Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu hazırladığı raporda, Taliban’ın kadın ve kız çocuklara yönelik politikalarının, ‘insanlığa karşı işlenen toplumsal cinsiyete dayalı zulüm suçu’ olarak soruşturulması gerektiğini bildirdi
Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu, “Taliban’ın kadınlara karşı savaşı: Afganistan’da insanlığa karşı işlenen bir suç olarak toplumsal cinsiyete dayalı zulüm” başlıklı raporunu yayınladı. Raporda, Taliban’ın kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddetli kısıtlamaları ve hukuksuz baskılarının, uluslararası hukuk uyarınca insanlığa karşı işlenen toplumsal cinsiyete dayalı zulüm suçunu da içeren suçlar yönünden soruşturulması gerektiği belirtildi.
Cinsiyete dayalı insanlığa karşı suç
Rapor, Taliban’ın kadınlar ve kız çocukların hakları üzerindeki aşırı sert kısıtlamalarının, hapsetme, zorla kaybetme, işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının; Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Roma Statüsü Madde 7(1)(h) uyarınca insanlığa karşı işlenen toplumsal cinsiyete dayalı zulüm suçu teşkil edeceğine ilişkin hukuki inceleme içeriyor. Af Örgütü ve Uluslararası Hukukçular Komisyonu, UCM savcılarının Afganistan’daki duruma dair devam eden soruşturmalarına, insanlığa karşı işlenen toplumsal cinsiyete dayalı zulüm suçunu da dahil etmesi gerektiği kanaatinde.
‘Adalete teslim edilsin’
Hak örgütleri ayrıca, diğer devletleri, uluslararası hukuk suçlarında sorumluluk taşıdığından şüphe edilen Taliban üyelerini adalete teslim etmek için evrensel yargı yetkilerini veya diğer hukuki araçları kullanmaya çağırdı.
Ağustos 2021 ile Ocak 2023 arası dönemi kapsayan raporun tespitleri, Uluslararası Af Örgütü’nün 2022 tarihli Ağır Çekimde Ölüm başlıklı raporu ile sivil toplum örgütleri ve BM makamlarının da aralarında bulunduğu kaynaklarca toplanan kanıtlara dayandırıldı.
‘Kadınlar ve çocuklar uluslararası korumaya muhtaç’
Afganistan’daki zulümden kaçan kadınların ve kız çocukların, aslında uluslararası korumaya ihtiyaç duyan mülteciler olduğu, raporda hukuki bir değerlendirme ile sunuldu. Raporun, “BM uzmanları ve kadın hakları gruplarının, insanlığa karşı işlenen toplumsal cinsiyete dayalı zulüm suçuna ilişkin adalet, hesap verebilirlik ve tazminat sağlanması için gerekli olan kararlı müdahalelerin zeminini kurma amacıyla yürüttüğü çalışmaları tamamlayıcı nitelikte olduğu” belirtildi.
Kız çocukların ve kadınların yaşadıkları
Raporda, kadınlar ve kız çocuklarının maruz kaldıkları ise şöyle sıralandı:
“* Taliban’ın Ağustos 2021’de iktidarı ele geçirmesinden bu yana kadınlar siyasi görevlerden ve kamu sektöründeki çoğu işten dışlanıyor.
* Kadınlar ve kız çocuklar bir dizi uygulama ve duyuruyla ilkokul sonrası eğitimden dışlanarak üniversite öğrenimlerine devam etmeleri engellendi ve önlerindeki mesleki fırsatlar daha da daraltıldı.
* Taliban’ın toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten kurtulanlara yönelik kurumsal mekanizmaları ortadan kaldırması, Afgan kadınların ve kız çocukların haklarını cinsiyete dayalı olarak daha da zayıflattı.
* Kadınlara 24 Aralık 2022’de sivil toplum örgütlerinde, 4 Nisan 2023’te de BM bünyesinde çalışma yasağı getiren kararnameler, toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın diğer kanıtları.
* Kadınlara uzun mesafe yolculuklarda erkek refakatçiyle (‘mahrem’) seyahat etme zorunluluğu getirilmesi, gerekmedikçe evde kalmaları gerektiği yönündeki kararname ve Taliban’ın katı giyim kuralları, kadınların dolaşım özgürlüğünü ve kamusal alanda ne giyeceklerini seçme özgürlüğünü ihlal ediyor.
* Taliban’ın kadınlara ve kız çocuklara getirdiği ayrımcı kısıtlamalar, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi; Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi; Kadınlara Yönelik Her Türde Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme ve Çocuk Hakları Sözleşmesi dahil olmak üzere Afganistan’ın taraf olduğu birçok uluslararası sözleşmede yer verilen insan hakları korumalarını ihlal ediyor.
* Afgan kadınlar ve kız çocuklar Taliban üyeleri tarafından, fiili yetkililerin mahrem kısıtlamalarını ihlal ettikleri gerekçesiyle ve barışçıl protestolara katıldıkları için sözde “ahlak suçları” isnat edilerek keyfi olarak gözaltına alındı ve alıkonuldu.
* Taliban’ın suistimale dayalı, kısıtlayıcı politikalarını protesto eden kadınlar itaat etmeleri için aşırı güç kullanımı, hukuksuz gözaltı, işkence ve diğer türde kötü muameleyle karşı karşıya kaldı ve bu durum ifade, örgütlenme, barışçıl toplanma ve kamusal katılım haklarının ihlaliyle sonuçlandı.
* Taliban, barışçıl protestolara katılan kadınları ve kız çocukları keyfi gözaltı, alıkoyma ve zorla kaybetme yoluyla devamlı hedef aldı. Kadınlar alıkonuldukları sürede işkence ve diğer türde kötü muameleye maruz bırakıldı ve ‘itirafları’ veya bir daha protestolara katılmamaya söz verdiklerini beyan eden belgeleri imzalamaya zorlandı.”
HABER MERKEZİ