Doğa dostu olduğu iddia edilen RES’ler Türkiye coğrafyasının her yerinde ortaya çıkıyor. En son Mardin ve Kazdağları’na inşa edilmek istenen RES’lere tepkiler de artarken, sağlığa zararları ise raporlaştırılıyor
Kapitalist endüstrinin küresel ısınmaya çözüm olarak sunduğu Rüzgar Enerji Santralleri’nin (RES) bir çözüm içermediği, sadece sermayeye yeni birikim alanları yaratmak üzerinden kurgulandığı artık daha net görülebiliyor. Dünyada yaşanan ekolojik krizin en büyük nedeni kapitalizmin aşırı üretimleri olduğu açıkça görülürken doğa her yönüyle metalaştırılıp sermaye birikimine bağlanıyor, dünya üzerindeki yaşam ise gün geçtikçe tükenmeye devam ediyor. Türkiye’de bir yandan termik santraller, nükleer, jeotermal, HES, RES, GES, doğalgaz vd. biçimlerde üretilen enerjinin en az 3 misli ihtiyaç fazlası ortaya çıkarken, söylemlerin tamamının halkın ve doğanın sömürülmesi üzerinden sermayeye alan açmak ve birikimini sürdürmek üzere uygulandığı ve temiz enerji vurgusunun algı yaratmak için kullanıldığı görülebiliyor.
Mardin’e 50 adet RES
Mardin’in Derik, Mazıdağı ve Kızıltepe ilçelerinde “Dicleres Rüzgar Enerji Santrali Projesi” adı altında yapılmak istenen Rüzgar Enerji Santrali’nin (RES) Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu, geçtiğimiz ay Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı. Proje kapsamında Derik’te 37, Mazıdağı’nda 9 ve Kızıltepe’de 4 adet olmak üzere toplam 50 adet rüzgar türbininin kurulması amaçlanıyor. Derik’in Hisaraltı (Rebete) kırsal mahallesindeki Birinci Derece Arkeolojik SİT Alanı’nda yer alan tarihi Rabat Kalesi ile Derik’te bulunan GAP (XAP) Şelalesi de hayata geçirilmek istenilen proje alanında kalıyor.
Rabat Kalesi etkilenecek
Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberinde, sessiz sedasız hayata geçirilmek istenen proje alanında Mardin Ekoloji Derneği, yaptığı incelemelerde projenin yapım aşamasında gerçekleştirilecek taşıma, patlatma ve yol açma çalışmalarının etkilerini belirledi. Dernek, bölgede yapılacak çalışmalar sırasında kullanılacak patlayıcı maddelerin yerleşim yerleri ve tarihi Rabat Kalesi ile GAP Şelalesi’ne olan etkisinin doğru hesaplanmadığını tespit etti. Yine, bölgede olası bir çalışma sırasında açılacak yolların bölgenin özelliklerini hangi yönde etkileyeceğinin hesaba katılmadığını tespit eden dernek, bölgenin koruma altında olmasının dikkate alınmadığını açığa çıkardı.
Halkın hiçbir şeyden haberi yok!
Dernek incelemelerinde, ÇED sürecinin de kanuna uygun yapılmadığını tespit ederek, proje hakkında yerel halkın bilgilendirilmesi ve onayının alınması zorunlu olan “Halk Bilgilendirme Toplantısı” konusunda yurttaşların bilgilendirilmediği belirlendi. Ayrıca, toplantının projeden etkilenecek olan yerleşim yerlerinin aksine Derik’in Kale Mahallesi’nde bulunan öğretmen evinde Mardin Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Mesut Ağrakçe’nin başkanlığında memur, AKP yöneticisi ve muhtarların katıldığı 15 kişi ile yapıldığı açığa çıktı. Hisaraltı Mahallesi sakinlerinden Yusuf Arslan, projeden daha önce hiç kimsenin haberdar olmadıklarını belirttirken, derneğin kurucu üyelerinden Şükrü Kaya, yapacakları çalışmalar ile birlikte projenin durdurulması için mücadele edeceklerini dile getirdi. Kaya, yapılacak çalışmaların ardından hukuki yollara başvuracaklarını da paylaştı.
RES’lerin gizlenen zararları
Almanya DSGS eV’den Dr. Stephan Kaula ve bir kısım bilim insanının RES’lerle ilgili yaptığı çalışmada RES’lerin masum olmadığı ve ciddi sağlıksal, çevresel sorunlara yol açtığı belirtildi. RES’lerin çıkardığı sürekli sesin insanları hasta edeceği belirlendi. RES’lerde farkında olunmayan sürekli bir ses tespit ettiler. Özellikle infraredin yaşam alanlarına kapalı pencereler, zeminler, çatılar ve duvarlardan titreşimler yoluyla nüfuz ettiği ve insanların algılayamadığı infrasound seslerinde insanlarda ve hayvanlarda ciddi hastalıklara yol açtığı belirtildi.
Kazdağları’na 75 adet RES!
Balıkesir Havran ilçesi sınırlarında kalan Kazdağları Eybek tepesine yapılmak istenen 75 adet RES tribününe yönelik yöre halkının tepkileri sürüyor. Kazdağı Milli Parkı ve Kazdağı Göknarı Tabiat Koruma Alanı sınırında yer alan RES’lere karşı halk harekete geçmiş durumda. RES’lere karşı düzenlenen etkinlikte konuşan Orman Mühendisi Hasan Basri Avcı RES’lerin kuşlar, arılar, yarasalar ve diğer canlılar üzerindeki olumsuz etkilerine değindi. Eybek dağında kurulmak istenen RES’lerin kuş göç yollarında olduğunu ifade eden Avcı, RES’ler için yok edilen ormanların ekolojik yönden bölgeye zarar vereceğini belirtti. Diğer yandan Edremit Çevre Platformu (EDÇEP) ve doğa sporları yapan dernekler, Eybek Dağı’nda RES yapılmak istenen bölgeye yürüdüler. Farklı rotalardan Eybek zirvesine yapılan yürüyüşte RES projesinin tahrip edeceği ormanlık alanları gözlemlediler.
Sesler 160 KM’ye kadar ulaşıyor
RES’lerin bulunduğu çevrede, hastalanan insan ve hayvanlarla ilgili yüzlerce rapor hazırlanmış. Aynı zamanda bu şikayetlerin rüzgar türbinlerinden infrasounda dayalı teknik sistemlerden kilometrelerce uzağı etkilediği belirtiliyor. Sağlıkla ilgili şikayetler; anksiyete, uyku bozuklukları, nedensiz gibi görünen kırıklıklar, ağır fiziksel hastalıklar, hayvanlarda davranış bozuklukları ve hatta düşükler gibi birçok psikolojik anormalliklerden oluşmakta. Almanya Federal Çevre Ajansı’nın görüşünün aksine, kilometrelerce ilerleyen infrasound dalgaları konut yerleşim alanları için bilimsel açıdan güvenli bir mesafenin olmadığını gösteriyor. RES’lerden ve özellikle RES çiftçiklerinden gelen infrasonud dalgalarının 160 km’ye kadar ulaştığı tespit edilmiş.
RES sermaye lobisi
RES’lerin ortaya çıkardığı infrasound dalgalarının zararları vücutta ve insan psikolojisinde yavaş yavaş gelişen ciddi ikincil hastalıkları ile uzun süreli uyku bozuklukları ortaya çıkardığı bilimsel olarak kanıtlanmış. Raporlarda, RES’lerden olumsuz etkilenmiş olan mağdurların, rüzgar enerjisi sermaye lobisinin karları için görmezden gelindiği yer alıyor. Alman hükümetinin zarar gören insanları hayal kırıklığına uğrattığı belirtilirken baz aldıkları şeyin, zararlı seslere karşı koruma düzenlemesi olan yani herkesin duyabildiği ve rahatsız olduğu TA gürültüsü olduğu belirtiliyor. Sadece işitilebilir sesin dikkate alınması yıllardır yapılan bilimsel çalışmaların çok gerisinde kaldığı raporlarda yer alıyor. Bu durumun, Almanya’da X-ışını düzenlemesinin onlarca yıl geç uygulanmasını anımsattığı belirtilirken, bunun sonucunda sadece işyerlerinde radyasyona tekrar tekrar maruz kalan insanlar arasında birçok lösemi vakasının ortaya çıktığı ve yıllar sonra X-ışını düzenlemesinin yapıldığı özellikle vurgulanıyor.
Hayvanlar öldürülmek zorunda kalındı
RES’lerle ilgili 2013 yılı sonunda Danimarka Vildbjerg’de bir vizon çiftliğinde hayvanlarda büyük sorunlar ortaya çıktı. Çiftliğin yakınındaki santralin çalışmasıyla birlikte hayvanlarda huzursuzluk izlenir. Ertesi sabah santral çalışmayı durdurduğunda, hayvanların 100’den fazlasında derin yaralar olduğu görülür ve hayvanlar öldürülmek zorunda kalınır. Rüzgar türbinlerinden gelen infrasound seslerin hayvanları çıldırttığı ve saldırganlaştığı tespit edilmiştir.
EKOLOJİ SERVİSİ