Her şey apaçık, bu yaz farklı olmaya aday. Tasarılarını rafa kaldırabilirsin. Seçime ilişkin gelişmeleri izle ve yaz. Unutulmasın tarihi yapanların eylemleri. Bizim de bir parça tuzumuz olsun çorbamızda
M. Şehmus Güzel
“Büyük Tatil”e ayak uydurmak, uzmanlarının günlerdir dikkat çektiği olası aşırı sıcaklarda eriyip yitmemek umuduyla tedbirini almış, bu birkaç aylık süre içinde yapacaklarının, yazacaklarının listesini bir-iki ay kadar önceden, erkenden çıkarmıştı. İşte:
Yaşar Kemal ile 19 Mayıs 2005’te gerçekleştirdiği zengin ve orijinal söyleşiyi nihayet kasetten alıp kağıt üstüne serecekti.
Hüseyin Aykol’un yeni baskısı hazırlanmakta olan “İlginç Zamanlarda Yaşamak” (Aram Yayınları, İstanbul, 2015) başlıklı kitabını artık okuyacak ve tanıtıcı, belki bir parça eleştirici ve/veya övücü bir makale döktürecekti.
ayorum.com ile arada bir katkıda bulunduğu Yeni Yaşam’daki makalelerini sürdürecek, birkaç e-kitap ve kitap yazacaktı.
Birkaç bilim-kurgu kitabı okuyacaktı. Birkaç polisiye de. Mutlaka Agatha Christie’den birkaç kitabı, belki “Rendez-Vous a Bagdad”, ile “La Mort N’est Pas Une Fin”i ikinci veya üçüncü kez yutacaktı.
Tatilin bir bölümünü geçirmek için davet ettikleri dostlarla ormanda gezilecek, kentteki tarihi eserler ziyaret edilecekti. Kuru fasulye ve pilav yenilecek, İstanbul piyazı sorgusuz sualsiz palamutla “götürülecekti”.
Kayınbiraderin ısrarlı davetine uyulacak, “Güzel” Korsika bir kez daha ziyaret edilecekti.
Unuttuğu şeyler olabilir ama genel olarak 9 Haziran 2024’ten sonra yan gelip yatmak değil, beklenmeyen bir biçimde takatuka yan gelip çalışmak gündeme girecekti. “İmparator”un emri üzerine.
Bekle! Belki!
Avrupa Birliği’nin can sıkıcı, kimine göre tatil köylerinden farksız, havuzlu mavuzlu Parlamentosu için yapılacak seçimlerden sonra kendi kendini dinleyecekti. Kuşları da. Karacaları da. Tavşanları da. Uzaktan çok uzaktan geçen, yalnızlıktan bıkmış ve acı çığlıklar atan çakalları da.
Bekle! Belki!
Seçim sonuçları belli olur olmaz, yurttaşlar daha ne olup bittiğini anlayamadan, İmparator pardon pardon Cumhurbaşkanı (Bundan böyle chbşk) televizyon ekranlarında göründü: Pek alışılmamış bir şey.
Ama chbşk kendini “İmparator”, belki 53. Bonapart sandığı için, her şeyi yapabilir. Nitekim yapacağını yine “bu işlerin en iyisini ben bilirim, ben en büyüğüm” tavrıyla yaptı, Millet Meclisi’ni feshettiğini, ilk turu 30 Haziran’da ikinci turu 7 Temmuz’da düzenlenecek erken milletvekili seçimlerine gidileceğini ilan etti.
Naci bile duydu. Akşam yemeği yiyenlerin kaşıkları ellerinde kaldı. İmparator’un olmayan “bıyığı çorbamıza düştü” (Nâzım Hikmet’i ve “Stalin şiirini” anımsıyorum). İmparator bir saniyede gündemin gidişini değiştirdi: Seçimlerde aldığı hezimeti anında unutturdu. Unutturduğunu sandı. Değişik, ama türlü çeşitli yorumlar yapıldı:
Ben intihar dedim.
Naci “blöf yapıyor” sonucunu çıkardı.
Necla “Kafayı yemiş, mutlaka bir doktora görünmeli” dedi.
Eşim “Bu adam deli olmalı” dedi; biraz kızgın bir biçimde masadan kalktı.
Çocuklar “Biz çıkıyoruz” diyerek evi terk ettiler. Daha sonra arkadaşlarıyla buluşmak üzere Cumhuriyet Meydanı’na gittiklerini Martin’den öğrendik.
Çeyrek saatte Paris’in merkezindeki, kurtarılmış, “Eşitlik, Kardeşlik ve Hürriyet”in özgürce dolaştığı Meydanı gençler doldurmuştu. Kervan yola çıkıyordu.
Hemen sonra birkaç kent ve kasabada da gösteriler yapıldığını öğrendik…
Gösteriler aralıksız sürüyor.
Geceki kendiliğinden oluşan gösterilere, İçişleri Bakanlığı’nın resmi rakamlarına göre, ezici çoğunluğu gençlerden ve çok gençlerden oluşan, 13 binden çok kişi katılmış.
9 Haziran 2024’te Fransa’da ve başkenti Paris’te “devrim” böyle başladı. Bugün, 20 Haziran 2024’te gösteriler, mitingler, toplantılar sürüyor. İlk tur ayın 30’unda. 10 gün kaldı: Seçimle gelecek bir “Devrim” değiştirebilecek mi ultraliberal, yoksula düşman, çok zenginlere köle rejimi?
Her şey apaçık, bu yaz farklı olmaya aday. Tasarılarını rafa kaldırabilirsin. Seçime ilişkin gelişmeleri izle ve yaz. Unutulmasın tarihi yapanların eylemleri. Bizim de bir parça tuzumuz olsun çorbamızda. Verdiğin sözü unutma Naci. Necla’ya da haber ver: Bu yaz gösterideyiz. Yürüyüşteyiz. İki elimiz sömürenlerin yakasında. Bizim de şansımız var hükümeti kurmakta. Her şeyde eşitlik. Herkesin kardeş olduğu özgür bir toplumda yaşamak. Umudumuz.
—————–
NOT: “Rahatı Kaçan Adam” başlığını ustalarımızdan Melih Cevdet Anday’ın ilk baskısı 1946’da yapılan “Rahatı Kaçan Ağaç” isimli kitabının başlığından esinlenerek yazdım. O’nu ve eserinin kapağını çizen Abidin Dino’yu da bu vesileyle olsun anmak üzere. Şirin sanatçımız yeri doldurulamazlardan sevgili Sezen Aksu’nun aynı başlığı taşıyan şarkısını dinleyerek.