Türkiye toplumu, tam pandemi-sonrası normalleşme umuduna kapılmışken bir dizi bi-polar ekonomik şokun içinde buldu kendini. Faiz indirimleri, ani kur artışları/inişleri, devlet eliyle döviz spekülasyonları vb. şeklinde seyreden bu şoklar, ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturan emekçi aileler için zaten zor olan geçim koşullarını daha da zorlaştırma sonucunu doğurdu. Brecht’in deyişiyle, ‘ekmek satılmadı eskisinden ucuza’; bilakis, son iki ayda tam yüzde yüz zamlandı. İşsizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı daha da yaygınlaştı ve derinleşti.
2021’de Türkiye, kendini dünya aleme rezil edecek boyutta misojinist bir adım atarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Sebep, Oğuzhan Asiltürk’ün Saadet Partisi adına Erdoğan’la girdiği destek pazarlığıydı. Asiltürk’ün koronadan vefatı neticesinde pazarlık bitti ama kadın nefreti koşulu yürürlükte kaldı. Kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet vaka sayılarında tırmanış sürüyor.
Bir başka rezalet, yaz aylarında Ege ve Akdeniz’de meydana gelen tarihin en büyük orman yangınları sırasında yaşandı. Makam ve yetki sahibi şahıslar, yangın söndürme uçaklarını pistte tutarken cumhurbaşkanı Marmaris’e gelerek halkın kafasına çay fırlattı. Dahası, Doğu Perinçek’ten Cüppeli Ahmet’e bir grup provokatör, yangını HDP’nin çıkardığını ilan edince faşist çeteler Antalya civarında Kürtlere karşı linç saldırıları başlattı. Konya’da bir Kürt ailenin yedi üyesi, bir ırkçı tarafından katledildi. Benzer bir nefret suçu kışkırtması Karadeniz’de yaşanan sel felaketi sırasında görüldü. Bu kez hedefte mülteciler vardı. Ankara’nın Altındağ semtinde, ırkçı çeteler polis refakatinde Suriyelilerin dükkânlarını tahrip ederek yağmaladılar. Yakın zamanda İzmir’de JİTEM geçmişi de olan bir faşist, üç mülteci genci yakarak öldürdü.
Ekokırım, kadın kırımı, Kürt kırımı ve mülteci kırımı: 2021 bu nefret suçlarını bir araya getiren bir yıl oldu. Haziran ayında İzmir HDP binası yarı-resmi bir katil tarafından basılarak parti çalışanı Deniz Poyraz öldürüldü. Kadın ve Kürt nefretini birleştiren bir başka vaka Garibe Gezer’in Kandıra cezaevinde gördüğü işkence, tecavüz ve tecrit ardından ‘intiharı’ ile süren ve cenazesine yapılan insanlık dışı muameleyle son bulan hikayesiydi.
Cenazeye saldırı denilince HDP milletvekili Aysel Tuğluk’un annesi akla geliyor. Tuğluk, halen cezaevinde ve ağır hasta olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Aysel Tuğluk gibi ‘tutuklu yargılama’ yoluyla cezalandırılmakta olan onlarca milletvekili, seçilmiş belediye başkanı, binlerce Kürt siyasetçi, aydın ve gazeteci bulunuyor. Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş, tutukluluk hallerinin AİHM kararları hilafına sürmesi nedeniyle adları en çok anılanlar.
İktidarın, pervasız saldırılarından geri bastığı durumlar da oldu. Bunlardan ilki, Boğaziçi’ne kayyum atama girişimiydi. Melih Bulu’nun rektör atanmasına karşı çıkan öğrencilerle birlikte öğretim üyeleri bütün baskı ve şiddete rağmen direnmeyi sürdürünce Bulu, görevinden ‘affedildi’ ama yerine başka bir kayyum getirildi. Boğaziçi direnişi sürüyor. Bir başka olay, Aralık başında Barolar Birliği seçimlerinde iktidar maşası yönetimin devrilmesi oldu. Metin Feyzioğlu’nun düştüğü durum, iktidar yancısı bütün çevrelere olası akıbetleri hakkında bir fikir vermiş olmalı.
Millet İttifakı adını taşıyan muhalefet cephesi, halkın tepkisini birleştiren kitlesel protestolar örgütlemekten açıkça korkuyor ve seçim yapılmasını bekliyor. Ama beklerken bir yandan da ülkenin demokratik ve ekonomik sorunlarını kavrayan ve çözüm üreten bir ortak program yerine ‘Ömer adaleti’ ve ‘helalleşme’ gibi Ortaçağ kavramlarıyla herhalde muhafazakar seçmene açılım yapmaya çalışıyor. Yılbaşı, o cenah için bir formatlanıp güncellenme vesilesi olsun dileyelim.
2021’in en etkili muhalif ödülü, Sedat Peker’in oldu. Açıkladığı hukuk ihlalleri Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde birkaç nesil hükümet üyelerinin toptan hapse tıkılmasına yol açabilecekken henüz Türkiye’yi Birleşik Arap Emirlikleri ile yakınlaşmaya itmekten başka bir sonuç sağladığı söylenemez.
HDP kapatma davası ve Kobani davası da 2022’ye aktarılan diğer rezaletler. Ama Emine Şenyaşar, Urfa Adliyesi önünde adalet nöbetini yaz kış dinlemeden on aydır sürdürüyor. Yeni yılda her şeyin değişmesi umuduyla…