Rus basınından Kommersant’ın askeri-diplomatik kaynakları, Dağlık Karabağ konusundaki ihtilafın halihazırda ciddi şekilde ağırlaşmasının Türkiye tarafından kasten planlandığını ve kışkırtıldığını iddia ediyor
Elena Çernenko
Kommersant’ın kaynakları, Türkiye’nin Dağlık Karabağ’daki çatışmaya nasıl zemin hazırladığını anlattı.
Kommersant’ın askeri-diplomatik kaynakları, Dağlık Karabağ konusundaki ihtilafın halihazırda ciddi şekilde ağırlaşmasının Türkiye tarafından kasten planlandığını ve kışkırtıldığını iddia ediyor. Kaynaklara göre, Ankara kapsamlı, siyasi, diplomatik, istihbarat ve askeri-teknik destek vaadinde bulunarak Bakü’yü askeri harekât başlatması için ikna etti. Daha önce ABD ve Fransız yetkililer Türkiye’nin Dağlık Karabağ sorununa doğrudan müdahale ettiğini söylemişlerdi.
Kommersant’ın askeri-diplomatik kaynaklarının çizdiği tablo aşağıdaki gibidir.
Türk-Azerbaycan tatbikatının Temmuz-Ağustos aylarında tamamlanmasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önemli bir askeri grubu Azerbaycan topraklarında kaldığı iddia edildi ve bunlar, Dağlık Karabağ’da bir harekatın planlanması ve yürütülmesinde koordinasyon ve yönetici bir rol oynadıkları belirtildi.
200 kişilik bir tabur taktik grubu, Nahçıvan’da 50 eğitmen, Bakü’de 90 askeri danışman dahil olmak üzere 600 askeri personelden bahsediyoruz (tugay-kolordu-genelkurmay zincirindeki bir askeri operasyonun yürütülmesini koordine ettiler). Gabala hava üssünde 120 hava personeli; Dallar havaalanında 20 drone operatörü, Yevlak havaalanında 50 eğitmen, 4. Kolordudan 50 eğitmen ve Bakü’deki deniz üssünde ve Haydar Aliyev askeri okulunda 20 kişi. Bunların arasında 18 piyade savaş aracı, bir adet çoklu raket fırlatma sistemi, on araç, 34’e kadar teknik hava araçları (6 uçak, 8 helikopter, 20 kadar İHA) ve Dağlık Karabağ’da ve Ermenistan topraklarında istihbarat desteği…
Eylül-Ekim aylarında: Kommersant tarafından sağlanan verilere göre, Türkiye’nin askeri nakliye havacılığının Azerbaycan’a yaptığı uçuşların sayısı keskin bir şekilde arttı (esas olarak Gürcistan üzerinden transit). Özellikle 4 Eylül’de Türk Hava Kuvvetleri’ne ait bir C-130 uçağıyla, 18 Eylül’de CN-235 uçağıyla, 25 Eylül’de ise A400M uçağıyla insan ve mühimmat sevkiyatının gerçekleştirildiği iddia edildi.
28-30 Eylül çatışmalarının ortasında, daha önce gelen askeri danışmanların yanı sıra kara kuvvetleri komutanı Ümit Dündar ve Savunma Bakanı Hulusi Akar Azerbaycan’a geldi. Kommersant’ın kaynaklarına göre bunların operasyonu yerinden yönettikleri iddia ediliyor.
30 Eylül ve 1-3 Ekim tarihlerinde VN-235 uçağıyla Ankara-Nasosnaya (Hacı- Zeynelabidin) güzergâhından ilaç ve hafif silah sevkiyatı yapıldı.
İddialara göre personel ve mühimmat sevkiyatı da 7 Ekim’de Türk Hava Yolları’nın C-130 uçağı (TUAF737 uçuşu) ile yapıldı.
Kommersant’ın kaynağına göre 9 Ekim’de Gürcistan üzerinden, Amman- Bakü güzergahından 200 adet DShK makineli tüfek cephaneleriyle birlikte sevk edildi.
Daha önce Türkiye, 14, 21 ve 28 Ekim tarihlerinde Gürcistan hava sahasından transit uçuş talebinde bulunmuştu. Kommersant’ın kaynakları, izinlerin alındığını söylüyor.
Bunların dışında Kommersant kaynakları Türk yetkililerin, Dağlık Karabağ’da Azerbaycan adına savaşmaları için Libya’dan ve Suriye’den Ankara’ya sadık paralı İslamcı militanların taşındığını da söyledi. Paralı askerlerin kontrolü MİT tarafından Milli Savunma Bakanlığı’nın sağladığı araçlarla sağlandı.
Kommersant’ın kaynağına göre, Ekim ayının ilk haftasında 1300’e kadar Suriyeli militan ve 150 kişiden oluşan en az bir grup Libyalı paralı asker, Dağlık Karabağ’da çatışmaların olduğu bölgeye konuşlandırıldı. Birinci grubun, Bayandur ve Gapanly bölgelerine (Terterin sırasıyla 5 km ve 10 km güneyinde) yerleştirildiği iddia edildi. İkinci grubun ise, Cebrayil yönünde Karvenda bölgesine (Bakü’nün 250 km batısında) yerleştirildikleri belirtildi.
Suriye’nin kuzey ve kuzeybatısındaki Ankara kontrolündeki bölgelerde Suriyeli militanların askere alınmasının, Suriye Ulusal Ordusu (ÖSO) saha komutanlarının yardımıyla Türk özel askeri şirketi SADAT çalışanları tarafından gerçekleştirildiği bildirildi. Paralı askerlerin işe alındığı ana merkezler, Afrin, El-Bab, Ras al- Ain ve Tel Abyad şehirleri olduğu iddia edildi. Afrin’de askere alınanlar, Türk şirketlerinin yardımıyla Suriye sınırından 40 km uzaktaki Urfa’ya taşındılar. Daha sonra bu paralı askerler, SADAT tarafından uçaklarla çatışma bölgelerine sevk edildi.
Kommersant kaynaklarına göre paralı askerlera Transkafkasya’da savaşmak için 1500$ taşınma bedeli ve 2000$’a kadar da aylık ücret teklif edildi.
Azerbaycan’a gönderilmeden önce, paralı askerlerin kimlik belgelerine ve kişisel iletişim araçlarına el koydukları iddia edildi. Onlara üç ila altı aylık bir süre için hizmet edecekleri söylendi.
“Daha 22 Eylül’de, Türk eğitmenlerce iki haftalık eğitimlerini tamamlayan ÖSO’nun 2. Kolordudan ilk grup gönderildi.” Diyor kaynak (muhatap).
Ona göre, Dağlık Karabağ’da ateşkes oluncaya kadar, ikinci bir Suriyeli 1500 kişilik müfreze Azerbaycan’a gönderilmek için eğitimlerini tamamlayarak hazır hale geldi. “Bu müfreze oluşturuldu ve her an Dağlık Karabağ bölgesine nakledilebilir” diye belirtti Kommersant kaynağı. Söz konusu bu grup, “Faylak aş- Şam”, “Sutan Murat Tugayı”, “Hamza Fırkası”, “Süleyman Şah fırkası” gibi grupların üyelerinden oluşuyor.
Daha önce İngiliz radyo istasyonu BBC, Türkiye’nin Afrin’den, Ceyş El Şam grubundan Azerbaycan’a 150 militanı transfer ettiğini bildirdi. “Sultan Murad Tugayı”ndan yaklaşık 2.000 kişi daha Ekim ayı başında Karabağ’a nakledilmeye hazırlanıyordu. Bu konuda Amerikan gazetesi The Wall Street Journal haber yapmıştı. Aynı zamanda Washington Post da Dağlık Karabağ çatışmalarında 50 Suriyeli paralı askerin öldüğünü bildirdi.
Ermeni yetkililer, Türkiye’nin Suriye ve Libya’dan Dağlık Karabağ’a paralı askerler gönderdiğini defalarca söylediler.
ABD Dışişleri Bakanı Michael Pompeo da perşembe günü Türkiye’nin ihtilaftaki aktif rolünden bahsetti. “Türkler savaşa müdahale etti ve Azerbaycan’a kaynak sağladı, böylece riski arttırarak Dağlık Karabağ’da savaşı körükledi” dedi WSB ye verdiği demeçte.
Türkiye’nin savaştaki etkisi hakkında Fransa Dışişleri Bakanı da şunları söylemişti: “Dış müdahale, özellikle Türkiye’nin müdahalesi savaşı körüklüyor, bu kabul edilemez.” Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Türk yetkililerin militanları Suriye’den Azerbaycan’a nakledilmesine yardım ettiğini söyledi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise yabancı paralı askerlerin Azerbaycan tarafında savaştığını kısmi olarak reddediyor. “Hiç kimse bize Azerbaycan topraklarında mevcut çatışmalarda yer alan yabancı silahlı oluşumların varlığına dair herhangi bir kanıt sunmadı. Resmi olarak hiçbir paralı askerimiz yoktur” dedi İlham Aliyev RiA Novosti’ye verdiği demeçte.
Azerbaycan’daki ABD ve Fransız makamlarının açıklamaları, Dağlık Karabağ konusundaki çatışmada arabulucu olarak hareket etmek isteyen ülkeler için kabul edilemez olarak nitelendirildi.
Kısacası Türk yetkililer birçok defa Suriye’den Dağlık Karabağ’a paralı asker taşımakla suçlandı.
*Kommersant
Çeviri: Aysel Tabak