RTÜK üyesi CHP’li Taşçı, şiddet içerikli yayınlarla ilgili yapılan şikayetlerin hiçbirinin RTÜK’te görüşülmediğini söyledi. Taşçı, yılın ilk 8 ayında 13 bin şiddet içerik içerikli yayın’ şikayeti yapıldığını ancak ciddiye alınmadığını ifade eti
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşçı, RTÜK’e şiddet içerikli yayınlar için yapılan şikayetlerin hiçbirinin kurulda görüşülmediğini ifade etti. Taşçı, 2019’un ilk 8 ayında RTÜK’e 16 binden fazla şikayet geldiğini, bunların 13 binden fazlasının ‘şiddeti özendirici veya kanıksatıcı yayınlar’ konusunda olduğunu aktardı.
90’ı dizi içeriklerinden
Kurul gündeminde hiçbir şikayetin görüşülmediğini ifade eden Taşçı, şiddete ilişkin şikayetlerin yüzde 90’ının dizi içeriklerinden oluştuğunu söylerken, şikayetçilerin yüzde 53’ünün hekim olduğunu duyurdu. Üye Taşçı, şikayetlerin yüzde 55’inin kadınlar tarafından yapıldığını söyledi. RTÜK üyesi Taşçı’nın konu hakkında attığı tweetler şöyle:
“Ekrandaki şiddet içerikli yayınlar nedeniyle izleyicilerden RTÜK’e 8 ayda 16 bin 514 şikayet geldi ama Üst Kurul gündemine bir teki bile getirilmedi, kurulda görüşülmedi. Kadına şiddet ve kadın cinayetini yalnızca kınamak yetmez her kurum üzerine düşeni samimiyetle yapmalı…
RTÜK İletişim Merkezine 2019 yılının Ocak ayından bugüne kadar televizyondaki şiddete ilişkin gelen izleyici şikayetlerinde ilk sırayı 13 bin 425 bildirimle ‘şiddeti özendirici veya kanıksatıcı yayınlar’ aldı. Şiddet ekranda uygulamalı öğretilir hale geldi.
RTÜK İletişim Merkezi’ne izleyiciler tarafından ekrandaki şiddete ilişkin yapılan şikayetlerin yüzde 90’ını ‘dizi film’ içerikleri oluşturuyor. Televizyon yayınlarındaki şiddetten rahatsız olup bildirimde bulunanların yüzde 44.6’sı erkek, yüzde 55.4’ü kadınlardan oluşuyor.
Ekrandaki şiddet içeriği nedeniyle en fazla doktorlar tarafından RTÜK’e şikayet yapılırken, şikayetçiler arasındaki hekimlerin oranı yüzde 53. Doktorları, yüzde 8.1 ile üniversite öğrencileri, yüzde 5.5 ile memurlar, yüzde 5.1 çalışmayanlar, yüzde 4.5 ile öğretmenler izledi.
RTÜK’e ekrandaki şiddet nedeniyle şikayetçi olanların yüzde 41’i üniversite mezunu, yüzde 21.5 yüksek lisans, yüzde 15 doktora, yüzde 12 lise mezunu. Eğitim düzeyiyle orantılı biçimde şiddetten duyulan rahatsızlık da artıyor.
Türkiye’de neredeyse her gün kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti haberinin duyulduğu bir ortamda –ki maalesef en son örneği Emine Bulut- RTÜK’ün tüm radarlarını bu alana yöneltmesi hem yasanın verdiği bir görevdir, hem de toplumsal bir sorumluluktur.
Kadın şiddetini izleyiciye tüm ayrıntılarıyla izleten; parmakların kırıldığı, ellerin sıcak sular altında yakıldığı, fiziksel şiddetten psikolojik şiddete, ekonomik şiddetten cinsel şiddete kadar pek çok şiddetin uygulanmasını RTÜK’ün görmezden gelmesi mümkün değildir.
RTÜK ekranlar şiddeti ve buna yönelik şikayetleri görmezden geldiği, gereğini yapmadığı sürece, şiddetin ekrandaki dozu giderek artıyor. Denetlenmedikleri düşüncesi ve gerçeğiyle de senaristler, yapımcılar ve yayıncılar reyting uğruna şiddetin dozunu artırıyor.
Ekrandaki şiddeti yok saymak, görmezden gelmek RTÜK’ün kendisini ve misyonunu inkar anlamına gelir. Ekranları şiddetten arındırmak hem hukuki, hem insani, hem de vicdani sorumluluktur. Toplumun da RTÜK’ten beklentisi bu.
Emine Bulut’un katledilmesinden sonra sosyal medyada hashtagler açılıyor ve dizilerdeki şiddetin ekran görüntüleri paylaşılıyor. Bunlara duyarsız kalınamaz. RTÜK ilk Üst Kurul toplantısında ekrandaki şiddeti masaya yatırmalı ve hızla denetime başlamalıdır.”
HABER MERKEZİ