Başkanlık rejimi, bağımlı ve yarı bağımlı ülkelerde emperyalizmin ve onlarla işbirliği halindeki yerel oligarşilerin çıkarlarını koruyan bir sistemdir. İktidarın tek kişinin elinde yoğunlaştırması anlamına gelen başkanlık rejimi, sömürü ve tahakkümün devam etmesi için kapitalist sistemin tahkim edilmesi çabasıdır. Bu sistemde yürütmenin başı olan kişi kendisini parlamentodan bağımsız kılıyor. Her yasa için parlamentonun desteğini almadan ve parlamentoya hesap vermeden ülkeyi yönetiyor. Başta yüksek yargı olmak üzere tüm yargıyı bürokratik elitler kanalıyla denetim altına alarak muhalefetin eşit imkanlarla siyaset yapmasını ve iktidar alternatifi geliştirmesini engelliyor.
Sistem değişikliği amacı ve modeli bakımından Türkiye’deki başkanlık sistemi Güney Amerika ülkelerinden devralınmıştır. Latin Amerikan başkanlık sistemlerinin en belirgin özelliği, başkanın olağanüstü yönetim ve kural koyma yetkilerine sahip olmasıdır. Başkanlar ülkeyi kanun gücündeki kararnamelerle yönetiyor. İster sağ, ister sol görünümlü olsun başkanlıkların hepsi de adeta nöbet değiştirir gibi iktidara geliyor, ancak hiçbiri rejimi demokratikleştirmeye çalışmıyor. Aksine rejimin devamı için her biri iktidarının devamı için sistemi tahkim ediyor.
Rejimin bekasını etkileyecek zafiyetler, başkanın ve partisinin lehine yapılan yeni anayasal ve yasal düzenlemelerle -ki bunlar sıkça referandumlar ve erken seçimler yoluyla- aşılıyor. Referandum sonucundan emin olunamadığı durumlar da parlamentoda karşılıklı çıkarlara dayalı ittifaklarla rejimi koruyucu önlemler alınıyor. Bu bağlamda medyaya yansıyan Saray kaynaklı bir kulis haberinde AKP’nin, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin nasıl çıkarılabileceğini düzenleyen Anayasanın 104. maddesindeki sınırlayıcı hükümleri aşma planından söz ediliyor.
Anayasanın 104. maddesi, “Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. TBMM’nin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir” hükmünü içeriyor.
Başkanlık rejiminin sorunsuz devamı için AKP, 31 Mart yerel seçimlerinden sonra Anayasa’da açıkça yasayla düzenleneceği öngörülen alanlar dışındaki tüm yasaları kaldırmayı planlıyor. Mevzuatta yapılacak tarama sonucunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılmasını engelleyen ve yönetmelikle düzenlenebilecek mevcut yasaların tümü ya da bazı maddeleri Meclis’ten çıkarılacak torba yasalarla yürürlükten kaldırılacak. Böyle bir durumda Erdoğan, anayasal engele takılmadan her konuda kararname çıkarabilecek ve yetkileri daha da sınırlandırılacak Meclis ise göstermelik bir kurum haline getirilecek.
AKP ileriki aşamalarda Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi başkanlığın görev süresinden referandumlara, seçim sisteminden yerel ve merkezi yönetimlerin yeniden düzenlenmesine kadar anayasal ve yasal değişikliklerle rejimi tahkim etmeyi sürdürecek. Venezuela’da 2015 yılından sonraki gelişmelerin Türkiye başkanlık rejimi için benzerlikler oluşturduğu söylenebilir. Bu bakımdan Türkiye’nin de benzer durumlarla karşılaşabileceğini öngören bazı siyaset bilimcileri ve anayasa hukukçuları, Güney Amerika ve Venezuela’daki yaşananlardan ders alınması gerektiğini vurguluyor.
Venezuela’daki durumu daha çok ABD’nin rejime müdahalesi bağlamında ele alan sol ve sosyalist hareket bu olguların ve Türkiye’deki gelişmelerin farkında değil. Yeni rejimi olduğu gibi kabullenmiş görünüyor. Totaliter ve popülist uygulamalara, ırkçı ve milliyetçi kamplaşmalara, anayasal ve yasal ihlallere, demokratik siyasetin tasfiyesine karşı, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve adalet için ortak mücadele yaratmaya odaklanmıyor.