Mersin Şehir Hastanesi’nde çalışan Filiz Çelebi sağlıkçıların salgına yakalanmaları durumunda haklarında soruşturma ve idari cezalandırma sözleşmesi imzalatıldığını söyledi
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi Kadın Sekreteri Filiz Çelebi, Mersin Şehir Hastanesi’nde çalışan sağlık emekçilerinin maruz kaldığı mobbing, pandemi sürecinin getirdiği iş yükü ile ilgili MA’dan Ömer Akın’a açıklamalarda bulundu
Mersin Şehir Hastanesi’nde Kovid-19 servisinde hemşire olarak çalışan Çelebi, ülkede bakım evleri dâhil sağlık çalışanlarının yüzde 56’sının kadın olduğunu aktardı. Toplumun birçok alanında kadının ötelendiğini belirten Çelebi, “O yüzden sağlık alanında da şiddete en çok maruz kalanlar kadın emekçiler oluyor. Kadın sağlık çalışanları, doktor da, hemşire de, temizlik personeli ya da oda destek emekçisi de olsa şiddete en çok maruz kalan kesim oluyor” dedi.
Yeni atamalar yetersiz
Pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte iş yüklerinin daha da arttığını vurgulayan Çelebi, bu yoğun temponun ise salgının çalışanlar arasında hızla yayılmasına neden olduğunu kaydetti. Sağlık emekçilerinin sayısının günden güne düştüğünü dile getiren Çelebi, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı yeni alınacak 12 bin personelin bu durumda yetersiz olacağını ifade etti. Çelebi, ülke genelinde dağıtıldığında her hastaneye iki ila üç arasında personeli düştüğünü söyledi.
Hastalığa yakalanınca soruşturma
Mersin Şehir Hastanesi’nde sağlık çalışanlarının salgına yakalanmaları durumunda haklarında soruşturma, kişisel koruyucu ekipman ihmali olduğu durumda da idari cezalandırma başlatılacağına dair sözleşme imzalatıldığını aktaran Çelebi, ekledi: “Şuan çalıştığımız Şehir Hastanesi’nde bir kovid servisinde 24 hasta yatıyor ve 24 saatte sadece 3 hemşire nöbet tutuyor. Hemşirelerin verdiği hizmet sadece bakım ve tedavi edici hizmetle sınırlı değil. Bilgisayar üzerinde yaptığımız işlemler de var. Hastanın animizminin alınması, geçmişinin sorgulanması, güncel bilgilerinin doğrulanması, kullandığı ilaçları, alerji oluşabilecek riskler gibi bir sürü ek işlem var. Bunlar da hemşireye yüklenen görevler arasında. Bütün bunların hepsi ayrı bir iş yükü. Bu iş yükü arttıkça o üç hemşirenin bir tanesi bilgisayara bağımlı kalıyor. Bir tanesi tedavi yapacaksa öbürü bakım hizmetine yetemiyor. Az sayıda personel ile çok sayıda hastaya bakmaya çalışırsan ne kişisel koruyucu ekipmanı kullanabilirsin ne kendi sağlığını koruyabilirsin ne de halk sağlığını koruyabilirsin.”
HABER MERKEZİ