Rojava’da AKP, politikalarına karşı çıkan halkları aç bırakarak göçe zorlamak için ekin tarlaları yakılıyor. İnsan Hakları Örgütü raporuna göre yanan alanlar Kîmar, Berad, Basilê, Soxanekê, Kilotê, Kefir Nebû köylerine yayıldı
Efrîn’de yüzbinlerce kişinin evlerine işyerlerine el koyanlar geri dönüşleri engellerken, aş ve ekmek umudu kalmasın diye ekin tarlaları yakıyor. Efrîn-Şehba Kantonu Ekonomi ve Kültür Dairesi Eşbaşkanı Zelox Bekir, Türkiye ve destek verdiği paramiliter grupların doğaya yönelik saldırıları ve talanına karşı direneceklerinin altını çizdi.
Türkiye ve destek verdiği paramiliter grupların Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye’de halka yönelik saldırılarının yanında doğa yönelik saldırıları da devam ediyor. Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye’nin ormanlarını, ağaçlarını ve ürünlerini ateşe vererek doğa katliamı gerçekleştiriyor. İnsan Hakları Örgütü, yayınladığı raporda Efrîn’de Türkiye’ye bağlı grupların yağma amacıyla Efrîn’in arazilerini, dağlarını ve ağaçlarını ateşe verdiğini ve yangınların Kîmar, Berad, Basilê köyleri ile Soxanekê, Kilotê, Kefir Nebû köylerine kadar yayıldığını açıkladı.
JİNNEWS’ten Mîdye Miqted’in haberine göre Efrîn-Şehba Kantonu Ekonomi ve Kültür Dairesi Eşbaşkanı Zelox Bekir, saldırılara ilişkin şunları söyledi: “Türk devletinin kantonumuza ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamına yönelik saldırıları devam ediyor. Bu, Türk devletinin en kirli politikalarından biridir. Özellikle buğday, arpa, mercimek, nohut vb. ekim mevsiminde saldırılar yoğunlaştı. Halkın emeklerine, tarlalara bilinci olarak saldırılar yapılıyor. Saldırılar sonucunda on hektar arazi yanmıştır. Bu saldırıları durdurmak için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu saldırılara karşı topraklarımızı savunacağız” ifadelerini kullandı.
‘Topraklar yağmalanıyor’
Zelox, tarım alanlarına ve doğaya yönelik bu yıl özellikle yoğunlaşan saldırılara ilişkin şunları söyledi: “2024 tarım sezonunda herkes, tüm tarım kurumları hareketlilik içerisindeydi. Türk işgalci devleti ve ona bağlı gruplar tarafından araziler ateşe veriliyor, halkın ekonomisine daha fazla zarar veriliyor, doğa ve topraklar yağmalanıyor. Bu nedenle kurum ve kuruluşlar, halkın zararlarını hafifletmek için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor. Türk devletinin kantonumuza ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamına yönelik saldırıları devam ediyor. Bu, Türk devletinin en kirli politikalarından biridir. Halkın geçim kaynakları tahrip edilmektedir” diye konuştu.
Efrîn-Şehba Kantonu Ekonomi ve Kültür Dairesi’nin doğasını ve arazilerini korumak için gösterdiği çabalar hakkında Zelox, “Türk işgalci devletinin bölgemizde birçok araziye yönelik saldırılarının devam etmesi karşısında, çabamız her zaman doğamızı korumaktır. Bu çabaların bir parçası olarak halkımızı bilinçlendiriyoruz ve tüm kurumlarımızla birlikte çalışıyoruz. Yangınların hızla tespiti için bu işbirliğini ileriye taşıyoruz” dedi.
Zeytin ağaçları da yok ediliyor
Türkiye’nin saldırılarında en büyük doğa talanının Efrîn’de yaşandığına dikkat çeken Zelox, “Türk devletinin doğa talanı ve katliamı gerçekleştirmesi sadece bugün değil, yıllardır devam ediyor. Bunun en belirgin örneği, Türk işgalci devleti ve ona bağlı çetelerin doğasını talan ettiği Efrîn kentidir. Ormanlar, ağaçlar ve araziler tamamen talan edildi. En önemlisi de Efrîn kenti zeytinleriyle ünlüdür ve Türk devleti zeytin ağaçlarını kesip Türkiye’ye götürerek kâr elde etmektedir. Efrîn’de demografik değişim, doğanın talanı, arazilerin yağmalanması halen devam ediyor. Aynı zamanda bu doğa talanı insanların psikolojilerini de etkiliyor” şeklinde konuştu.
Demografik değişim, yağma, hırsızlık
Zelox, Türkiye’nin her zaman Kürt halkının doğasına karşı talan politikasını sürdürdüğünü belirterek şöyle devam etti: “Türk devletinin ve Suriye hükümetinin önemli projelerinden biri, tarım alanlarına ve doğaya hakim olmak. Çünkü bu bölge tarımsal açıdan oldukça zengin. Buğday ve zeytin gibi birçok ürün burada yetişiyor. Çok verimli. Bugüne kadar Türk devletinin bu politikası devam ediyor. En belirgin örneği, Rusya-Suriye ve Türkiye arasında yapılan son anlaşmalar sonucunda Efrîn kantonunun işgal edilmesidir. Aynı şekilde Suriye’nin diğer bölgeleri de Türk devletine bırakıldı. Sadece işgal politikası değil, aynı zamanda demografik değişim, yağma, hırsızlık ve tarihi yerlerin talanı da gerçekleştirildi. Halkın mal ve mülkleri de yağmalandı. Ancak biz, bir gün tüm bu yapılanların açığa çıkarılacağına inanıyoruz ve Efrîn’in doğasına yönelik tüm bu ihlallerin daha da fazla ortaya konulması gerektiğine inanıyoruz. Genel olarak bu politikaların amacı, toplumu ve ekonomiyi yok etmek ve doğaya zarar vermektir. Aynı zamanda bu direniş ruhunu zayıflatmaktır.” Zelox, saldırılara rağmen ekolojiyi koruyacaklarına dikkat çekti.
ŞEHBA