PYD yürütme kurulu üyesi Hediye Yusuf, Rusya ile ABD arasında Suriye sahasına ilişkin kısmi bir anlaşma olduğunu, bu anlaşmanın İran ve Türkiye’yi zayıflatmak üzerine kurulduğunu vurguladı
Koronavirüs (COVID-19) tehdidi nedeniyle gündemden düşse de Suriye ve özellikle İdlib sahasında çatışmalar devam ediyor. Dün de İdlib’de 2 askerin yaşamını yitirdiği bildirildi. Milli Savunma Bakanlığı, saldırının “radikal gruplar” tarafından yapıldığını açıkladı. “Radikal” olarak adlandırılan gruplar El Kaide çıkışlı Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) ve Huraseddin gibi gruplar. Bu gruplar Türkiye Rusya’nın M4 karayolunda yapmak istediği ortak devriyeyi de engellemişti.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Yürütme Kurulu üyelerinden Hediye Yusuf, Suriye sahasındaki gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Nazım Daştan’a değerlendirdi.
Rejim Efrîn öncesi güçsüzdü
Suriye’deki savaşı, Efrîn öncesi ve sonrası şeklinde değerlendirmek gerektiğini vurgulayan Hediye Yusuf, Türkiye ve destekli grupların Efrîn’e girmeden önce Suriye rejiminin güçsüz olduğunu ve kendilerini ‘Suriye muhalefeti’ olarak adlandıran grupların ülkenin birçok yerinde etki sahibi olduğunu kaydetti. Bu durumun Suriye rejiminin işini zorlaştırdığını belirten Hediye Yusuf, Suriye’deki rolü başta çok görünmeyen Rusya’nın ‘Fırat’ın batısı’ olarak tabir edilen bölge üzerinden sahaya girmeye başlayıp, gün geçtikçe etkisini arttırdığına dikkat çekti.
Rusya’nın politikası
Rusya’nın Türkiye eliyle “muhalefet” denilen grupları içeriden çıkararak, hem rejimin elini güçlendirdiğini hem de etkisini arttırdığını belirten Hediye Yusuf, Rusya’nın aynı zamanda Türkiye’ye Efrîn’e girme yolunu da açtığını söyledi. Hediye Yusuf, Efrîn’e yapılan saldırılara ABD ve NATO güçleri de dahil olduğunu kaydederek “Öyle ki Efrîn’i 3 saate düşürmeyi planlıyorlardı. Ancak tarihi bir direniş sergilendi” diyerek, Efrîn alındıktan sonra Dera, Kuneytra, Guta ve Kalamun gibi yerlerden getirilen silahlı gruplar ve ailelerin kente yerleştirildiklerini belirtti.
Rusya’nın attığı bu adımlar ve geliştirilen Astana görüşmeleri ile Suriye’de çok etkili bir güç haline geldiğini belirten Hediye Yusuf, Astana’nın Cenevre’ye karşı başlatıldığını ve neredeyse Cenevre’nin etkisini kıracak düzeye vardığını söyledi. PYD yöneticisi, Şam, Halep ve İdlip bölgesine hakim olmanın da Rusya’nın elini güçlendirdiğini ekledi.
ABD ile Rusya İsrail’de anlaştı
Hediye Yusuf, Efrîn’den sonra da kriz giderek derinleştiğini ve Rusya ile İdlib’de karşı karşıya gelen Türkiye için işlerin istendiği gibi gitmediğini vurguladı. Hediye Yusuf ABD ile Rusya’nın Suriye’deki ilişkilerine ilşkin dikkat çekici bir açıklamada bulundu: “Her ne kadar çelişki ve krizler devam etse de, Rusya ve ABD burada biraz anlaşmalı duruyor. Özellikle İsrail’de gerçekleşen Rusya ve ABD görüşmesinde Suriye özelinde anlaşmaya varıldı. Koalisyonun IŞİD’den sonra bölgede hayata geçirdiği politika İran’nın bölgedeki gücünün azaltılması ve Sünni bir koalisyon oluşturmak oldu. Türkiye’nin Rusya ile girdiği kimi ilişkiler sonucunda ABD bazı tedbirler almaya başladı. Arap devletlerini bir araya getirerek, Suudi Arabistan öncülüğünde bir koalisyona gitti ve İran’a karşı hamleler geliştirildi.”
‘Türkiye teşhir edildi’
Türkiye’nin İdlib’de zayıflatılmak istendiğine dikkat çeken Hediye Yusuf, Rusya’nın Astana ve Soçi anlaşmasıyla tüm dünyaya Türkiye’nin bu paramiliter grupları desteklediğini resmi olarak kanıtladığını belirtti. Türkiye’yi suç işleyen konuma düşürdüklerini belirten Hediye Yusuf, “Bunun birçok ayrıntısı var. Ortadoğu’nun iki farklı aktörü olan İran ve Türkiye’yi birlikte zayıflatıyorlar. Bu durum daha da devam edecek. Türkiye bunun önünü alamaz. Suriye hava sahasını Türkiye’ye kapatıp, askerlerini vurdular. Buna müdahale edemezler. Bir yandan İdlib, bir yandan Libya, bir yandan Efrîn, bir yandan da Serêkaniye ve Girê Spî’de Türkiye çembere alındı. Bu büyük bir çıkmazı getirdi” ifadelerini kullandı.
Türkiye için 2 seçenek
Rusya ve Türkiye tarafından İdlip’e dair adına ‘ateşkes’ denilen, ancak inandırıcılığı olmayan bir durum yaratıldığını vurgulayan Hediye Yusuf, her iki tarafın da savaşa hazırlandığını kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Rusya ve Suriye rejimi M5 yolunu aldı. M4 yolunda ise yapılan yeni anlaşmaya göre Rusya ve Türkiye ortak devriyeleri olacak. İlki gerçekleşmedi bile. Orada bulunan gruplar psikolojik olarak kırıldılar. Türkiye’ye artık güvenmiyorlar. Bu aşamadan sonra kriz artık direkt Türkiye’nin içine sirayet edecek. Türkiye hava sahasını kullanmadığı için ya sessiz kalıp elinden İdlib gidecek ya da savaşa girerse bu durum içine de yansıyacak. Bu durumda Türkiye iki seçenek ile karşı karşıya. Ya Rusya ile bir savaşa girecek ki bu durumu istemiyor ya da geri adım atacak. Geri adım attığında orada bulunan çetelerin hepsi yönünü Türkiye’ye verecek. Türkiye’ye geçtiklerinde ise, o zaman Suriye krizi Türkiye’ye taşınmış olur.
HABER MERKEZİ