Dincilerden, milliyetçilerden, muhafazakarlardan, kısacası sağcılardan sanatsal üretim çıkmaz. Kültürel, tarihi ve entelektüel birikim yaratamazlar, bilim üretemezler. İnsanın demokratik, eşitlikçi gelişimine, barış ikliminin inşa edilmesine, doğanın talanının engellenmesine katkı sunmak bir yana tüm bunların hilafına yapılan ne varsa o zihniyetin ürünüdür. Dürüst değillerdir, ikiyüzlü bir ahlak anlayışları vardır. Duruşları, ilişkileri, ittifakları, destekleri ilkelerle değil çıkarlarla şekillenir. Aşağıda örneğini vereceğim tek bir olgu, olay üzerinden her biri aslında faşizmi bir cephesinden besleyen, faşizmin farklı renk ve adlarıyla tezahür eden Türkiye siyasetinin bileşenlerine bir bakmak yeterli gelecektir bu tezi desteklemeye.
Dinci, yandan milliyetçi çarklı hükümeti ve yancıları bir yandan Kutsal Kudüs’ten söz edip, Gazze’ye cihada çağırırken ve elbette bu bir hamasi çağrıdan ibaret kalırken bir yandan aşırı sağcı dinci İsrail hükümetiyle her türlü işi tutuyor, ticareti yapıyor, diplomatik ilişkileri sürdürüyor, mazlum Filistinlinin başına yağan bombanın üretim bütçesine muazzam bir katkı sunuyor. Bir yandan silahsız sivil insanları vahşetengiz bir şekilde katlederek İsrail’in ülkesinde yarattığı cehenneme odun taşıyan dinci Hamas’ı terörist değil cihatçı gördüğünü söylüyor. Desteksiz iki adım yürüyemeyen, sayılarla kafası bulanmış, tekerlemeyi söyleyemeyen ilkokul çocukları gibi sözcükleri tekerleyip tekerleyip, milliyetçi hamasetle şekerleyen Türkçe bilmeyen Türkçü kurtçu lideri ve partisi İsrail’e süre biçiyor. Süre dolunca bir şey olmuyor. Bir şey olmayınca, bir şey olmuyor, küffar üzerine sefere çıkılmıyor. Seküler laikçi ulusalcısı Filistinlilerin de Arap olması hasebiyle “Kurtuluş savaşında Araplar bizi arkamızdan hançerledi, Suriyeli Arap mülteciler ülkemizi işgal etti” üzerinden ve Hamas’ın dinciliğinden yola çıkıp Arap düşmanlığını zemin kılıp Filistinliye yapılanı makul ve makbul görüyor. Komünist-milliyetçisi Filistin’e destek olayım derken Hamas’ın dinciliğinin, vahşi katliamcılığının, anti Semitizminin destekçisi durumuna düştüğünü fark etmiyor. Fark ediyor da, İsrail’e duyulan tepkiyi arkalayarak bir iki puan oy alabilir miyimin hesabını yapıyor. Velhasılıkelam bir ikiyüzlülüktür, bir münafıklıktır, bir riyakarlıktır, bir vıcık vıcık milliyetçiliktir almış başını gidiyor. Herkes, her türlü ikiyüzlülüğün farkında, herkes pozisyonundan gayet memnun.
Son yüz yıllık Türk edebiyatına bakın, evrensel ölçekte kaç tane yazar şair çıkmıştır? Kaç tane roman, öykü, şiir yazılmıştır. Dünya ölçeğindeki eserlere ve onların yaratıcılarına bakın hepsi sosyalisttir, demokrattır. Çoğulcudur, evrenselcidir, çevrecidir en azından. Yaşar Kemal’i, Orhan Kemal’i, Nazım Hikmet’i, Cemal Süreya’yı, Edip Cansever’i, Vedat Türkali’yi, Füruzan’ı çıkar Türk edebiyatından geriye ne kalır? Ki bir kısmı sürgün yemiş Kürt’tür bunların. Kazdağları’nı, Akbelen’i, İkizdere’yi savunan, buralardaki doğa katliamını, ağaçların, hayvanların yok edilmesini engellemeye çalışan bir tane dinci, milliyetçi sağcı gördünüz mü? Ama bunları durdurmaya çalışan solculara, sosyalistlere, çevrecilere saldıran sivil ve üniformalı çok sayıda sağcı görürsünüz. Soma’da maden katliamında, Eskişehir hızlı tren katliamında, tersanelerdeki işçi cinayetlerinde işçilerin, katliama uğrayanların yanında duranlar, işçilerin, yoksulların haklarını savunanlar hep solculardır, solcu sendikalardır. Devletle, patronla işbirliği yapıp katliamların, iş cinayetlerinin üstünü örten, işçinin emeğini patronlara, devlete ucuza satan hep sağcı sendikalardır, haklarını arayanlara saldıranlar hep sağcı milliyetçi, dinci gruplardır.
Bu kadar müesses nizamdan beslenen, bu kadar statükoya ram olan, bu kadar biat ve itaat eden bir iklimden, bir plantasyondan, özgür bir akıl ve ruhtan beslenen sanatın neşet etmesi mümkün müdür? Gelişimini şüpheye borçlu olan bilimin, bu kadar ezberleri, köşeleri, ön kabulleri olan, şüpheyi günahtan sayan, değişimi felaket olarak gören bir zihniyette yeşermesi imkan dahilinde midir? Sağcılığın tek estetik, kültürel kulvarı hamaset ve demagoji ve manipülasyondur. Yani riya, ikiyüzlülük ve samimiyetsizliktir.