İbni Sina Hastanesi’nde bir sağlık çalışanı yatan bir hastanın salgına yakalanmasının ardından kendilerine test yapıldığını, ancak test sonucunu öğrenmeden çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Koronavirüs (Kovid-19) tanısı konulan sağlık çalışanları sayısının artığı Türkiye’de, her gün onlarca hastayla temas eden temizlik emekçileri de endişe içinde çalışıyor. Pandemi hastanesi olarak ilan edilen Ankara Üniversitesi İbni Sina Hastanesi’nde çalışan temizlik emekçisi S.E., işten atılma kaygısıyla ismini saklı tutarak, çalışma koşullarını Mezopotamya Ajansı’ndan Zemo Ağgöz’e anlattı.
Günde bir cerrahi maske
Hastane yönetiminin salgına karşı verilen eğitime kapsamında davranmadığını belirten S.E., “Yatan bir hastada virüs tespit edilince, bize bir hafta koruma önlüğü verildi. Ondan sonra ise sadece doktorlar, hasta bakıcılar ve hemşirelere verildi. Yetersiz olduğu için sadece gözlem odasına girenlerin koruma önlüğü giymesi istendiğine dair söylenti var. Eğitimde eldivenler çift takılacak diyorlardı ama daha yeni, gün boyu kullanmak için 2 adet verilecek. Bir başka konu ise maskelerimiz verilen eğitime göre 4 saatte bir değiştirilmesi gerekiyor. Bize günde 1 adet maske veriliyor. Bu maskeler de cerrahi maske olduğu için çok ince. Kullandığımız siperlikler de dayanışma ağlarından geldi” şeklinde aktardı.
Test sonuçları bildirilmedi
Kendilerine ilk testin, yatılı bir hastada virüs tespit edilmesinin ardından yapıldığını aktaran S.E., “Ama sonuçlar belli olmadan ve sonucu bilmememize rağmen normal mesaimizde çalıştırıldık. Son test 3 hafta önce, acilde görev yapan bir hasta bakıcı salgına yakalanınca yapıldı. Süreç aynı. Hasta bakıcı 14 gün hastanede karantinada kaldı. O bölümde olan 2 hemşire, 1 doktor da eve gönderilmişti. Bizim bölümde çok fazla hemşire salgına yakalandı. Şu an 2 hemşire hala tedavi görüyor. Diğer bölümlerde ise benim bildiğim net 2 temizlik personeli salgına yakalandı. Onlar da 14 gün hastanede yattı. Ama bence tüm çalışanlara düzenli olarak test yapılması gerekiyor” dedi.
Yemekler yetersiz
Hastanede çıkan yemeğin yetersiz olduğunu söyleyen S.E., “Sürekli sandviç ya da çorba oluyor. Haftada bir pilav ya da makarna geliyor. Sosyal mecralarda sağlıkçılara ve diğer hastane çalışanlara teşekkür ediyor, iyi ki varsınız gibi methiyeler düzüyorlar. Gerçekte ise verdikleri yemekten bile kar elde etme derdindeler. İki kap yemeği çok görüyorlar” diye belirtti.
Risk altında çalışmalarına rağmen temizlik personelleri olarak ek ödenekten yararlanamadıklarını ifade eden S.E., “Doktorlar ve hemşireler hastayı tedavi ediyor, biz de o hastaların kaldığı odalardan tuvaletlere, tıbbi atıklardan yedikleri yemek artığına kadar her yerin temizliğini yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Korkuyla çalışıyoruz
Artan ölüm sayılarıyla birlikte endişelerinin de arttığını dile getiren S.E., “Ne zaman ne olacak bilemiyoruz. Bize de bulaşacak korkusuyla çalışıyoruz. Yeterli önlem alınmıyor. Her gün hastaneden çıkıp ailemizin, çocuklarımızın yanına gidiyoruz” şeklinde konuştu.
HABER MRKEZİ