Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ün öldürülmesine ilişkin açılan davada, en önemli deliller arasında gösterilen not kağıdının orijinalinin kayıp olduğu ortaya çıktı. Patlamadan sonra çalışır halde olan Safitürk’ün telefonu ise laboratuarda çalışmadı.
Mardin’in Derik ilçesinde belediyeye kayyum olarak atanan Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün 10 Kasım 2016’da makamına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirmesine ilişkin açılan davanın yarın görülecek olan duruşmasında karar verilmesi bekleniliyor. Sivil Savunma Birlikleri (YPS) tarafından üstlenilmesine rağmen olayla ilgili 6’sı tutuklu toplam 15 kişinin yargılandığı davanın duruşması ise, Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Haklarında 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilen sanıklar, bugüne kadar 11 duruşması görülen dava kapsamında yaptıkları savunmalarda, kendilerine istinat edilen suçlamaları ret ederek, olayın kendileriyle alakalı olmadığını ısrarla vurguladı. Her duruşmasında farklı farklı iddiaların ortaya atıldığı davada son olarak, 16 Nisan tarihindeki duruşmada “Bu ülkede adalet yok” diyerek bedenini ateşe veren tutuklu Kaymakamlık Yazı İşleri Şefi Şerif Mesutoğlu’na ait olduğu iddia edilen el yazısının da şaibeli olduğu ortaya çıktı.
En önemli delilin aslı ortada yok
Bingöl’deki bir askeri operasyon sonucu ele geçirildiği iddia edilerek, ana akım medya üzerinden servis edilen ve Mesutoğlu’na ait olduğu ileri sürülen not kağıdının bugüne kadar aslının ortaya çıkmadığı öğrenildi. En önemli deliller arasında sayılan not kağıdının sadece fotoğrafı dosyaya konulurken, aslının mahkemeye gönderilmesi talebi ise karşılık bulmadı.
Söz konusu duruma ilişkin Mesutoğlu da, not kağıdının kendisine ait olmadığını söyleyerek, “Profesyonel bir şekilde benim yazıma benzetilmek istenmiş ama olmamış. Rapora konu notun orijinal hali yok. Bana ait değil, reddediyorum” ifadelerini dile getirmişti.
İnceleme fotoğraftan çekilen fotokopi ile yapıldı
Öte yandan Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla söz konusu not kağıdının fotoğrafından alınan çıktı incelenmesi için Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı’na gönderildi. Fotoğraf üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda, “İnceleme Konusu Bulgular bölümünde tanımlanan tetkike konu fotoğraf görüntüsü çıktısı bulunan not kağıtlarında bulunan yazılar ile Şerif Mesutoğlu’nun mevcut mukayese yazılarının Bölge İnceleme Laboratuarı’nda doküman inceleme cihazı ve diğer optik aletler yardımıyla” karşılaştırılmasının yapıldığı belirtildi.
‘Asıllar üzerinde inceleme esastır’
İnceleme sonucunda, kağıdın üzerindeki yazılanlar ile Mesutoğlu’nun yazıları arasında, “uygunluklarının bulunduğu” belirtilerek, şu ifadelere yer verildi: “Grafolojik incelemelerde şahısların yazı ve imzalarının belge asılları üzerinden incelenmesi esastır. Çünkü belgelerin fotoğraf görüntülerinin çıktıları üzerindeki yazı ve rakam incelemesine esas alınan el hareketlerinin başlama ve bitim noktaları, kaligrafik ve karakteristik unsurlar, seyir-işleklik, baskı derecesi/presyon gibi tespite elverişli özelliklerin bütününü, yalnızca fotoğraf görüntüsü çıktısı üzerinden müştereken gözlemlemek mümkün olmamakta ayrıca gelişen teknolojik imkanların elverdiği ölçüde belgelerin fotoğraf görüntüsü çıktısı üzerinden yapılmış olabilecek muhtemel montaj veya ilave gibi tahrifatları belirlemek de, söz konusu belgelerin fotoğraf görüntüsü çıktısı olmasından kaynaklı, bu yöndeki tespitleri sınırlandıran anılan menfi nedenlerden ötürü bir kez de asılları üzerinden incelenmesinin daha sağlıklı olacağı değerlendirilmiştir.”
‘Telefonu kim kapattı?’
Tüm bunların yanı sıra, hemen hemen tüm dava duruşmalarına katılan Safitürk’ün ağabeyi Ali Haydar Safitürk de, iddianamedeki çelişkilere dikkat çekerek, soruşturmanın derinleştirilmesi talebinde bulundu. Bugüne kadar talebi karşılık bulmayan ve dosyadaki en önemli tanığın akli dengesinin yerinde olmadığını iddia eden ağabey Safitürk, söz konusu iddialara ilişkin savcılık aracılığıyla mahkemeye bir takım sorular içeren dilekçe sundu.
Verdiği dilekçede, Kaymakam Safitürk’e ait olan telefonun patlamadan dakikalar sonra çalışır halde olduğunu ancak daha sonra kapatıldığını belirten ağabey Safitürk şu soruları sordu: “Olay yeri incelemesi yapıldı mı? Kim tarafından yapıldı? Patlamadan ne kadar zaman sonra yapıldı? Olay yeri incelemesinde emniyet amirinin rolü nedir? Olay yerinde kaymakama ait olan eşyalar nelerdi? Bunları kim ne kadar zaman muhafaza etti? Hangi eşyalar kime ne zaman teslim edildi? Kaymakamın telefonu 12:45’e kadar çalıyordu. Telefonu kim kapattı? Olay yeri inceleme torbasıyla bana teslim edilen kaymakamın telefonu, flash belleği ve bir de kartlık cenaze günü kaymakamın lojmanının kalorifercisi İbrahim tarafından Sakarya’da cenaze defni sonrası teslim edilmiştir. Bana teslim edildiğinde hiç bir darbe almamış olmasına rağmen telefon çalışmaz haldeydi. Telefon bu hale nasıl ve kim tarafından getirildi? Flash bellek de çalışmaz haldeydi. Onun da patlamayla ilgisi olmayan bir bıçak darbesiyle bozulmuş olduğu kanaatindeyim.”
Kriminal rapor ağabey Safitürk’ü doğruladı
Söz konusu telefonu inceleyen Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı da, kriminal inceleme raporunda ağabey Safitürk’ün iddiasını doğruladı.
Telefonun açılmadığı ve çalıştırılmadığı kaydedilen raporda ise şu ifadelere yer verildi: “Cihaza hariçten güç verilerek çalıştırılmaya çalışılmış, fakat çalışır hale getirilememiştir. Bu işlemlerin sonuç vermemesi üzerine cihaz açılarak ana kart muayene edilmiş ve ana karta aşırı sıvı ile korozyonların, aşınmaların ve kısa devrelerin olduğu görülmüştür. İmaj alma işlemine geçilebilmesi için cihazın çalışır duruma getirilmesi gerektiğinden mevcut arızalar tamirat yoluna gidilerek, giderilmeye çalışılmış fakat yapılan tüm işlemlere rağmen cihaz çalışır hale getirilememiştir. Cihazın çalışmadığı durumlarda başka bir çalıştırma yöntemi olan T-Jag (Cihazın ana kart üzerindeki test portlarına lehimleme yapılarak verilerin okunması işlemi) ve chip-off yöntemi (Cihaz ana kartı üzerinden hafıza çipinin sökülerek, okutulması ve imaj alma işlemi) cihazın APPLE marka cihaz olması ve bu marka cihazlarda verinin bellekte kriptolu olarak tutulması sebebiyle cihazın hafıza çipine ait imaj alınabilse bile, alınan imaj anlamlı veri haline mevcut teknoloji imkanları dahilinde getirilemeyeceğinden dolayı cihaz üzerinde denenememiştir.”
Kaynak: MA / Ahmet Kanbal