Radyoloji çalışanlarının ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya olduğuna dikkati çeken TÜMRAD-DER Genel Başkanı Heybet Aslanoğlu, ‘Şua izni bir an önce geri getirilmelidir. Radyoloji çalışanlarında kanser ve meslek hastalıkları artacak’ dedi
Yadigar Aygün / İstanbul
Cumhurbaşkanlığı tarafından 26 Nisan 2022 tarihinde yayınlanan “İyonlaştırıcı Radyasyon Kaynaklarının Kullanıldığı Yerler ile Çalışma Şartları ve Şua İzinleri Hakkında Yönetmelik” ile birlikte radyoloji teknisyenlerinin yıllık izin haklarına ek olarak tanınan 1 aylık ilave sağlık izinleri (Şua izni hakkı) kaldırıldı. Görüntüleme birimlerinde çalışan sağlık emekçilerine bunun yerine performansa dayalı izin hakkı getirildi. Yıl boyunca çalıştıkları süre karşılığında izin kullanmaya başlayan radyoloji teknisyenleri, sene boyunca 1450 saat mesai yaptıkları takdirde 1 aylık sağlık iznine çıkabilecek. Sağlık çalışanları bir süredir şua izinlerinin kaldırılmasını ve diğer haklarını geri kazanmak için mücadele ediyor. Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) Genel Başkanı Heybet Aslanoğlu, Radyoloji çalışanlarının kazanılmış haklarının tek tek elinden alınarak çalışma ortamlarında ciddi kronik hastalıklara maruz kaldığını söyledi.
‘Radyasyona maruz kalacağız’
Radyoloji çalışanlarının 83 yıldır kazanılmış hakkı olan şua izinlerinin kaldırılmasının bir hak gaspı olduğuna dikkati çeken Heybet Aslanoğlu, radyoloji çalışanlarında kanser vakalarının artacağını söyleyerek, “Şua iznimiz 1939 yılından itibaren sağlıkçıları koruyan bir haktı. Yayınlanan yönetmelikle bu hakkımız elimizden alındı. Bu yönetmelik ile şua izinlerimiz 30 günden 10 güne indirildi. Ne kadar çok radyasyona maruz kalırsanız o kadar çok kanser olma riskiniz artıyor. Radyoloji çalışanlarında meslek hastalıkları artacak. Biz en az 25 yıl radyasyon ile burun buruna, iç içe yaşıyoruz. Radyasyon bizim en büyük düşmanımız. Radyasyonun zararlı etkilerini, 10-20 yıl sonra göreceğiz. Emekliliği bile göreceğimizi düşünmüyoruz” dedi.
Gerekli önlemler alınmıyor
Sağlık çalışanları için iş yerlerinde gerekli önlemlerin alınmadığını ve denetimlerin yapılmadığını belirten Aslanoğlu, sağlık kuruluşlarında koruyucu ekipmanların olmadığını söyledi. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarını korumadığını ve riske attığını vurgulayan Aslanoğlu, “Biz de bir vatandaşız. Devlet kendi vatandaşının sağlığını korumak zorundadır. Kamu hizmeti sunuyoruz. Öncelikle bizlerin sağlığını korumak zorundalar. Kullandığımız koruyucu ekipmanların bizleri gerçekten koruyup korumadığının periyodik olarak bunların test edilmesi, koruma sağlanmayan ekipmanların ayıklanması gerekiyor. Gerek kamu gerek özel, bu konuda görevlerini yerine getirmiyor. Denetim yok, önlem yok, bu denetimsizliği sorgulayan yok. İş Güvenliği olarak Avrupa’dan çok çok gerideyiz. Yetkililer bize Avrupa’yı örnek olarak gösteriyor. Avrupa’daki güvenlik önlemini bize sağlayın 7 değil 17 saat çalışalım ama maalesef aramızda ciddi farklar var. Sağlığımız konusunda oldukça endişeliyiz. Sağlık hizmeti sunarken kendi sağlığımızı da korumalıyız. Biz kendi sağlığımızı koruyamıyoruz. Pandemi sürecinde koruyucu ekipman olmadan çalıştık” diye konuştu.
Emeklilik hakkımız gasp ediliyor
Sağlık çalışanlarının yıpranma hakkı ve şua izinlerinin bir an önce geri getirilmesi gerektiğini vurgulayan Aslanoğlu, “Radyoloji gibi riskli alanlarda çalışanların emeklilikte yaşa takılamamasın gerekiyor. 20 yıl çalışıp emekli olabiliyorduk ama artık radyoloji çalışanları da EYT’ye takıldı. Çünkü 30-35 yıl çalışmaya zorlanıyoruz. Bu da daha çok radyasyona maruz kalmamız anlamına geliyor. Radyoloji çalışanları primlerini tamamladığı gün emekli olmalı ama çalışmaya zorlanıyoruz. Yıpranma hakkımız elimizden alındı. Emeklilik yasasında yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Mevzuatta bize tanımlanan şua izni ve erken emeklilik haklarımızı geri istiyoruz. Oysa her çıkan yeni düzenleme bizleri daha da geriye götürüyor. Dernek olarak şua izimizin kaldırılmasına ilişkin girişimlerde bulunduk. Dava da açtık. Türkiye’de maalesef adalet geç tecelli ediyor. Bir kişi de olsak bu haksızlığa karşı mücadeleden asla taviz vermeyeceğiz. Sendikalarla, arkadaşlarımızla, tüm sağlık çalışanları ile bu mücadeleyi yürüteceğiz” dedi.