Kılıçdaroğlu’nun sürpriz bir şekilde SADAT’ın önüne gitmesinin perde arkasında ‘seçim güvenliğine yönelik tehdit’ olabileceğini belirten CHP’li Özgür Karabat, kendilerinin de bu ziyaretten bihaber olduklarını söyledi
Ferhat Çelik
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen cezanın onanmasının ardından partinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aynı gün tüm milletvekillerini il binası önüne çağırdı. Ertesi gün Ankara’ya dönen Kılıçdaroğlu MYK toplantısı sonrası “paramiliter grupları eğittiği” ifade edilen SADAT’ın önüne giderek açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, “SADAT bir paramiliter kuruluştur ve daha düne kadar Erdoğan’ın danışmanlığını yapıyordu. Bu kuruluşun hedefleri arasında gayri nizamı harp eğitimi de var. Dikkatinizi çekmek isterim ki gayri nizamı har eğitimi içinde sabotaj, baskın, suikast, tahrip, pusu kurma ve terör. Burası aynı zamanda terörist yetiştiren bir kuruluş dolayısıyla bugün Türkiye’de milyonlarca insan varsa, Suriye’den buraya gelmişlerse bunda en büyük rolü oynayan da bunlardır” açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu’nun bu sürpriz ziyareti partililer tarafından da bilinmezken, kamuoyunda “SADAT yeni bir suikast mi planlıyor” yada “SADAT seçim güvenliğine tehdit edecek” tartışmalarına neden oldu. İçeride ve dışarıda Kürtlere yönelik saldırılarda özellikle gündeme gelen SADAT, Kılıçdaroğu’nun söylemlerinden sonra kim oldukları konusunda kamuoyunda yeniden bir merak da uyandırdı.
Peki kim bu SADAT?
Kısa adı SADAT olan Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi, son yıllarda hem içeride hem dışarıda Kürtler ve tüm muhalif seslere karşı saldırılarda en öne çıkan yapıların başında geliyor. Yasal mevzuatta karşılığı olmayan ve AKP’nin “gizli silahlı yapılanması” olarak nitelendiren SADAT, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) çeşitli birliklerinden emekli olan 23 subay ve astsubay tarafından 28 Şubat 2012’de kuruldu. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanlarından emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin başında bulunduğu SADAT’ın kurucuları arasında Mehmet Naci Efe, Mehmet Tek, Nurettin Yavuz, Yusuf Çağlayan, Reşat Fidan, Bülent Demir, Seyda Ünlükul, Cengiz Uzun, Ersan Ergür, Ünsal İşgören, Osman Kaçmaz, Gürol Özeşmeli, Mustafa Hacımustafaoğulları, Ahmet Türkan, Fethi Kıran, Gürcan Onat, Mustafa Erol, Mehmet Çakıroğlu, Haluk Yıldırım, Mehmet Demirtaş, Mehmet Zelka ve Mehmet İlhan gibi isimler bulunuyor. SADAT’ın danışman listesinde ise özel harp ve psikolojik savaş uzmanı gibi birçok isim yer alıyor.
Çetelere danışmanlık
Özellikle Müslüman ülkelerin hükümetlerinin güvenliği için çalıştığı iddia edilen SADAT’ın söz konusu hükümetler ile Türkiye savunma sanayisi arasında arabuluculuk yaparak, piyadeler, özel kuvvetler, deniz kuvvetleri ve hava kuvvetlerine yönelik eğitimler de veriyor. Yeni bir “Türk Gladyosu” olarak da değerlendirilen SADAT, MİT’in yurt içi ve yurtdışındaki paralel yapısı gibi hareket ettiği de sıkça gündeme geliyor.
Suriye’deki silahlı grupların eğitimine doğrudan katıldığı da ifade edilen SADAT, TSK’nin askeri kamplarına da rahatça girebiliyor. Dış operasyonlarda da adı geçen SADAT, 2016-2017 ile 2018’de “Fırat Kalkanı” ve “Zeytin Dalı” operasyonlarında silahlı çete gruplarına danışmanlık yaptığı ifade edildi. Bölgede bulunan çok sayıda gruba destek veren SADAT, yine Sultan Murat Tugayları gibi birimleri de örgütleyerek, Türkiye’nin doğrudan Suriye savaşına müdahil olmasına öncülük etti. SADAT’ın “gayri nizami harp” olarak bilinen “özel savaş” teknikleriyle eğittiği kimi kişiler daha sonra Kuzey-Doğu Suriye’ye saldırılan IŞİD ile hareket etti. SADAT’ın eğitimlerde kullandığı silah ve mühimmatlarda çokça tartışılan konuların başında geldi. Bu silah ve mühimmatların da TSK’nin kayıt dışı envanterinden karşılandığı iddia edildi.
SADAT’ın dağıttığı silahlar
SADAT hakkındaki iddialar bunlarla da sınırlı değil. SADAT’ın eğittiği kişilerin, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde de kullanıldığı o dönem çokça tartışıldı. O geceye dair en önemli iddialardan biri de SADAT’ın öncülüğünde sivillere çok sayıda ağır silah dağıtıldığı konusu. Ülke içerisinde de silahlı politik bir milis olarak kullanıldığı ifade edilen SADAT’ın Tokat ve Konya başta olmak üzere birçok yerde kampları bulunuyor. Ortaya çıkan bazı bilgiler dışında ise SADAT’ın gerçek faaliyetleri gizli tutuluyor.
Sedat Peker’in itirafları
Devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker de yayınladığı videolarda SADAT’a dair önemli itiraflarda bulunmuştu. Peker, “MİT tırları yakalandıktan sonra kafamda şöyle bir şey oluşmuştu: Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine ve diğerlerine yardımcı olmak için İHA, kıyafetler, -ama sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar- telsizler, çelik yelekler, onlar bunlar, TIR’larca… Sonra dediler ‘Biz ek TIR’lar verelim, sizin TIR’larla beraber (gitsinler)’. Bizim TIR’lar ‘Sedat Peker yardım konvoyu’ diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz. Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz. Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT’ın içindeki bir ekip tarafından. Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler ‘Bize de biraz verir misin’ dediler. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar ‘Bunlar el Nusracı’ dedi. Bizim diğer arkadaşlar da ‘Bu gidenler el Nusra’ya gidiyor’ diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Ama ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı” diye belirtti.
Adnan Tanrıverdi kim?
SADAT’ın kurucusu olan aynı zamanda AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başdanışmanlarından emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASSAM) ve Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) kurucu üyelerinden birisi. Tanrıverdi, Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı’nda yaklaşık 30 yıl görev yaptı. Kara Harp Akademisi’nde eğitmen olarak derslere giren Tanrıverdi’nin öğrencilerinden biri de Savunma Bakanı Hulusi Akar idi. Tuğgeneralliğe yükselen Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde resmi olarak “kadrosuzluk” gerekçesiyle emekli edildi. Fakat o dönemde askeriyedeki görevinden alındı. Tanrıverdi, daha sonra kendisi gibi emekli edilen askerler ile kurulan ASDER katıldı ve 5 yıl boyunca kurumun genel başkanlığını pozisyonunda bulundu. Tanrıverdi, SADAT’ı kurmadan önce ABD’de askeri strateji alanından danışmanlık yapan Amerikalı özel şirketlerin işleyişi hakkında çalışmalar yürüttü.
Erdoğan ile tanışması
Tanrıverdi’nin Erdoğan ile tanışıklığı ise, 1994 seçimlerine dayanıyor. Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde Tanrıverdi, İstanbul Maltepe’de Tugay Komutanı olarak görev yapıyordu. Erdoğan’ın güvendiği isimler arasında yer alan Tanrıverdi, Ağustos 2016’da Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına atandı. Tanrıverdi, özellikle askeri alanlarda Erdoğan’ın en önemli danışmanlarından biri oldu. Tanrıverdi, Aralık 2019’da İstanbul’da düzenlenen bir kongrede, “Mehdi’nin gelişine hazırlanmamız gerekiyor” şeklindeki açıklama yaptı. Sonrasında gelen tepkiler üzerine Ocak 2020’de hem başdanışmanlık hem de Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinden alındı.
Aslan’a suikast girişimi
Belçika’da Kürt yöneticilere ve Avusturya’da politikacı Berivan Aslan’a yönelik suikast girişimlerinde de adı geçen SADAT’ın başındaki Tanrıverdi, Belçika’daki suikast girişiminden bir süre sonra 2018’de Erdoğan ile birlikte Paris’i ziyaret etti. Resmi heyette de ismi geçen Tanrıverdi’nin bu ziyaret sırasında ne tür görüşmeler yaptığı ne konuşulduğu ya da herhangi bir anlaşma yapılıp yapılmadığı uzun süre tartışılan konulardan biri oldu. Belçika’da yürütülen soruşturmada ortaya çıkan bilgiler de suikast timinin SADAT ile ilişkilerini ele veriyor. Suikast timi üyelerinin Tanrıverdi ile çekilmiş fotoğrafları dosyada yer alıyor.
Gencer’i eğitti iddiası
SADAT, en son HDP İzmir İl Örgütü binasında parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katledilmesi olayında gündeme geldi. SADAT’ın, Poyraz’ı katleden Onur Gencer’i Suriye’de eğittiği iddia edildi. Tüm bunlara rağmen SADAT’a dair Meclis’e sunulan önerge ve araştırma talepleri AKP-MHP tarafından ya reddedildi ya da yanıtsız bırakıldı.
Karabat: SADAT’a gideceğimizi bilmiyorduk
Türkiye’de seçim güvenliği uzun zamandan beri konuşulduğuna işaret eden CHP Milletvekili Özgür Karabat, seçim güvenliği konusunda SADAT hakkında farklı yayın organlarında gündeme gelen söylentilere değindi. SADAT’ın ne olduğu ve ne yaptığının kamuoyu tarafından bilinmediğinin altını çizen Karabat, “Genel Başkanımızı da bu yönüyle gelen bilgiler var. Genel Başkan seçim güvenliğini önemsiyor. Özelllikle Canan Kaftancıoğlu’na yapılan operasyondan sonra seçim güvenliği daha da ön plana çıktı. Çünkü Kaftancıoğlu bir seçim güvenliği simgesi aynı zamanda. Türkiye’de Kaftancıoğlu dediğiniz zaman ne akla geliyor? 31 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde seçim güvenliğini sağlayan kişi olarak geliyor. Seçim güvenliğine dair ortada böyle şaibeler varken Genel Başkanın buraya gitmesi son derece normal. Genel Başkan SADAT’ın önüne gidişi özel bir çalışma. Son dakikada hepimizin haberi oldu SADAT’a gittiğinden. Genel Başkan SADAT’a gitmeyene kadar kimse gideceğini bilmiyordu. Hatta SADAT’ın yerini de kimse bilmiyordu” dedi.
Seçim güvenliğine tehdit
“SADAT kim tarafından besleniyor?” diye soran Karabat, “İşte deniliyor ki hedefleri arasında uluslararası pusu kurma eğitimi var. SADAT bunları neye dayanarak yapıyor? Başındaki kişi Erdoğan’a da danışmanlık yapmış aynı zamanda. Bunlar pusu danışmanlığı, sabotaj danışmanlığı yapıyor. Genel başkanda muhtemelen bu bilgilere ulaştığı için ve bunları gördüğü için buraya gidişi hızlandırmıştır. SADAT seçim güvenliğine tehdit oluşturuyor. Genel Başkan da bundan dolayı oraya gitmeyi uygun görmüştür. SADAT’a dair Meclis’te verilen soru önergeleri var. Onların cevaplarını bekleyeceğiz. Ama bunun yanında kamuoyu gündemine getirmeye devam edeceğiz. Getireceğiz çünkü seçimleri sabote edebilir” diye konuştu.
MİT ajanı Öztürk’ün itirafı
MİT ajanı olduğu ortaya çıkan Feyyaz Öztürk, Eylül 2021’de Fransız Le Point dergisine verdiği demeçte, Aslan’a yönelik suikast girişimini itiraf etti. Öztürk, 2018 yılında MİT adına hareket eden gizli bir hücrenin kendisiyle temasa geçtiğini, Ağustos 2020’de Belgrad’da bir dernekte toplantı yaptıklarını ve “Uğur” adında birinin ona “Viyanalı politikacı Berivan Aslan’ı kaos öldürmesi” görevini verdiğini söyledi. Öztürk, yaptığı itiraflarında özellikle SADAT’ın rolüne dikkat çekerek, “15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından vatana ihanetle suçlanan binlerce istihbarat ajanı tasfiye edildi. Boşluğu doldurmak için devlet milliyetçi hücrelere veya paramiliter gruplara bel bağladı. İslamcı bir general tarafından kurulan özel güvenlik şirketi SADAT, böylece MİT’in yurt dışındaki operasyonlarında ana yüklenicilerden biri haline geldi” dedi.