Dört parçadan Kürt gazeteciler, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin toplumu da etkilediğini vurguladı. Gazeteciler, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve kalıcı bir barış için herkesin tecride ses çıkarması gerektiğini vurguladı
İmralı Cezaevi’nde mutlak tecrit altındaki PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutsaklar Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’dan mutlak haber alamama hali 38’inci ayında devam ediyor.
Yaşanan tecride dikkat çekmek için birçok cezaevinde tutsakların başlattığı “boykot” eylemi sürerken, Amed, Êlih (Batman), İstanbul, İzmir, Mersin ve Adana’da cezaevleri önünde “Özgürlüğe ses ver” eylemleri başlatıldı.
Tecride tepki sürerken, bir tepki de Özgür Basın çalışanlarından geldi.
Tecrit savaşı derinleştiriyor
Basına yönelik saldırılarında tecritle bağlantılı olduğunu ifade eden Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Selman Çiçek, “Öcalan’a uygulanan tecrit ne kadar derinleştiriliyorsa savaş da o kadar körükleniyor” dedi.
“Çözüm Süreci” hatırlatan Çiçek, “2013-2015 yılları arasında gelişen ‘Çözüm sürecindeki’ ülkenin durumu ve şimdi ülkenin durumuna baktığımızda aradaki fark net bir şekilde görüyoruz. Tecrit özgür basına yönelik gerçekleştirilen saldırılarla doğrudan bağlantılıdır. Basına saldırmak, ülkede ciddi bir faşizmin olduğunu net göstergesidir. 2015 yılında AKP eliyle bitirilen ‘Çözüm Süreci’ sonrası basın hedef alınmış ve ciddi saldıra maruz kalmıştır. Bugüne kadar özellikle özgür basına yönelik ciddi basınlar yapıldı. Tecrit, bütün toplumsal dinamikleri etkiliyor. Buradan bir kez daha tecridin kaldırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Herkesin karşı durması gerek
Tecridin amacının Kürt halkının ve mücadelesinin tasfiyesi olduğunu belirten Rojavalı gazeteci Serkeft Hisên de, tecridin kaldırılması için dünyanın birçok yerinde eylem ve etkinlikler gerçekleştirildiğini hatırlattı.
Hisên, “Tecrit, Kürt halkının mücadelesinin tasfiyesine yönelik devreye konulan bir politikadır. Kürt halkı, bu politikanın farkında ve bunun için dünyanın dört bir yanında eylemler yapıyor. Öcalan’ın ailesi ve avukatlarının görüşme başvuruları yetkililer tarafından reddediliyor. Kurdistan’ın Rojava, Bakur, Başur ve Rojhılat parçaları ile dünyada Sayın Öcalan’ın yönelik tecridin kaldırılması için yüzlerce eylem ve etkinlik yapılıyor. Yapılan eylemler büyük ve geniş çaplı oluyor. Kürt halkı ve dostları tecride ilişkin daha çok ses çıkarması gerekiyor” diye konuştu.
Asıl neden Kürt halkı ile bağı koparmak
Öcalan’ın 25 yıldır ada cezaevinde işkence ve tecride karşı büyük bir direniş verdiğini belirten Başûr’da gazetecilik yapan Keser Buldan ise, “Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit ve işkence sistemi her geçen gün daha fazla derinleşiyor. Bu tecridin neden bu kadar derinleştirildiği, bugün Türkiye’deki ortaya çıkan siyasal tablodan da anlaşılmaktadır. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin asıl nedeni, Kurdistan halkını, önderliğinden koparmaktır. Faşist AKP-MHP iktidarı, İmralı’da mutlak bir tecrit uygulayarak ve Kürt halkına karşı topyekûn savaş açarak ayakta kalıyor. Herkes İmralı’daki tecride karşı durulmadan Türkiye’de demokrasiden, özgürlükten, adaletten ve bunların mücadelesinden bahsedilemez” şeklinde konuştu.
Barış için tecrit kalkmalı
Öcalan’ın geliştirmiş olduğu paradigma Ortadoğu hakları için yeni bir umut olduğunu belirten Rojhilatlı gazeteci Kakshar Oremar da, hakiki bir barışın gerçekleşmesi için tecridin derhal kaldırılması gerektiğini altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öcalan bugün PKK lideri olması dışında bir dünya düşünürü olmuştur. Sayın Öcalan, sadece bir halkın liderliğini değil, gizli kalmış bir tarihi çıkarıp dünyaya gösteren büyük bir tarihçidir. Sayın Öcalan çözümlemeleri birlikte toplumlar üzerinde yapılan kirli politikalarda teşhir oldu. Bizler gazeteciler olarak da elimizden geleni yapacağız. Yetkilerin derhal tecridin kaldırmasını talep ediyoruz.”
Kaynak: MA