Hüseyin Deniz
Son bir haftadır inşaat sektöründeki grev konuşuluyor. İnşaat ve grev denince işçiler akla gelir. Ancak bu kez farklı. Grev kararı alan ise patronlar. Nedeni işçiler değil, çimentoya bu yıl yapılan ikinci zam. 50 kg. torba çimento 30 liraya dayanmış durumda. 25 kg. çimento 14-16 liradan satılıyor.
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu, bugüne kadarki girişimlerinin sonuç vermediği gibi tonu 450 TL olan çimentonun fiyatının 500 TL’ye yükseltilerek yüzde 12 oranında yeni zam yapıldığını belirterek, “Yüzde 200 zamlanmış çimento fiyatlarıyla inşaatları yapabilmemize imkan yok” diyor. İktidar ise ilk adım olarak ihracatı kısıtlama yoluna gideceği işaretini verdi. Ancak sonuç değişmeyecek gibi. Çünkü bu AKP politikasının yarattığı bir sonuç.
AKP iktidarında inşaat sektörü büyümenin motoru haline getirildiğinden beri en çok zamlanan ürünlerin başında inşaat malzemeleri gelmektedir.
İnşaatçılar çimento fiyatlarındaki fahiş artışı gündeme getirirken, çimentocular ise hedef şaşırtıldığını, asıl fahiş artışın çimento üretiminin en önemli girdisi olan elektrik fiyatlarındaki yüzde 180’e varan artışlar olduğunu, yine inşaat girdilerinin yüzde 70’inin önemli dolara bağlı olmasına dikkat çekiyor. Miray İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Haydar İnaç’a göre, bu alanda fiyatları kontrol etmenin en hızlı yolu enerjiden geçiyor. 2021 yılı Temmuz ayında petrokok fiyatları geçen senenin temmuz ayına göre yüzde 270, ithal kömür ve elektrik fiyatları sırasıyla yüzde 193 ve yüzde 64 oranında artmıştır. Aynı dönemde dolar kuru ise 6,86 TL’den 8,63 TL’ye yükseldi.
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu, eylemlerden sonuç alamamaları halinde inşaatlarda çalışan 1.2 milyon işçiden en az 600 bin kişinin işine son vermek zorunda kalabileceklerini söyledi. Yani kabak yine çalışanların başına patlayacak gibi.
Konut fiyatları da buna bağlı olarak almış başını gidiyor. Böyle giderse asgari ücretli için ev sahibi olmak hayalden öteye gidemeyecek.
Ortada ciddi bir denetimsizlik olduğu bu kez de çimento zammı olayında yaşanıyor. Türkiye’nin bir kentinde bile fiyat uçurumları yaşanmaktadır. Serbest piyasa adı altında büyük vurgunlar vuruluyor. Gıda fiyatlarında bile tarla ile market fiyatları arasında büyük uçurumlar varken, diğerlerinde bunun yaşanması hiç de abes değil. En temel yaşam gereksinimlerinde devletin bir fiyat kontrolü yoksa diğerini hak getire! Bu fiyat artışları yüzünden arsa malikleri de müteahhitler karşısında birçok kayba uğradılar.
Örgütsüz bir toplumda bundan daha başka ne olabilir ki… Toplumu örgütsüz kılmanın bir nedeni de bu durumu sağlamak değil miydi?