Denetimsizlik ve yolsuzluk sahte ilaç skandalına yol açtı. Hem umutla tedavi olanların sağlıkları tehdit edildi hem büyük rant sağlandı. Onkoloji Uzmanı Halis Yerlikaya, ‘İnsanların yaşamıyla oynandı. Sorumlular yargılanmalı. Bakanlar istifa etmeli’ dedi
Yadigar Aygün / İstanbul
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından kanser hastaları için yurtdışından getirilen ICLUSIG adlı ilacın sahte olduğu ortaya çıktı. İlacın direnç artırıcı etken madde yerine ağrı kesici içerdiği raporlara yansıdı. Onkoloji Uzmanı Halis Yerlikaya, “4 bin euroya satılan ilaçların içerisine ilaç simsarlarınca ham maddesi 1-2 TL’lik olan ilaçlar ilave edilerek devlete satıldı. İnsanların salığı ile oynandı. Bu aslında bir cinayettir. Bakanların istifa etmesini gerektiren durum.”
AKP-MHP yönetiminin sağlık politikası, denetimsizlik ve yolsuzluk kanser hastalarına dahi sahte ilaç satılması skandalına yol açtı. Gazeteci Murat Ağırel’in ortaya çıkardığı belgeler, hem kendi hayatında hem çevresinde büyük buhrana neden olan kanser hastalığını atlatmaya çalışanların umutlarının ve paralarının nasıl gasp edildiğini gösterdi. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin ve İsviçre İlaç Denetim Kurumu’nun (SWISSMEDIC) yaptığı analiz sonucunda incelenen ilaçların kanser ilacı olmadığı, içine ağrı kesici etken maddesi konduğunu ortaya koydu. SGK’nin bu ilaçlar için tedarikçi ecza depolarına 26 milyon TL, Türk Eczacıları Birliği’ne ise 508 bin 200 euro ödediği kaydediliyor.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) önceki dönem Merkez Konseyi Üyesi ve Onkoloji Uzmanı Halis Yerlikaya kanser hastalarına verilen sahte ilaçları gazetemize değerlendirdi.
Kim olursa olsun yargılanmalıdır
Kanser hastalarına sahte ilaç verilmesinin bir “skandal” olduğuna işaret eden Dr. Halis Yerlikaya, bu sahte ilaçların halk sağlığını tehdit ettiğine dikkati çekti. Kanser hastaları için yaşamsal önemde olan ilacın sahtesinin verilmesinin suç olduğunun altını çizen Yerlikaya şunları söyledi: “Bu sahte ilaçların kullanılmasıyla insanların sağlığı ile oynandı. Bu aslında bir cinayettir. Bile isteye cinayete teşebbüstür. 3-5 ay 1-2 yıl yaşayabilecek hastalara sahte ilaçlar verildi. Bunun çok ciddi bir şekilde araştırılması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı ile ilgili adli ve idari birimleri, bu halk sağlığı ile oynayan bu skandalı çok ciddi bir şekilde araştırmalı ve bu skandala karışan her kim olursa olsun sorumlular tarafından yargılanmasını gerekiyor. Şeffaf bir şekilde bu sürecin yürütülmesi gerekiyor.”
Devlete nasıl satıldı?
Sahte ilaçların tüm boyutlarıyla araştırılması gerektiğini ifade eden Yerlikaya, kurumların işlevlerini yerine getirmediğini vurguladı: “Kanser hastaları acil hastalardır. Birçok kanser hastası bu ilaçlara umut bağlıyor. Bu skandalın boyutlarının ayrı ayrı tartışılması gerekiyor. Raporlara müfettiş ulaşamamış, Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurmuş, oradan sahte ilaç alınıp araştırılması için Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne götürüldü. Buradaki sonuçlarda da ilacın bir kanser ilacı olmadığı, ağrı kesici olduğu ortaya çıkmıştır. 3-4 bin euroya satılan ilaçların içerisine ilaç simsarlarınca ham maddesi 1-2 TL’lik olan ilaçlar ilave edilerek devlete satıldı.”
Bakanların istifa etmesi gerekir
Suçluların iktidara yakın kişiler olabileceğinin altını çizen Yerlikaya, sahte ilaçtan rant elde ettiklerini belirterek şöyle devam etti: “Her şeyden önce bu sorunun çözümüne yönelik iyi bir niyetin olması lazım ama şu ana kadar biz ne yazık ki iyi bir niyet bulamadık. Başka ülkelerde olsa bakanların istifa etmesini gerektiren durum. Bunun yenilir yutulur bir tarafı, kabul edilebilir bir tarafı yok. Ne yazık ki Türkiye’de bu halk sağlığı ile oynayan kişilere yönelik birtakım yapılması gereken şeyler de yapılmadı. Olayın yansıyan boyutu ile yansıtılmayan boyutları arasında ne kadar fark var, onu bilemiyoruz ama iktidara yakın kişilerin kâr elde etmeye yönelik bir durumu olarak görünüyor. Burada iktidara yakın kişilerin bundan rant elde etmek için böyle bir yola girdikleri görülüyor. Hem devlet hem de kamu kaynakları ciddi zarar gördü. Kamunun zararından daha önemlisi insanların yaşamıyla oynandı.”
Aile yakınlarına tazminat
İlaç temininde ciddi sıkıntıların olduğunu vurgulayan Yerlikaya, şu ifadelere yer verdi: “Biz hekimlerin uygulamak zorunda olduğumuz ve dünyada etkinliği kanıtlanmış ilaçlara ulaşmakla ilgili çok sıkıntı yaşıyoruz. Şu anda sadece bu kanser ilaçlarında değil, pek çok ilaç temininde sorunlar yaşıyoruz. Bu durum halkın sağlığını ciddi anlamda tehdit ediyor. Bu ilacı kullanan insanların bazıları belki de yaşamlarını yitirdi. Bu ilacın verildiği kişilere ve eğer kişi öldüyse kendilerine veya aile yakınlarına maddi tazminat ödenmesi gerektiğini düşünüyorum. Her gün insanların çaresiz bir şekilde ilaca ulaşamadığı birçok durumla karşılaşıyoruz. Etkili olduğunu bildiğimiz pek çok ilaç geri ödeme kapsamında değil. Bazı ilaçlar geri ödeme kapsamında olsa bile eczanelerde bulunamıyor. Kan artırıcı ilaçları hastalar piyasada bulamıyor. Piyasada olanda çok ciddi fiyat farkı var. Hastalar cebinden para ödemek zorunda kalıyorlar.”
Bakan’ın açıklaması
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “İddialar rant odakları tarafından çıkarılıyor. Hiçbir şekilde hastalarımızda kullanılması söz konusu değil. Ülkemize Bangladeş’ten bugüne kadar iddiaya konu olan ilacın bir kutu dahi girişi olmamıştır” ifadelerini kullanmıştı. Ancak Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Müfettişliği’nin inceleme raporunda Asiye Dokuyucu isimli kanser hastası yurttaşın SGK’dan temin ettiği Iclusig isimli ilacın sahte olduğu ifadesi yer alıyor.