Avrupa’da özellikle 17. Yüzyıl’da meydana gelen, sosyal, siyasi ve ekonomik gelişmelerin etkileri adeta zamanı aşarak günümüze kadar etkileri devam ediyor. Günümüzdeki birçok gelişmenin dayanağını oluşturdu. Bir bütün olarak toplumu yeniden inşa etti. Devlet formu ulus- devlet şeklinde kendisini konumlandırdı. Ulus devlet anlayışı toplumu, kültürü, inançları egemenlik alanlarını amaçları doğrultusunda yeniden tasarladılar. Kapitalist modernist anlayış gelişmelere paralel olarak varlığı, birliği, dirliği için kendisini sürekli yeniler, toplumu amaçları doğrultusunda formüle eder.
Ulus devlet anlayışları için eğitim önemli bir politik inşa aracıdır. Bazen hiçbir ordunun yapmadığını eğitimle yapar. Özellikle eğitim ve hukuk yoluyla homojen toplum oluşturma projeleri sürece göre kendini yeniler. Özellikle toplumsal homojenleştirme zor aygıtları ile olmayınca ideolojik aygıtlarla yapmaya çalışır. Bunu da medeniyet, demokrasi, çağdaş uygarlık adına yapar. Devlet dışı olan ahlaki politik toplumu, rıza toplumu süreklerini, farklılıkları tekleştirerek, kontrol ve denetim altına alıp finanse ederek, egemen ulus kültürü içerisinde eritmek istemektedir.
Avrupa’da ve Almanya’da Alevilik cenahında yaşananlara bu perspektifle bakmakta fayda vardır. Avrupa’nın modernist, aydınlanmacı, pozitivist aklı, alevi kurumlarına da sirayet etmiş durumdadır. Aleviler Avrupa’da sürekli bir kafa karışıklığı, bir hafıza kaybı, yeni hafıza oluşturma, gel-gitleri içerisinde gidip geldiler.
Özellikle Türkiye’de 12 Eylül ile başlayan baskı ortamında diaspora hayatı yaşayanların Avrupa’da Alevi örgütlenmesinde etkisi belirleyicidir. Her kişi ya da kurum ait olduğu siyasal oluşumun ve durduğu yerin aklı ile Aleviliği tanımlandı. “Bilimsellik, ilericilik” adına Aleviliğe ait kavram ve kuramlar, yaşatılan binlerce yıllık komünal hafıza “zamana uymayan, gerici, toplumsal ilerlemenin önünde engel ” olarak kabul eden bir kesimin modernist aklı dernek hattında görünür oldu.
Avrupa’da bir buçuk milyon, Almanya’da ise dokuz yüz bin alevi yaşadığı bilinir. Dört kuşak oldu Aleviler Almanya’da yaşıyor. Bu gerçeklikten hareketle Avrupa’da ve özelde Almanya’da yaşayan Alevilerle ilgili söz söylememiz gerekiyor. Kapitalist Modernist anlayışın kök saldığı, bütün dünyayı etkilediği, birçok farklı kimliği denetleme ve kontrol altına aldığı, homojenleştirdiği bir sistemden bahsediyoruz.
Geçmişte Almanya’da Aleviler kendilerini “İslam içindeyiz” şeklinde tanımladılar. Türk İslam Aleviliğini esas alan, ayrıca Şii etkisinde olan ” Erkannameler” yazdılar. Bu anlayış bir süre sonra karşılık bulmadı. Şimdi ise ” İslam dışıyız” denilerek, kapitalist modernist anlayışın piyasasına uygun bir Alevilik inşa ediliyor. Piyasa Alevileri kendilerini kapitalizme göre konumlandırırken, Aleviliği de piyasaya göre tasarlıyorlar. Bu tehlikeyi görmeden yapılacak her girişimin sonucu birçok riskleri taşırken, gelecekte oluşacak tahribatı önlemek çok zor olacaktır. Rıza toplumun ilkesel duruşunu önemsemek ve hak temelinde yapılan uyarı ve eleştirileri de dikkatle okumalıyız. Söylenecek söz ve kavramlar tarihi ve insanlığı ilgilendirir. Kavramlar geçmiş tarihin hafızalarıdır. Her kavramın ve sözün bir hafızası vardır.
“Almanya’da Aleviliğin diğer din ve inanç grupları ile eş düzeyde tanınması ve aynı haklara sahip olması yönünde yeni bir adım atıldı ve ” Hak eşitliği anlaşması imzalandı” şeklinde bir bilgi gündemde yer aldı. Burada şu soruları sormak gerekiyor; Almanya ilk kez mi Aleviliği kabul ediyor? Aleviler Almanya da erkanlarını yürütemiyorlar mıydı? Bu kazanım bütün Alevi süreklerini kapsar mı? Ders kitapları yazılırken kimler görev alacak? Alevilik Almanca mı anlatılacak? Aleviliğin kendine has binlerce yıllık ağırlıklı Aryenik kökenli kavram ve kuramları nasıl anlatılacak? “Büyük kazanım” şeklinde tanımlanması Alevi hakikatine uygun mudur? Süreci ” kazanım ve kayıp” düalizmine indirgemek doğru mudur? Mutlak kayıp mutlak kazanım var mı? Farklı süreklerin kutsal günleri tatil edilecek mi? Almanya’da yaşayan Yarsaniler, Ehli haklar, Kakailer, Türkmen sürekleri, Bektaşiler, Arap Alevileri (Nusayriler), Rêya Haq Kürt Alevileri gibi.
Hakikat kaydedilen yerde aranır.
***