İSİG Meclisi
Sağlık Bakanlığı 4 Aralık tarihinde “Sağlık Personelinin İhtiyaç Halinde Çağrıya Uyması” konulu bir genelge yayınladı. Buna göre sağlık hizmetlerinin verimli ve aksamadan yerine getirilmesini sağlık personelinin 30 dakika içinde sağlık kuruluşuna ulaşması isteniyor ve mülki idare amirlerini gerekli önlemleri almakla görevlendiriyor. TTB genelge üzerine 11 maddelik bir açıklama yayınladı. Özetle: Sağlık hizmeti sunumunda yaşanan engelleri belirlemek ve bu konularda gerekli önlemleri almak Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğundadır… Sağlık Bakanlığı yayınladığı bu genelge ile sağlık alanındaki büyük ve gerçek sorunları gizleyen ve başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarını sağlık alanındaki sorunların sebebi olarak gösteren tavrına devam etmektedir… Hekimler çalışma koşullarının her geçen gün artan zorluklarına rağmen büyük bir sorumluluk duygusu içerisinde mesleklerinin gereğini yerine getirmektedirler. Unutulmamalıdır ki bunca yanlış sağlık politikalarına rağmen halkın sağlığının temel güvencesi hekimler ve diğer sağlık çalışanlarıdır…
Genelge, bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne dayanmaktadır. Genelge mevcut haliyle dayanağı olan kararname hükmünü dahi tam olarak karşılamaktan uzaktır. Bu hüküm Bakanlığa sadece sağlık çalışanlarının uyacağı kuralları belirleme görevi değil, çalışanların sağlık kuruluşlarına ulaşabilmeleri için tedbir alma görevini de vermektedir. Genelgede sağlık çalışanlarının kuruluşlarına ulaşımlarının kolaylaştırılmasına dair bir önlem bulunmamaktadır…
Özellikle Ankara’daki Bilkent Şehir Hastanesi gibi yeni yapılan bazı hastanelerin kamuoyunda çok tartışılan ulaşım güçlüğü dikkate alındığında 30 dakikada sağlık kuruluşunda bulunma zorunluluğu büyükşehirlerde her zaman sağlanabilecek gerçekçi bir hedef değildir. Bu genelgenin kamu hastanelerini tek veya birkaç büyük merkezde toplayan şehir hastaneleri politikası ile uyumlu olmadığı açıktır… Bakanlık daha sonra yaptığı bir basın açıklaması ile genelgenin icap nöbeti tutan hekimleri ilgilendirdiğini ilan etmiştir. Genelgenin içeriğinin sonradan yapılan bir basın açıklaması ile tarif edilmesi ciddiyetten uzak bir yaklaşımdır…
Genelgenin çerçevesi net çizilmemiş olan kapsamı nedeniyle kamu ve özel sağlık kuruluşlarındaki bütün çalışanlar yaşamlarını 30 dakikada sağlık kuruluşlarına ulaşabilecek biçimde sınırlandırmak zorunda kalabileceklerdir. Bu sağlık çalışanlarının sosyal hak ve özgürlüklerini kısıtlayan, seyahat serbestisini ortadan kaldıran ve belirli bir coğrafyaya sürekli hapsedilme duygusuna yol açabilecek bir uygulamadır… Genelgede sağlık çalışanlarının “normal ulaşım şartlarında” 30 dakika içinde sağlık kuruluşunda bulunması öngörülmektedir. “Normal ulaşım şartları” tanımı net değildir. Yürüyerek, özel otomobil, toplu ulaşım vb. ile ulaşım koşulları birbirinden doğal olarak farklıdır… Kamu çalışanlarının bir kısmı rutin mesailerine bile kamunun kendisine sağladığı olanaklarla giderken bu genelge mesai saatleri dışında işyerine ulaşım sorumluluğunu çalışanlara vermiştir. Kamu veya özel sağlık kuruluşlarına bu anlamda bir görev yüklenmemektedir…
Hekime yönelen şiddetin her geçen gün arttığı ve birçok hekimin bu nedenle yaşamını yitirdiği bir ortamda 30 dakikada iş yerine ulaşmanın yasal bir zorunluluk haline getirilmesi sağlık çalışanlarını hastalar ile daha sık karşı karşıya getirecek ve sağlıkta şiddetin hızını artıracaktır. Sağlık Bakanlığı şiddeti özendiren ve hekimleri hedef gösteren bir tavır sergilemekten kaçınmalıdır… Benzer bir düzenleme 663 sayılı Sağlık Bakanlığı KHK’si ile getirilmiş; 2012 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından “yerleşme ve seyahat hürriyeti”ni engellediği gerekçesiyle iptal edilmiştir. Buna rağmen, hukuka aykırı bir uygulama hekimlere dayatılmaktadır.
İşte bu noktada TTB hekimleri hedef gösteren, sağlık alanındaki gerçekleri toplumdan saklayan politikalara karşı her türlü mücadeleyi sürdürmeye ve hukuk dışı bu uygulamaları yargıya götürmeye kararlı…