Avukat Hatip Mercan, Derik Kaymakamı Muhammed Fatih Safitürk’ün dosyasını hazırlayan savcının, “sanıktan delil yaratıp yoluna devam ettiğini” belirterek, şaibelerle dolu davada adil yargılanmanın yapılması halinde sanıklarının tümünün beraat edeceğini söyledi.
Mardin’in Derik ilçesinde belediyeye kayyum olarak atanan Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün 10 Kasım 2016’da makamına konulan bombanın patlaması sonucu yaşamını yitirmesiyle ilgili süren yargılamada bugün karar verilmesi bekleniyor. Halk Savunma Birlikleri (YPS) üstlenmesine rağmen, şaibelerle dolu dava dosyasının önceki duruşmalarında mütalaa sunan savcılık, tutuksuz yargılanan Saime Ateş Şerifoğlu, Mehmet Ali Yazıl, Hüseyin İzci, Abdulkadir Deniz, Ahmet Deniz ve Fikret Deniz’in beraatını, tutuksuz Nursel Eser, Ziynet Erdaş, Zuhal Dalçin ile tutuklular Tahsin Erdaş, Vedat Erol, Mehmet Deniz, Devran Aslan, Fikret Baği ve Şerif Mansuroğlu’nun ise, 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istedi.
Tanık ifadesi çarpıtılarak ifade edildi
Davanın duruşması Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Sanıkların üzerlerine atılı suçlamaları ret ettiği dosyanın en önemli tanığı olarak gösterilen Mehmet Ali Gezginci’nin ise, akli dengesinin yerinde olmadığı ve engelli olduğu ortaya çıktı. Gezginci’nin ifadesinin alındığı anlara dair ortaya çıkan görüntülerde de, tek kelime Türkçe bilmeyen tanığın ifadelerinin görevli bir polis memuru tarafından hatalı bir şekilde tercüme edildiği anlaşıldı.
Söz konusu durum, bilirkişi raporu ile de teyit edildi. Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Üniversitesi’nden bir eğitim görevlisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, “Mehmet Ali Gezginci’nin 12.11.2016 tarihli ifadesinde savcıya ‘Tahsin Beyin çekmecesinden aldığı kağıtlarla birlikte zabıtaya krem renginde bir kumandayı da verdiğini gördüm, daha sonra zabıta bu kağıtlarla birlikte kumandayı aldı ve dışarı hızlı bir şekilde çıktı’ şeklinde bir ifade kullanmadığı görülüyor” ifadelerine yer verildi.
Yine dosyadaki sanıklardan bir olan Devran Aslan, ifadesinin işkence altında alındığı belirterek, mahkeme huzurunda, “İfadem savcının gözleri önünde kafama silah dayanarak alındı” dedi. Dosyada Şerif Mesutoğlu’na ait olduğu iddia edilen not kağıdının da orijinal olmadığı kriminal inceleme sonucu ortaya çıktı. Kaymakam Safitürk’ün ailesine, “sağlam” teslim edildiği ileri sürülen telefonun ise, kriminal incelemede tamir edilmesine rağmen çalıştırılamadığı raporlara yansıdı.
‘Telefon nasıl bozuldu?’
Tüm bu şaibeleri değerlendiren sanık Tahsin Erdaş’ın avukatı Hatip Mercan, dosyadaki gelişmelerin “normal” olmadığını söyledi. Kaymakamın telefonu hakkındaki bilgiler üzerinde duran Av. Mercan, “Kaymakam beyin ağabeyi, ‘Olaydan sonra bu telefon ile ben arandım’ diyor. Bu telefon daha sonra nasıl ıslanmaya maruz kalmış, nasıl bozulmuş? Bunun açığa çıkarılması gerekiyor. Rapor da dış etkiye maruz kaldığı ve bozulduğu yönünde. Burada enteresan olan; telefon neden çok önemli bir delil olarak görülmedi ve böyle bir dış etkiye nasıl maruz kaldığıdır. Ve bu telefonu bir çalışan ile aileye gönderiyorlar. Aile de savcıya teslim ediyor. Normal değil bunlar. Normal bir soruşturmada yapılması gerekenler bunlar değil” dedi.
‘Savcının umurunda değil’
Telefon hakkındaki şaibelerin giderilmesi gerektiğine vurgu yapan Av. Mercan, “Bu tür hususlarda herhangi bir terör saldırısına veya başka bir saldırıya maruz kalan insanın telefonu, bilgisayarı gibi aygıtlara el konulur ve tamamı hızlı bir şekilde inceleme altına alınır. Bir ipucuna ulaşılabilir mi diye. Savcı bütün bunları göz ardı etmiş. Adamın umurunda değil. Gözaltı listesini emniyetin çaycısına hazırlatıp, suçu mutlaka bu kaymakamlık çalışanlarının topluca yüklemek gibi bir saikle hareket ettiği anlaşılıyor” diye konuştu.
Tüm bunların adil yargılama hakkında aykırı olduğunun altını çizen Mercan, “Bir ön yargı oluşturulmuş. Ellerindeki delillerden sanıklara ulaşmak yerine, ellerindekini fail ilan etmişler. Kaymakamlık çalışanlarını topluca aynı torbaya koyup ve sanıktan delil yaratıp yola devam etmişler. Gayri ciddi bir şekilde yaklaşılmış” ifadelerini kullandı.
‘Tek isteğim adalet’
Dosyadaki delileri, “uydurma” şeklinde nitelendiren Mercan, şöyle devam etti: “İfadeler saptırılmış. Adil bir yargılama olsa mahkemenin tüm sanıkları beraat ettirmesi lazım. Ancak ne yazık ki; bu dosyada adil bir yargılamadan şu anda söz edemiyoruz. Savcılık ve kolluk kuvvetleri aracılığı ile dosyayı bu sanıklar üzerinden kapatmak istiyorlar.”
Dosyada yargılanan isimlerden Şerif Mesutoğlu’nun babası Mesut Çelik ise, olayın dosyada adı geçenlerle alakası olmadığını belirtti. Delillerin gerçek dışı olduğuna dikkat çeken baba Çelik, tek isteklerinin adalet olduğunu ifade etti.
Kaynak: MA / Ahmet Kanbal