Grip aşısı yaptırmak isteyen yüksek risk grubundaki hastalar e-Nabız sisteminde risk grubunda gözükmediği için aşı olamıyor. TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, ‘Söylenen aşı miktarı hiçbir ihtiyacı karşılamaz’ dedi
Yadigar Aygün/İstanbul
Grip aşısını alabilecek yurttaşlarının e-Nabız sistemlerine yüklendiği Sağlık Bakanlığı tarafından açıklandı. Grip aşı için e-Nabız sistemine giren risk grubundaki kalp hastaları, kanser hastaları, böbrek hastaları, diyabet hastaları, 65 yaş üzeri yaşlılar ve hamileler risk grubunda gözükmediği için grip aşı alamayacağı bilgisi ile karşılaştı. Konuya ilişkin gazetemize konuşan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Sağlık Bakanlığı’nın grip aşısı konusunda şeffaf olmadığına dikkat çekti.
Hiçbir ihtiyacı karşılamayacak
Fincancı, bir süredir ‘Ticari sır’ olarak toplumdan saklanan ve yeni açıklanan grip aşısı rakamlarının toplumun ihtiyaçlarını karşılamayacağının altını çizdi. Sağlık Bakanlığı’nın şeffaf olmadığına dikkat çeken Fincancı, “Ne yazık ki Sağlık Bakanlığı, hiçbir konuda şeffaf olmadıkları gibi grip aşısı konusunda da şeffaf değiller. Grip mevsiminin Eylül ayında başlayıp özellikle Eylül ve Ekim aylarında yoğunlaştığını biliyoruz. Aşı sorununun zaten Eylül ayında çözülmesi gerekiyordu. Herkesin aşılanabileceği koşulların oluşturulmuş olması gerekirdi. Rakamları bilmiyorduk. Daha önce ne kadar aşı gelecek sorusuna verilen yanıt ticari sır olmuştu. Grip aşısında benzer bir durumla karşı karşıya kaldık. Muğlak bir takım grip aşısı rakamları açıklamaları olsa da bir buçuk milyon aşının geleceğine ilişkin söylemler var. Tabi bu bir buçuk milyon aşı hiçbir ihtiyacı karşılamayacak” dedi.
Tablo ağır olacak
Türkiye’de sadece 1 milyon 100 bin sağlık çalışanı olduğunu hatırlatan Fincancı, 6 aydan büyük herkesin grip aşısı olması gerektiğini vurguladı. Yaşanacak sorunlara dikkat çeken Fincancı, “ Tabi ki özellikle Covid-19 salgını ve grip salgınının ikisinin bir arada gözükmesiyle birlikte ortaya çıkacak tablo çok riskli olacak. Öncelikle bir buçuk milyon aşının 1 milyon 100 bini sadece sağlık çalışanlarına yapılmak zorunda. Saha da çalışabilir halde kalmaları için. Geriye 400 bin aşı kalıyor. Bir buçuk milyon aşısının hiç bir koşulda yetmesi mümkün değil Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasında ‘6 ay dan büyük herkesin covid-19 salgınında grip aşısıyla aşılanması zorunludur’ dedi. Covid-19 İzleme Kurulu’nun 7 ayında bizde bunu ifade ettik. Grip salgınını önleyemediğimiz taktirde hastane yatışları, yoğun bakım yatakları doluluğu ile karşı karşıya kalacağız. Sağlık sisteminin altından kalkamaz bir yük ortaya çıkacak” diye belirti.
Grip aşısı ücretsiz olmalı
AKP iktidarı tarafından Aşı Üretim merkezi Refik Saydam Hıfzıssıhha kapatıldığını belirten Fincancı, AKP tarafından sağlık alanının talan edildiğini söyledi. Fincancı, “Biz kendi aşımızı üretebilirdik. Tüm topluma yaygın bir biçimde risk alanlarını önceleyerek ve böyle bir sıralama yaparak bu önleyici önlemi yaygınlaştırabilirdik ama bugün aşımızı üretemez bir hale gelmiş durumdayız. Aile hekimleri tarafından riskli gruptaki hastaların grip aşısı için ‘Risk grubunda olan hastaların e-Nabız sitemlerinde risk grubunda değilsiniz uyarılarını görüyoruz’ bilgileri geldi. Örneğin kronik akciğer hastası (KOAH) takip ediliyor ama bu takipte tanı teşhisi girişi astım olarak girilmiş. Astım risk grubunda değil dolayısıyla KOAH risk grubundayken kayda öyle girilmediği için hasta risk grubunda kabul edilmiyor. Bunun gibi benzeri çok örnek var. Bunların hızla düzeltilmesi gerekiyor. Öncelikle tüm topluma yetecek aşılama programlarını hayata geçirmelidir. Grip aşıların ücretsiz olmalıdır. Covid-19 salgınının ücretsiz olması gerekiyor ve devlet tarafından karşılanması gerekiyor” dedi.
Asıl sorumlulardan talep etmeli
AKP’nin, sağlık çalışanlarını ve hastayı karşı karşıya getiren, sağlıktaki sorunları görmezden gelen, sağlığın ticarileşmesini sağlayan politikalar uyguladığını dikkat çeken Fincancı, asıl sorumluların sağlık çalışanları değil AKP’nin ve Sağlık Bakanlığı’nın olduğunu vurguladı. Bu durumdan kaynaklı sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artmasından endişe eden Fincancı, “Bizim en büyük kaygımız aile hekimlerine sağlık çalışanlarına yönelecek şiddettir. Bu talebi karşılaması gereken Sağlık Bakanlığı’dır. Birinci sorumlu Sağlık Bakanı’dır. Kamuoyu bu konuda duyarlı davranmalıdır. Haklarına sahip çıkmalı ve asıl sorumlulardan haklarını talep etmelidir” diye vurguladı.