Hristiyan dünyası için önemli bir sembol olan Ayasofya müzesinin camiye çevrilmesi ve ibadete açılması dünya basınında olduğu gibi Rus basınında da geniş yer aldı.
Rusya’nın önemli internet gazetelerinden Regnum’da Stanislav Tarasov ve Stanislav Stremidlovsky imzasıyla yayınlanan makalede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın neden böyle bir karar aldığı sorgulanıyor. “Türk makamlarının bu kararı almasının arkasında ne var? Ayasofya’nın Müslümanlar için sembolik ve manevi bir anlamı var mı?” sorularını soran analistler şöyle devam ediyor: “Atatürk’ün 1934 yılında Ayasofya’ya müze statüsü vererek Türkiye’ye laik bir imaj vermişti. Erdoğan bu yeni kararla laik Türkiye imajına son vermiş oldu. Müzenin laik statüsünü ulusal egemenlik konusuna bağlayarak artık Türkiye kesin olarak yüzünü İslam dünyasına çeviriyor.”
Türkiye’de yeni İslami ibadet yerlerinin açılması ve yaygınlaşması fikrinin 2010 yılında başladığı belirtildiği makalede, 2010 yılından sonra bazı kiliselerin Türkler tarafından camiye çevrildiği hatırlatılıyor: “2013 yılında Trabzon Ayasofya müzesi camiye çevrildi. Orası yarım asırdır müze olarak hizmet etti. İki yıl önce de İznik’teki Ayasofya müzesi camiye çevrilmişti. Aynı durum K. Kıbrıs’taki Ayasofya kilisesinin başına da geldi. Orası şimdi Selimiye cami olarak kullanılıyor.”
Financial Times’dan alıntı yapılan makale şöyle devam ediyor: “Erdoğan Ortaçağ ruhunu uyandırdı ve 1453’te Konstantinopolis’i ele geçiren Türklerin bölgeye işgalciler olarak geldiklerini herkese bir kez daha hatırlattı. Ve şimdi Ayasofya’nın statü sorunu Avrupa’yı Ortaçağ dönemine ve Hristiyan birliğine zorluyor.” Yazarlar, Erdoğan’ın kendini Fatih Sultan Mehmet’ten sonra İstanbul’un ikinci fatihi olarak Ortadoğu’da ve Türk-İslam dünyasında konumlamak istediğini söylüyorlar.
Kararın Hristiyan dünyasındaki yankılarına da değinilen makalede, Yunan parlamentosunda Grek Çözüm Partisi’nin Atatürk’ün Selanik’teki evinin Rum soykırım müzesine çevrilmesi için teklif sunduğuna değiniliyor. Böyle bir kararın 1915 Ermeni Soykırımı’nın yeni versiyonu olabileceği söyleniyor.
Bu meselede Hristiyan kartını kim oynayacak?
“Bu yılın mayıs-haziran aylarında Ayasofya’nın camiye çevrileceği söylendiğinde kiliseler buna sessiz kaldı. Dünya Ortodokslarından sorumlu Konstantinopolis Patriği’nin uzun süre sessiz kaldığını gördük. Bu konuda ilk tepki gösteren Moskova patriği oldu. Diğer patrikler Konstantinopolis patriğini uyardı ve Ankara’ya Ayasofya’nın laik statüsünün korunması için çağrıda bulunuldu. Roma piskoposu susuyor ve bu tarihte ikinci kez oluyor. (1453’ten bu yana)”
Rus haber ajansı TASS’a konuşan Moskova Patriği Kiril, Ortodoks kiliselerinin duruma göz yumduğunu ve bu olayın Hristiyanları birleştirmesi gerektiğini ancak tersi olduğunu söyledi. Eğer mesele Ortadoğu ve dünyadaki diğer Hristiyan ve Müslümanları ayrıştırmak ise tek bir soru kalıyor geriye: Türkiye için müezzinin Ayasofya’da dua okuması bütün bunlara değer miydi?
*Çeviri: Aysel Tabak