Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Komitesi Eşbaşkanı Semîra Hac Elî, devrim sonrası eğitimi değerlendirdi:
Kürt, Arap, Süryani, Çerkes, Ermeni, Türkmen olsun Demokratik Ulus felsefesi ile anadilinde eğitim alıyor. Resmi olarak üç dil var: Kürtçe, Arapça, Süryanice. Öğrenciler anadili ile eğitim alıyor. Tüm bileşenler birbirlerinin dillerini de öğreniyor. Çerkesçe, Ermenice, Türkçe için de desteğimiz var
Ercan Kaplan / Mahsum Sağlam
Kuzey ve Doğu Suriye’de eğitim zili çok dilli çaldı. Rojava Devrimi ile birlikte eğitimde de yeni bir dönem başlamış oldu. Anadilde eğitimin esas alındığı Rojava’da resmi dil Kürtçe, Arapça ve Süryanice. Ayrıca Türkçe ve Ermenice eğitim de veriliyor. Rojava’da 4 bin 100 okul bulunuyor ve 900 bin öğrenci ders başı yapıyor. 41 bin öğretmen de eğitim veriyor. Eğitim yılının birinci dönemi 2 Ocak 2025’te sona erecek, ikinci dönem ise 15 Ocak 2025’te başlayacak ve 15 Mayıs’ta son bulacak. Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Komitesi Eşbaşkanı Semîra Hac Elî, eğitim sistemine dair gazetemize konuştu. Semîra Hac Elî, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Demokratik Ulus fikrinin Rojava’daki çok dilli, çok kültürlü eğitime damga vurduğunu belirtiyor.
Üç resmi dil
Kuzey ve Doğu Suriye’de eğitimin temelinin Demokratik Ulus anlayışına dayandığını ifade eden Semîra Hac Elî, “Eğitim bu felsefe üzerinden temellerini oluşturur ve çok dilli, çok kültürlü ahlaki ve politik toplum hedefler. Eğitim çok kültürlü ve çok dilli dediğimizde zaten Kuzey ve Doğu Suriye’de halklar ve tüm bileşenler bu sistem içinde yerini alıyor. Kürt, Arap, Süryani, Çerkes, Ermeni, Türkmen olsun bu sistem ve toplum içinde kendini tanımlıyor. Toplumsal sözleşmede üç dil resmi dil olarak tanımlanıyor. Bunlar Kürtçe, Arapça, Süryanice. Ancak diğer dillerde de eğitim oluyor. Öğrenciler okullarda birinci sınıftan ikinci sınıfa kadar anadili ile eğitim alıyor. Arap ve Süryani bileşenler kendi anadilleriyle eğitim görüyor. Dördüncü sınıfa geçtiklerinde bileşenlerin ortak dili bir hak olarak okullarda öğreniliyor. Böylece tüm bileşenler birbirlerinin dillerini öğreniyor” bilgisini verdi.
Halklar birbirlerinin dilini öğreniyor
Demokratik Ulus anlayışıyla düzenlenen eğitim sisteminde halkların birbirlerinin dillerini öğrenmesine olanak sağlandığını belirten Semîra Hac Elî, “Örneğin Arap bir öğrenci dördüncü sınıfta kendi anadilini hem materyal olarak hem mesleki olarak öğreniyor. Yanında ise bileşenlerin dilini öğreneceği bir kitap bulunuyor. Liseye kadar bu dersleri görüyor. Beşinci sınıfla birlikte daha çok yabancı dil olarak İngilizce öğretiliyor. Öğrenciler hem kendi anadillerini hem bileşenlerin dillerini hem de yabancı dili liseye kadar öğreniyorlar. Dilin yanında çok kültürlülük de var. Aynı okuldaki öğrenciler arasında hem Kürt hem Arap hem Süryani var. Burada hem birbirlerinin dilini hem de birbirlerinin kültürlerini ve tarihlerini öğreniyorlar. Birbirileriyle ilişkileri bu düzeyde oluyor. Toplumu ele aldığımızda çok renkli farklı halklar birlikte yaşıyor. Bu çok kültürlülük, çok renklilik okullarda da birlikte eğitim görüyorlar. Bu esaslar üzerinden çocuklarımızı eğitiyoruz” şeklinde konuştu.
Anadilde eğitimin önemi
“Anadilde eğitimin önemini susamış birinin suya gitmesine benzetebiliriz” diyen Semîra Hac Elî, “Suriye baskıcı otoriter rejiminin yönetimi altında tek dil, tek bayrak, tek ulus dayatılmış; Kürt halkı, Süryani halkı tek ulus anlayışı altında asimile edilmişti. 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte dil devrimi de bir kıvılcım gibi yayıldı; her halk diline, varlığına sahip çıktı. Bununla birlikte çocuklar okullara gittiğinde keyif alıyorlar. Evinde, sokağında kendi diliyle konuşan, okula geldiğinde aynı dilde eğitim alması, öğretmenin onun diliyle konuşması hem ufkunu açıyor hem eylemleri artıyor hem eğitim almada rahatlık yaşıyor, okulda daha aktif bir öğrenci oluyor. Çünkü yabancı bir dil değil, onun ailesinin ve içinde yaşadığı toplumun dilidir, bu nedenle eylemleri daha faaldir. Şu anda kendi anadilinde eğitim alan çocukların daha aktif ve çalışkan olduğunu gözlemliyoruz” sözlerine yer verdi.
Halklar mutlulukla karşılıyor
Öğrencilerin istedikleri üniversitede okumak için hedeflerine yöneldiğini söyleyen Semîra Hac Elî, çocukların ve halkların eğitimden keyif aldığını ve mutlulukla sahiplendiğini vurguluyor. Semîra Hac Elî, şöyle diyor:
“Baas rejiminin iktidarı altında yaşadığımız zorluklar biliniyor. Bizim için yabancı bir dildi ve çok zordu. Bugün çocuklarımızın başarılarını görüyoruz, yüz binlerce okuyan çocuklarımız var. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de 900 bin civarında öğrenci kendi anadilinde eğitim, öğretim görüyor. Halkımız bütün bileşenleriyle bu eğitimi destekliyor ve keyifle, mutlulukla karşılıyor. Bugüne kadar bu halk birçok saldırılara karşı direndi. Özellikle Türkiye’nin her gün yaptığı saldırılara rağmen bölge halkı eğitim talebinde ısrar etti, sürdürdü. Elbette ki bazı karşıt, farklı farklı görüşler var. Özerk Yönetim ve Özerk Yönetim’in eğitiminin meşruluğu ve resmiliği yok deniliyor. Her ne kadar öyle denilse de bugün biz eğitim sistemimizi meşru görüyoruz. Bu halk meşru görüyor.”
Halkın sistemden beklentisi var
Demokratik Ulus eğitim sistemi içinde yer alan çocukları karşılayan üniversiteler olduğunu söyleyen Semîra Hac Elî, “Rojava Üniversitesi, Kobanê Üniversitesi, Şark Üniversitesi çocukların eğitimde başarılı olması için ve toplumun kurucu öznesi olmaları için eğitim veriyorlar. Halk bu konuda mutlu ve umutlu. Tabii halkın eleştirileri de oluyor. Halkın eleştirisi olması demek bu sistemden beklenti içinde olduklarını gösteriyor. Örneğin sınıflarda bir eksiklik mi var ya da öğretmenlerin bir eksikliği mi var gelip bunu açıkça söyleyip eleştiriyorlar. Çocuklarının başarılı eğitimcilerden ders görmesini talep ediyorlar, çocuklarının daha başarılı olmasını istiyorlar. Eleştiriler geliştirdiklerinde biz de olumlu görüyor, mutlu oluyoruz” diye belirtti.
Çocuk Aile Meclisleri kuruldu
Halkın eleştirileri ışığında sistemde değişiklikler de yapıldığını dile getiren Semîra Hac Elî, bu konuda hangi adımları attıklarını anlattı:
“Bu halk bugün Çocuk Aile Meclisi’ni kurdu. Okul komünün içinde yer alır. Çocukları bu okulda okuyan ailelerin içinde olduğu Okul Aile Meclisi bulunuyor. Bu meclisten seçilen iki kişi hem okul sözcüsü hem ilkokullarda toplum ve yaşam öğretmeni lisede toplum, bilim gibi branşlarda eğitim verip aynı zamanda öğretmenler birliğinde yer alırlar. Burada amaçlanan aileler, okul, öğretmen, öğrenciler olarak birlikte eğitim sistemini uyumlu yürütmektir. Eğitim toplum içinden çıkar, eğitimimizi kimseye ait olarak görmüyoruz. Toplum olarak çocuklarımızı eğiteceğiz. Bunun için bu meclis çocuklarının gelişimi, öğretmenlerle tartışma ve okullarda yaşanan eksikliklere yardımcı olma, okulun güvenliğine yardımcı olma, yardımlaşmayı geliştirme konusunda ailelerin nasıl yaklaştığını görüyor ve mutlu oluyoruz. Halk; eğitimi güzel ve olumlu karşılıyor, bu ruhu görebiliyoruz.”
Ermenice, Çerkesçe, Türkmence
Okullarda ders kitaplarının Kürtçe, Arapça, Süryaniceden oluştuğunu belirten Semîra Hac Elî, “Ermeni, Çerkes, Türkmenler Kuzey ve Doğu Suriye içerisinde yaşıyorlar. Bu dillere nasıl bir destek veriyoruz? Örneğin Ermeni dili için şu an bir Ermeni dil kurumu açma çalışmamız ve girişimlerimiz var. Ermeni halkına ve Ermeni çocuklara Ermenice öğretmek için çabalarımız var. Kuzey ve Doğu Suriye’de herhangi bir halk eğer kendi diliyle kurum açmak isterse bunu destekleyip katkı sunuyoruz. Tüm halklar kendi dilleriyle çocuklarına eğitim verebilir, dillerine karşı yabancılaşmayı ortadan kaldırabilirler. Dillerini Özerk Yönetim’in bulunduğu okullarda geliştirebilir ve bir yeniden doğuş, yeniden var olma gibi ele alabilirler, tabii bu bölgede yaşayan Ermeni, Çerkes, Türkmen halklara kalmış, imkanları varsa biz de buna destek oluruz” ifadelerini kullandı.
Tüm diller ve dinler…
Semîra Hac Elî, rejimden kalan okulların mimarisi ve rengine ilişkin de bilgiler veriyor. Rejimden kalan okulların inşasının ve renklerinin cezaevlerini andırdığını ifade eden Semîra Hac Elî, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğitim sistemi olarak bunu elbette ki kabul etmiyoruz. Bizim istediğimiz ise daha yaşanılır bir eğitim ortamı, okulların renginden tutalım da daha ferah ve bahçeli olmasını, geniş ve çocukların teneffüslerde oyun oynayabileceği alanlar olmasını istiyoruz. Baas rejiminden kalan okullar böyle cezaevi gibi iken yeni inşa ettiğimiz okullar bunun çok dışında farklı bir şekilde ve farklı renkte inşa ediliyor. Özerk Yönetim olarak fazla imkanlarımız olmadığı için ekonomik ambargonun olması, her gün yapılan saldırılar nedeniyle okulları dilediğimiz gibi inşa edemiyoruz. Bu okulların içinde kendimiz de okuduk. Tek dil, tek bayrak, tek ulus zihniyeti, milliyetçilik dayatmaları vardı. Rojava’da bugün bu yok. Okullarımızda çok dillilik, çok kültürlülük var. Milliyetçiliği, ırkçılığı, dinciliği reddediyoruz. Bunların karşısında durup çok dili ve çok kültürlülüğü, çok inancı savunuyoruz. Bugün okullarımızda Süryani dini var, Êzidî inancı var, İslamiyet var, bütün inançlar eğitim sistemimizin içinde yer alıp okullarımızda eğitimleri veriliyor. Her ulus; kültürel haklarını, dil hakkını, tarihini, inancını Demokratik Ulus anlayışıyla Kuzey ve Doğu Suriye eğitim sistemimin içinde görüyor.”
2 milyon kitap basıldı, ücretsiz dağıtıldı
Kuzey ve Doğu Suriye’de eğitimin ilkokuldan liseye kadar parasız olduğunu belirten Semîra Hac Elî, “Kitapların basımını Kuzey ve Doğu Suriye Eğitim Komitesi üstleniyor. Öğrencilere her yıl ücretsiz kitap dağıtımını yapıyoruz. Bu yıl 2 milyon 700 kitap basımı gerçekleşti. Kırtasiye olarak kalem, defter, çanta ve diğer ihtiyaçları daha çok aileler karşılasa da uluslararası kurum ve kuruluşların yine hayır dernekleri ve yardım etmek isteyenler olursa bunları öğrencilerimize dağıtıyoruz. Tabii ki burada önceliğimiz kamplarda yaşayan halkımız oluyor. Özellikle yardımları daha çok kentlerinden zorla çıkarılan Efrîn, Girê Spî, Serêkanî halkımıza dağıtıyoruz. Tabii bu da yardımlar gelirse gerçekleşiyor. Kuzey ve Doğu Suriye’nin ekonomik durumu ortada, Eğitim Komitesi olarak şu an bunları gerçekleştirmek zahmetli olsa da dediğim gibi kitapları ilkokuldan liseye kadar ücretsiz dağıtıyoruz” şeklinde konuştu.