Açlık grevlerinin sonlandırılmasından sonra TTB ve SES, kriz masası oluşturdu. TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, Sağlık Bakanlığı’nın durumu olağanüstü olarak tanımlaması ve konunun uzmanı olan hekimlerin derhal görevlendirilmesi gerektiği çağrısı yaptı.
İmralı’daki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde ve ölüm orucunda olan tutuklular, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın açıklaması sonrası eylemlerini sonlandırdı. Cezaevlerinde bulunan tutuklulara yönelik tıbbi müdahale ve yaklaşımın nasıl olması gerektiğine dair Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.
Uzun süreli açlık grevlerinde beslenmeye geçişlerde önemli noktalara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Güngör, şunları söyledi: “Doku yıkımları var, alınan çok sınırlı besin maddelerinden kaynaklı tuz ve şeker nedeniyle vücudun kullanması gereken pek çok mineral ve moleküller var. Bu proteinlerin yerine konması gerekiyor. Bazılarının doğrudan ağza, bazılarının da bir biçimde eksiklikleri saptanarak, ilgili ilaçlarla yerine konması gerekiyor. Öncelikle kilo ölçümü yapılmasını ve eğer yüzde 10 kayıp varsa, bir biçimiyle daha önce tanımladığımız bir algoritma vardı, onların uygulanması gerekir. Yapılacak ilk iş isolayt-f adlı içinde birbiriyle oranlı şeker, tuz ve birbiriyle oranlı maddeler bulunan serumun takılması gerekiyor. Bunun dışında eğer bu yoksa ve yüzde 5 dediğimiz şekerli ürünler takılacaksa mutlaka içlerine B1 vitamini konulmalı.”
Beslenmeye dikkat
Cezaevlerinde bilinci kapalı tutuklu bulunmadığını vurgulayan Güngör, uyarılarını şöyle sürdürdü: “Tedavi aşamasında B1 vitaminini almaya devam edilmeli. Daha sonra kan alınarak, kan-elektronik-protein ve harabiyeti gösteren yani böbrek, karaciğer fonksiyonlarını gösteren duruma bakılması ve buna uygun tedavi yapılması gerekiyor. Kişilerin sağlık durumlarına ilişkin bilgilerin alınması gerekiyor. Doku yıkımına bağlı olarak sindirim sistemi kanamalı olan hastalar var. Uygun olarak bu kanamaları durdurmaya yönelik tedavilerin uygulanması gerekiyor. Burada da bir biçimde dokuların geri kazanılması için bağırsaktan beslenmeye uygun en basit molekülden başlanarak verilmesi önemli.”
Sağlık Bakanlığı’na çağrı
TTB olarak cezaevlerindeki durumu izlediklerini ifade eden Güngör, konuya ilişkin 17 Mayıs’ta Sağlık ve Adalet Bakanlığı’na bunun yanı sıra açlık grevi olan tüm cezaevleri ve il sağlık müdürlüklerine de uygulanması gereken yol ve yöntemlere dair bilgilendirme yazıları gönderdiklerini söyledi. Açlık grevleri bitmesi ardından Sağlık Bakanlığı’na büyük sorumluluk düştüğünü söyleyen Güngör, “Bu durum bir olağanüstü durum olarak Sağlık Bakanlığı tarafından tanımlanarak, gerekli muayeneleri yapmak üzere ilgili görevlendirmeleri yapmış olması gerekiyor. Buradan sağlık müdürlüklerine çağrı yapıyoruz konu ile ilgili yetkili kişileri, konunun uzmanı olan hekimlerin derhal görevlendirilmesi ve gerekli olan önlemlerin alınması gerekiyor. Hekim arkadaşlara da sesleniyoruz. Tüm takıldıkları konuda TTB’yi arayabilirler” ifadelerinde bulundu.
Kriz masası oluşturuldu
Konuya ilişkin bir uyarı da Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’dan geldi. Fincancı, eylemin son bulmasıyla birlikte açlık grevindeki eylemcilerin ve doktorların nelere dikkat etmesi gerektiğini değerlendirdi.
“Odalardaki arkadaşlarımızla beraber başhekimliklere, cezaevi hekimliklerine neler yapılması gerektiğine ilişkin bilgileri ilettik” diyen Fincancı, şöyle devam etti: ”Açlık grevi sonlandırılmasıyla birlikte değişik düzeydeki ağırlık kayıpları, beden kitle endeksleriyle bağlantılı olarak tedavi sürecinin nasıl sürdürülmesi gerektiğini, beslenmenin nasıl yapılması gerektiğini ilişkin bilgiler bütün birimlere ulaştırılmış durumda. Odalardan sorumlu arkadaşlar da bu süreci yürütüyorlar. Her an bu arkadaşlarımıza ulaşılabilir durumdalar. Hekim arkadaşlarımızın, özellikle 122 acil servisindeki arkadaşlarımızın her hangi bir danışma ihtiyacı olması halinde bu kriz masasında belirlenen arkadaşlara ulaşmaları ve bilgi almaları mümkün olacak.”
Sodyumlu serum uyarısı
Açlık grevindeki kişilerin müdahale edildiğinde dekstroz denilen şekerli serumun kullanılmaması gerektiğini ifade eden Fincancı, “Başta özellikle 500 miligram ile 1 gramlık B1 vitamini eklemeleriyle birlikte izotonik yani daha sodyumlu, tuzlu serumların kullanılması gerekir. Sonradan sıvı mamalı besinlere geçilmesi söz konusu olacak. Yine her grevciye yönelik farklı bir müdahale yöntemi olacak. Kaybedilen ağırlıklarla ilgili olarak farklı uygulamalar olacak. Bazılarında benzer uygulamalar olabilir. Bu bilgilerin hepsi ayrıntılı olarak TTB’nin tedavi çizelgesine göre yapılması gerekiyor. Meslektaşlarımız da buna özen gösterecektir. Bu beslenmeyle beraber sıkıntılarının giderilmesi mümkün olacak diye düşünüyoruz. Bizler de bu sürecin sakatlıklar olmadan sonlanmasını diliyoruz” dedi.
‘Destek verebileceğimizi ilettik’
Cezaevi hekimlerine, savcılıklarına ve müdürlüklerine bütün bilgilerin iletildiğini kaydeden Fincancı, bazı cezaevlerinde toplantıların yapılacağını söyledi. Bazı cezaevlerinin sıkıntılı olduğuna da dikkat çeken Fincancı, “Özellikle o cezaevlerine ulaşılmaya çalışıldı. Adalet Bakanlığı üzerinden yazışmalar yapıldı. Ayrıca biz TTB olarak cezaevi hekimlerinin bu konuda özellikle çok sayıda grevcinin olduğu cezaevlerinde bu süreci izlemesindeki zorlukları gözeterek gerekli desteği vereceğimizi bildirdik. Tabip odalarından meslektaşlarımız buralara gerekli desteği verebilecek durumda. Ne yazık ki zaman zaman sıkıntılar oluyor. Cezaevi savcılıkları, Adalet Bakanlığı’ndan onay olmadığı gerekçesiyle bu yardımları istemeyebiliyor. Geçtiğimiz dönemde bu tür sıkıntılar yaşamıştık. Umarım bu dönemde yaşamayız. Bu grevler Türkiye tarihinin en çok sayıda kişinin açlık grevi yaptığı bir süreç. Umarız bunu herhangi bir zorluk olmadan atlatabiliriz” diye konuştu.