Rojhilatlı gazeteci Şêroo Ûrmiye, İsrail’in yürüttüğü savaş politikası kaynaklı İran’a karşı tepkilerin büyüdüğü ve İran’ın cevap vermek zorunda kaldığını belirterek, ‘Önümüzdeki süreç hem İran hem de Kürtler için birçok olasılığa gebe’ dedi
İsrail’in, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te gerçekleştirdiği saldırılar sonrası Filistin’i hedef almasıyla Ortadoğu’da yeni bir dönem başladı. İsrail, Gazze başta olmak üzere birçok yere karadan ve havadan saldırı başlattı. Savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı 41 bini aştı.
Hemen ardından Lübnan ve Suriye de İsrail’in de hedefi oldu.
İsrail Lübanan saldırılarından birinin hedefi Hizbullah Liderleri Hasan Nasrallah ile yönetim kademesinde yer alan birçok kişi oldu. Yaşanan saldırıların ardından İran da İsrail’i füzelerle hedef aldı.
Rojhilatlı gazeteci Şêroo Ûrmiye, İsrail’in saldırıları ve bölgede yükselen tansiyonu değerlendirdi.
‘İran yanıt vermek zorunda bırakıldı’
İran’ın Nisan ayına kadar saldırılara doğrudan yanıt vermediğini hatırlatan Ûrmiye, “İran’a yönelik bir saldırı gerçekleştirildiğinde İran Suriye’deki askeri güçlerinin birebir karşılık vermesini isteniyordu. İran eğer direkt saldırmak isteseydi oradaki askeri güçleriyle yapabilirdi. ABD sürekli İran’ın saldırılarında can kaybı olması durumunda İsrail’e destek vereceğini ifade ediyordu. Bu yüzden İran birçok kez Hizbullah, Hamas ve diğer vekil savaşçıları üzerinden yanıt veriyordu ama 2 defa İran açık bir şekilde bizzat kendi güçleri ile saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırıların amacı komşu ülkelerden gelen, ‘İran konsolosluğuna saldırı oldu fakat İran sessiz kaldı’ söylemlerine cevap olmaktı. İran zaten bu saldırıyı bir korkuyla yaptı” dedi.
‘İran’a karşı tepkiler büyüdü’
İran’ın daha önce saldırılara yönelik tutumunun vekil güçleri tarafından eleştirildiğini söyleyen Ûrmiye, “Hamas’ın lideri ve Hizbullah liderlerinin öldürülmesiyle birlikte, İran’a bağlı olan Suriye ve Lübnan’daki yapılar, İran’ın saldırılara karşılık vermemesini sert bir şekilde eleştirmeye başladı. İran’a karşı tepkiler büyüdü. İran Haniye’nin intikamını alacağını söylese de uzun bir süre sessiz kaldı ama Nasrallah’ın da öldürülmesiyle birlikte İran çaresiz kaldı ve saldırıyı gerçekleştirdi. İran saldırı konusunda ikilem yaşadı. İran yanıt vermesiydi, İsrail saldırılarını hem büyütecekti hem de saldırıları ülkeye daha da yaklaşacaktı. Bunun yanında İran’a yönelik tepkiler de iyi artacaktı. Cevap verdiği taktirde de 2 ülke arasında savaşın çıkma ihtimali yüksekti. İran kendi durumunun farkında; hem ekonomisi kötü durumunda hem de ambargolar mevcut. Son saldırıda İran bilerek boş alanları hedef aldı. Çünkü yeni bir savaşın çıkmasını istemiyor ama askeri gücünün olduğunu da kanıtlamak istiyor” diye belirtti.
‘İran halkı savaşmak istemiyor’
İran rejimin halkta karşılığının neredeyse kalmadığına işaret eden Ûrmiye, “Rejime bağlı ve destekleyenler kesim yüzde 10’u kadar. Geri kalanların hepsi rejim karşıtıdır. Halk savaşa müdahil olmak istemiyor. Halk rejimin hem iç siyasetteki kararlarından hem dış siyasetteki adımlarından oldukça rahatsız” dedi.
İsrail’in saldırılara sessiz kalmayacağını söyleyen Ûrmiye, “Birçok siyaset uzmanı son saldırının yanıtsız kalmayacağına ve İsrail’in yanıt vereceğini söylüyor. İsrail’in petrol kuyularını, uçak pistlerini hedef alınacağına dair iddialar sürüyor. İsrail topraklarına yönelik saldırıların yanıtsız kalmayacağını açıkladı. Olası saldırıya İran’ın ne tepki vereceğini kestiremiyoruz ama eğer yanıt verirse iki ülke arasında ağır bir savaş başlayacaktır. İran’ın Irak, Suriye ve Lübnan’da askeri güçlerinin ve desteklediği silahlı grupların olduğunu biliyoruz. Nasrallah’ın öldürülmesiyle birlikte Hizbullah’ın moral ve askeri açıdan çöküntü içinde olduğuna dair bilgiler de var. Yine de İsrail büyük bir yanıt verirse İran’da mutlaka ona denk gelecek bir cevap vermek zorunda kalacaktır. Bu şartlarda büyük bir savaşın çıkma ihtimali çok yüksek” ifadelerini kullandı.
‘İran ağır bir cendere içinde’
PJAK dışında Rojhilat’ta bulunan Kürt güçlerinin silahsızlandırıldığını hatırlatan Ûrmiye, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kürt halkı olası bir savaşta taraf olmak istemeyecektir. Irak-İran-Türkiye arasında yapılan anlaşmalar nedeniyle Rojhilatlı Kürt grupları silahlarını bıraktı. Bulundukları bölgeler boşaltıldı. Bu gruplar zaten rejime karşı silahlı bir çatışmaya girmiyorlardı. Faaliyetleri artık halkı bilgilendirmek ve basın açıklamaları yapmaya dönüşmüştü. Ama yine de halk üzerinde ciddi bir etkileri vardı. Dolayısıyla savaşmak yerine taleplerini eylemlerle iletiyorlardı. Çatışma olmasa bile silahlı Kürt güçlerinin bulunması İran’ı korkutuyordu. Kürt silahlı grupların Kürt halkının yoğun yaşadığı Sinê, Ûrmiye, Kirmanşan ve diğer kentlerde bulunması İran’ı tedirgin ediyordu. İran ağır bir cendere içindedir. Önümüzdeki süreç hem İran siyaseti için hem de Kürtler için birçok olasılığa gebedir.”
Haber: Berivan Kutlu\ MA