AKP-MHP iktidarının Kuzey ve Doğu Suriye’de soykırım yapmak istediğini belirten emekli pilot Bahadır Altan, ‘6’lı masa bu saldırılara karşı çıkmazsa onlar da bu suçun ortağıdırlar’ dedi
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı sinyali vermesiyle birlikte aralarında sanatçı aydın ve yazarların da bulunduğu 308 isim, 12 Ağustos’ta 6’lı Masa’ya “İktidarın savaş suçlarına ortak olma” diyerek bir bildiri yayınladı. Bildirinin imzacılarından olan barış aktivisti ve emekli pilot Bahadır Altan, muhalefet başta olmak üzere herkesin savaşa karşı ciddi bir duruş sergilemesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin uzun süredir Kuzey ve Doğu Suriye’de 30 kilometre derinliğinde “güvenli bölge” adı altında yayılmacı politikalar izlediğini ifade eden Altan, sınır güvenliğini sağlayacak olan şeyin barış olduğunu vurguladı. AKP’nin savaş politikası kendi iktidarını temellendirdiği bir argüman haline geldiğini belirten Altan, savaş politikalarının halkların yararına olmadığının altını çizdi. İmzaladıkları bildiriyle de 6’lı masayı tavır almaya çağırdıklarını ifade eden Altan, “Türkiye’de yaşanan savaş konusunda büyük bir sağırlık var. Oysa savaş, ekonomik kriz, adaletsizlik ve antidemokratik uygulamaların yanı sıra iktidardaki sıkışmanın, çözümsüzlüğünün ana kaynağıdır. İktidar her söyleminde, ‘Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok, orada terörden arındırılmış bir bölge yaratmak istiyoruz’ diyor. Ama AKP kendi tabanına ülkeye toprak kazandıracak yeni Osmanlı hayalleri pompalıyor. Bunu bir seçim argümanı olarak da kullanıyor” diye belirtti.
‘Güvenli alan’ yalanı
AKP iktidarının, Yeni Osmanlı hayalleriyle Musul ve Kerkük’ü kendi topraklarına katma isteği olduğuna işaret eden Altan, “İktidar her söyleminde ‘Kürt devleti kurdurmayacağız, bölgeyi teröristlerden temizleyeceğiz, arındıracağız’ diyor. Bu nedenle ‘30 kilometrelik güvenlikli alan inşa edeceğiz’ diyor. Oysa 30 km güneye indiğinizde, barış imzaladığınız bir dost yoksa ya da barış antlaşması yaptığınız birileri yoksa hiçbir sınır güvenli değildir olamaz da. 30 kilometre değil, 130 kilometre de gitseniz bunu güvenli hale getiremezsiniz” diye aktardı.
Soykırım yapılmak isteniyor
Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik yapacağı saldırılara yönelik “temizlik” ifadesini kullandığına dikkat çeken Altan, sözlerine şöyle devam etti: “Temizlemekten kastedilen şey şu: İktidar oradaki herkesi terörist ilan ediyor. Herkes teröristse temizlemek ne demektir? Temizlemek, soykırım demektir. Yani orayı terörden arındıracağım, şimdiden yaptığımın daha fazlasını yapacağım demek. Şimdiye kadar Türk SİHA’ları, uçakları, topları tarafından kadınlar, çocuklar, erkekler, siviller öldürüldü. Zaxo’da Kürtler değil de Araplar da öldürülünce dünya bu katliamın biraz da olsa farkına vardı.”
Yaşanan işgaldir
Türkiye’nin, IŞİD’e karşı savaşan ve kendi topraklarını koruyan insanlara havadan bombardımanlar ve top mermileriyle saldırdığını ifade eden Altan, ölen sivillerin ise “terörist” ilan edildiğini kaydetti. Altan, “Bu saldırılara ‘barış güvercini’ adını da verseniz, bu bir işgaldir. Yıllardır o topraklar Türkiye’nin kontrolünde ama burada sorunlar bitmiyor. En son kendi destekledikleri ve organize ettikleri cihadist güçler, oradaki çeteler, Türkiye’nin bayrağını da yakma şeklinde tepkiler de gösterdiler, çünkü sorunların çözümü savaş değil” şeklinde konuştu.
Barış demokrasiyle gelir
Türkiye’nin ısrarla Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırmak istemesinin altında yatan diğer bir nedenin bölgedeki kadın yapısı olduğuna vurgu yapan Altan, “Türkiye, bu yapıyı terörist ilan ederek aslında kadın öncelikli bir yapıyı istemediğini çetelerin, cihadist örgütlerin, onların kontrolünde bir bölge istediğini ortaya koyuyor. O nedenle buralara barışın gelmesi Esad’la Erdoğan’ın anlaşmasıyla değil; halkların farklılıklarını, inançlarını, mezheplerini tanıyan kadın öncülüğünde demokratik bir yapıyla ancak barış gelir” dedi.
Suç ortakları
6’lı Masa’nın Kürt sorunu konusunda net bir programı olmadığını vurgulayan Altan, “O yüzden ben 6’lı masayı suça ortak olarak tanımlıyorum. Yani daha önce de bütün tezkerelere onay vererek, Türkiye’nin Suriye’ye asker göndermesini adeta alkışlayarak bu politikaları beslemişlerdir. Eğer şimdi yeni bir saldırı olursa, açıktan karşı çıkmadıkları için bu suçun da ortağıdırlar. Türkiye için çok daha kalıcı kötü sonuçlar doğuracak, bir işgal olacaktır bu. İşgal olduğunun bilinciyle karşı çıkmak gerek” şeklinde konuştu.
İSTANBUL