katkıları olan ve kısa şiirin öncüsü olarak kabul edilen Bêkes 2 Mayıs 1940’ta Süleymaniye’de ünlü Kürt şairi Faik Bêkes’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının siyasi ve edebiyatçı kimliğinden dolayı siyaset ve edebiyatın başat olduğu bir ortamda büyüyen Bêkes, büyüdüğü ortamı “Evimizde çıra ve mum yoktu, şiirle aydınlanıyorduk” sözleriyle tanımlıyordu. Babasının ölümünden sonra zorlu bir gençlik dönemi yaşadı ve 15 yaşındayken Komünist Parti’de siyasi faaliyetlere başladı. Ancak onun deyimiyle, edebiyat ve şiir, “her zaman hem birinci hem de ikinci sırada” geliyordu. 1958 yılında Ebdulkerim Qasim’in inkılabından sonra KDP içerisinde faaliyet yürüten Şêrko, daha sonrasında ise Komeleyî Azadiya Jiyaneweyî Kurdistan (KAJK) içerisinde siyasi faaliyet yürüttü.
KAJK’tan sonra hiçbir partiye üye olmadığını söyleyen Şêrko Bêkes, ulusal mücadeleyi de hiçbir zaman sadece partilerin işi olarak görmeyip 1964’teki Eylül Devrimi ve 1975’teki Şoreşî Nû’da (Yeni Devrim) bir pêşmerge ve bir basıncı olarak aktif yer aldı. Şiirleri Kürtçenin diğer lehçeleri başta olmak üzere birçok Avrupa dilleri ile Türkçeye de çevrilmiştir.
Uluslararası ödüller aldı
1987 yılında İsveç Pen’i tarafından verilen Tocholski ödülünü aldı. Daha sonra önemli Kürt şairlerinden Pire Mêrd adına verilen ödülü aldı. Öldüğü güne kadar 1998 yılında kurulan Serdem adındaki kültür merkezinin başkanlığını yürüttü. Bêkes’in 31 tane yayımlanmış kitabı var. 1993 yılında Kürt Federe Bölgesi’nin 1 yıl süre ile Kültür Bakanlığı’nı yaptı. Bakanlık yaptığı dönemde de bakanlığını yaptığı hükümetin anti demokratik uygulamalarına tahammül etmeyerek kabineden ayrıldı ve bir daha benzer görevler almadı. Beş yıl önce hayata gözlerini yumup aramızdan ayrılan Bêkes vasiyeti üzerine Süleymaniye’deki Azadi Parkına gömüldü. Azadi Parkı’na gömülmesinin nedeni Saddam Hüseyin döneminde birçok Kürdün infaz edildiği, birçok Kürdün kaybedildiği yer olmasından ileri geliyor.
‘Otuz bakanlığa değişmem’
Kürdistan Federe Bölgesi yönetiminde bir yıllık bakanlık görevini bıraktıktan sonra “Şiirimin bir mısrasını otuz bakanlığa değişmem” diyerek özgürlükçü olmayan tüm sistemlere başlattığı isyanını kendi bölgesel yönetimine karşı da sürdürdü. O yüzden Şêrko Bêkes hiç kimseye karşı baş eğmeyen, acıya, zulme, köleliğe, aileci, aşiretçi, tüm yapılara karşı isyanını sürdüren, sonuna kadar da ona bağlı kalan bir şairdi. Bu sözlerin sahibi olan şairler var oldukça isyan bitmez, özgürlük kaybetmez demekten başka bir şey kalmıyor insana… Şêrko Bêkes’in şiirleri dağlı bir insanın isyan, acı, özlem, kavga içeren şiirleridir. Onun için dağ vazgeçilmezdir. Bêkes özgürlükten, özgürlük için mücadeleden hiçbir zaman ödün vermeyen bir şairdi.
Mezarı başında anıldı
Genç yaşta zirveye çıkan ve hep zirvede kalan Şêrko Bêkes, ölmeden önce kaleme aldığı vasiyetnamesinde ise şunları söylüyordu: “Beni Süleymaniye’deki Azadî Parkı’na, 1983 şehitleri için kurulan anıtın yanına gömün. Orada nefesim kesilmez. Genç kadınlar, erkekler, sevgililer misafirim olur.” Büyük şairin ölüm yıldönümünde mezarı başında “misafirleri” hiç eksik olmadı. Önceki gün Serdem Kültür Merkezi’nin düzenlediği anmaya, Bêkes’ın yazar, şair, aydın dostları, sevenleri ve binlerce genç katıldı.
SÜLEYMANİYE