Kızının cenazesinin kaybolduğu yerden kilometrelerce uzakta bulunmasının, olayın intihar değil, cinayet olduğunu gösterdiğini ifade eden Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, faillerin bulunmasını istedi
Wan’da 27 Eylül’de kaybolan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in cenazesi 18 gün sonra Wan Gölü’nün Molla Kasım Mahallesi’nde civarındaki bölümde bulundu. Ön otopsi işlemleri tamamlanan Kabaiş, Amed’de Yeniköy Mezarlığı’nda defnedildi. Abdurrahman Enç Külliyesi’nin taziye evinde aile ziyaretleri kabul ediyor. Taziyeleri kabul eden baba Nizamettin Kabaiş, kızının ölümüne dair şüpheleri Mezopotamya Ajansı’yla (MA) paylaştı.
İlk sorumlu yurt
En büyük suçlunun kızının kaldığı Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdu olduğunu söyleyen baba Kabaiş, kızını onlara teslim ettiklerini ancak onların görevlerini yerine getiremediğini ifade etti. Kızının yurda gitmemesine rağmen kendilerine haber verilmediğini belirten Kabaiş, “Yurt yetkilileri diğer gün ancak bizi aradı ve ‘Kızınız yurda gelmedi’ dedi. Yurt, erken haber verseydi belki kızımız erken bulunur ve hayatta olurdu” dedi.
‘Telefonu belki başkası bırakmıştır’
Kızının sahil kenarında taş toplamak için çıktığını arkadaşlarına ilettiğini belirten baba Kabaiş, kızının gittiği yerin kör nokta olduğunu ve burada da yurdun ihmalinin olduğunu ifade etti. Her 4 kamerada herhangi bir ize rastlanmadığını belirten baba Kabaiş, “Kameralara baktığımda telin orada da, kayalıkların olduğu alanda da kamera yoktu. Belki kızımın telefonlarını falan başkası oraya bırakmıştır. Belki birileri zarar vermiştir kızıma” ifadelerini kullandı.
Cenaze yurda 18 kilometre uzakta bulundu
Bardakçı köyü civarındaki sualtı aramalarının iyi yapıldığını, vali ve emniyetten diğer köylerde de arama yapılmasını istediğini belirten Kabaiş, “Bana ‘Arayacağız, arayacağız’ dediler, ama 18 gün sonra kızımın cenazesi, 18 kilometre uzaklıkta bulundu” diye konuştu.
Vali ve emniyet yetkilileriyle bir odada baş başa yaptıkları görüşmede kendisine “İntihardır” dediklerini ifade eden Kabaiş, “İntihar ise bu cenaze bu kadar nasıl gider, dedim. Bana, ‘Su altında cenaze gider’ dediler. Ben de bunu asla kabul etmeyeceğimi söyledim. Kız ayakla bile o kadar uzağa gidemez. Molla Kasım’a kadar 18 kilometrelik yolu uçarak mı gitti bu kız?” sözleriyle kuşkusunu dile getirdi.
Yetkililerin intihar söylemi
Yetkililerin “intihar” diyerek olayı kapatmak istediğini ifade eden Kabaiş, “Üniversitenin adı kirlenmesin. Wan’ın adı çıkmasın istiyorlar. Bir can yitirilmişse bunun gerçeği neyse o ortaya çıkarılmalı. Kim yapmışsa cezasını çeksin” diye belirtti.
Teşhis için kızını gördüğünü darp ve benzer izlere teşhis esnasında rastlamadığını belirten Kabaiş, 100’ün üzerinde numune alınarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildiğini aktardı. Kabaiş, “Ortaya çıkan işaretlere göre, mikrofonu kime uzatsan telefonlarının bulunduğu yerden 18 kilometre uzaklıkta bulunan cenazeye intihar demez” şeklinde konuştu.
Aile olarak tek isteklerinin bu vahşeti yapanların ortaya çıkarılması olduğunu dile getiren Kabaiş, “Bu vicdansızlar kimse ortaya çıkarılsın. Ağır cezalar verilsin. Bir daha kadınlara el uzatılmasın” dedi.
Haber: MA / Müjdat Can – Heval Önkol