Yeşil Sol Parti’nin Qers adayı Gülistan Kılıç Koçyiğit, Hopa yolunda seçimlere dair yaptığımız sohbette 1999 seçimlerine atıfla ‘Kars’ta hedefimiz HADEP’i geçmek’ diyor…
Hicran Urun
Qers (Kars), kozmopolit yapıda ve birçok farklı siyasetin yer aldığı ancak iktidara rağmen kutuplaşmanın pek de sirayet etmediği ender kentlerden. Azeri, Terekeme, Kürt, Türk ve birçok farklı etnik kimliğin yer aldığı kentin sokaklarında, ‘Belediyede HDP’ye oy veririm’ diyen MHP’liyi de duyduk, ‘Bu seçimi HADEP alır’ diyen CHP’liyi de. Halk ayrıca 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri için AKP-MHP bloğunun ‘kentte şansının az olduğu’ görüşünde.
Bu görüşe neden olan temel etken, yürütülen kutuplaştırıcı siyaset ve ekonomik kriz. Buna bir de aday gösterilen isimlerin tartışmalarla gündeme gelmesi eklenince bu ‘şans’ daha da azalmış görünüyor. AKP’nin milletvekili adayı Adem Çalkın, 6 yıldır kentte il başkanlığı yapmış bir isim ve basına da yansıyan Kars halkına yönelik hakaret içerikli ses kaydı ile gündemde. CHP’nin 1. sıra adayı İnan Akgün Alp ise halkın iddiasına göre eşine uyguladığı şiddetle kentte tartışmaların odağında.
Yeşil Sol öne çıkıyor
MHP, AKP ortaklığının yanı sıra geçmiş kötü belediyecilik tecrübesi, peşkeş çekilen ihaleler, mafyatik uygulamalar nedeniyle tabanında ciddi bir ‘kızgınlık’ yaratmış. İYİ Parti’nin adayı Prof. Dr. Alpaslan Yüce, akademisyen kimliği dışında siyasetin gündeminde pek yok gibi. Zira kentin hemen hiçbir sokağında İYİ Parti’nin seçim çalışmasına denk gelmedik.
Tüm bunlarla birlikte, birbirine yakın seçmen kitlesine sahip 4 partinin de aday çıkarması kentte Yeşil Sol Parti’yi öne çıkarmış. Parti ayrıca hemen her sokakta, her köyde yürüttüğü yoğun seçim çalışması ve HDP dönemindeki belediyecilik tecrübesi ile de seçmenin sempatisini önemli oranda kazanmayı başarabilmiş.
Yeşil Sol Parti’nin Qers’teki hedefi, 3 vekil. Kentin geçmiş seçim tablosuna baktığımızda bu mümkün, çünkü kentte buna zemin sunan ciddi bir taban da var. Örneğin 19 Nisan 1999 genel seçimlerinde HADEP, aldığı yüzde 17.5 oy oranı ile kentte birinci parti olarak 3 milletvekili çıkarmayı başarabilmiş ancak o dönemki yüzde 10’luk seçim barajı Meclis’e vekil yollamasına engel olmuş.
Yine 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) yüzde 64’ün üzerinde oy oranı ile birinci parti olurken, üçüncü vekili çok az farkla kaçırarak Meclis’e 2 vekil yollayabilmiş.
Yeşil Sol Parti’nin Qers 1. sıra milletvekili adayı Gülistan Kılıç Koçyiğit, yoğun seçim çalışmaları içerisinde Hopa yolunda seçimlere dair yaptığımız sohbette ‘Kars’ta hedefimiz HADEP’i geçmek’ diyor…
- Qers’teki dinamikler ve dengeler nedir, kent nasıl bir atmosferde seçime gidiyor?
Kars farklı dinamiklere sahip, kozmopolit bir şehir. Yıllarca da sağ belediyeler, hükümetler tarafından yönetilmiş. Aslında enkaz haline getirilmiş bir şehir. Gerçekten bölgenin en güzel kentlerinden, butik şehir dedikleri şehirlerden biri. Bir köy kent aslında burası. Çünkü hiçbir şekilde yatırımın yapılmadığı, insanların istihdamı için hiçbir çabanın sarf edilmediği, 21. yüzyılda dahi en temel hizmetleri halkın alamadığı bir kent burası. Düşünün çöplerin bile toplanmadığı bir yer.
- Sizinle konuşmadan önce kahvehanelerde, sokaklarda halkla da konuştuk ve ‘Sokakları gezin, çöpleri görün’ isyanını oldukça sık duyduk…
Evet, gerçekten öyle. Sokağı gezdiğiniz zaman çukurlarla, çöplerle dolu olduğunu görüyorsunuz. Su sorunu hâlâ var. Sadece yarım gün şehirde su verilir. Düşünün 2023, uzay turizminden bahsettiğimiz bir çağdayız ama Kars’ta çöp sorununu, kanalizasyon sorununu, su sorununu konuşuyoruz. Gelen bütün kaynaklara el konulduğunu, peşkeş çekildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu nedenle de muazzam bir öfke var hem hükümetin kendisine hem de ortağı olan MHP’ye. İnsanlar gerçekten bütün samimiyetiyle ‘Kurtarın bizi bu zalimlerden’ diyor.
- Sizin de HDP olarak kısa bir belediyecilik tecrübeniz oldu bu kentte, bunun size nasıl bir geri dönüşü olacağını düşünüyorsunuz?
Evet, biz 18 ay gibi bir süre kentte belediye yönetiminde yer alabildik. Zaten belediyeyi almadan önce kentin her tarafının çöplerle kaplandığını, icralık olduğunu, emekçilerin maaşlarının ödenmediğini, belediyenin bütün taşınmazlarının özellikle araç taşınmazlarının parçalanıp satıldığını, arazilerin peşkeş çekildiğini tüm halk biliyordu.
Ama 18 ay gibi bir süreçte HDP’nin yerel yönetimler anlayışının kentte nasıl bir değişim yarattığını da gördü halk. Çöpleri toplandı, hiç yapılmayan yolları yapılmaya başlandı. Burada oluşturulan kent konseyi, mahalle meclisleri ile birebir mahallelinin kendisi temel ihtiyaçlarını, beklentilerini konuştu. Yani insanlar ilk defa yurttaş olmaktan kaynaklı, bu kentte yaşamaktan kaynaklı olarak muhatap alındılar. Ve gerçekten önerilerinin de karşılık bulduğunu gördüler.
İşte burada belediyede silahların konuşulduğu, bazı çetelerin, mafyaların gelip masaya silah koyup iş yaptırdığı bir yerden halkın beklentilerine cevap olan bir belediyecilik anlayışı oluştu.
- Yani halk burada HDP dönemindeki belediyeciliğinizle bir nevi tahayyül ettiğiniz siyaset ve yönetim biçimini deneyimledi…
Aynen, bunu deneyimledi. Şimdi biz bunu deneyimlediğimiz için tüm partilerden insanlar şunu söylüyorlar, ‘Sizin belediyecilik hizmetinizden memnunduk.’ Bütün bunlar çok kıymetli ama ne yazık ki çok kısa bir sürede bunları elimizden aldılar. Bizim bütün bölgeye yayılacak belediyecilik modelimizin kökleşmesini, derinleşmesini ve toplumsallaşmasını engellediler. Çünkü aslında her adımımızda, her pratiğimizde onlar teşhir oluyordu.
Şimdi biz o hafızayla beraber genel seçimlere gidiyoruz ve ben demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yerel yönetim bakış açımızın, şu anda ciddi bir şekilde bize katkısı olduğunu ifade edebilirim.
- Qers’in kozmopolit yapısından bahsettiniz söyleşinin başında. Kürt, Türkmen, Azeri, yerli, Terekeme ve Çerkes gibi birçok halkın yaşadığı bu kentte seçim çekişmesi de yükseliyor mu?
Burada siyaset kimlikler üzerinden, inançlar üzerinden inşa edilmeye çalışılıyor. Yani her bir etnik kimlik ya da inançsal kimlik bir partinin arka bahçesi ya da bir partinin kemik tabanıymış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Seçim dönemlerinde özelikle de hükümetin eliyle seçmenler konsolide edilmeye, bloklaştırılmaya çalışılıyor.
AKP’nin halkları düşmanlaştıramadığı o ender kentlerden biri burası. Bu anlamıyla Kars’ın tam da bu hoşgörü kimliğini, bir arada yaşama kimliğini bütün seçim sonuçlarına da yansıtmak istiyoruz
Ama AKP’nin halkları düşmanlaştıramadığı o ender kentlerden biri burası. Örneğin biz bildiri dağıtıyoruz, gençlerle temas ediyoruz, biri gelip ‘Ben Yeşil Sol’a oy vereceğim’ derken yanındaki ‘Ben başka partiliyim’ diyebiliyor ama ikisi arkadaş ve beraber geziyorlar. Bu anlamıyla Kars’ın tam da bu hoşgörü kimliğini, bir arada yaşama kimliğini bütün seçim sonuçlarına da yansıtmak istiyoruz.
Buradaki Azeri’nin de Terekeme’nin de yerlinin de Alevi’nin de burada yaşayan bütün halkların, Türklerin Kürtlerin her birinin kentte emeği var, yarattığı değer var. Biz bütün bu değerleri ortaklaştırarak bütün bu değerlerin her birisine kıymet biçerek burada yol almak istiyoruz.
Zaten Yeşil Sol’un genel perspektifi, 3. yolun temel perspektifi de bu. Biz 3. yol ittifakını, 3. yolu Kars’ta en iyi şekilde anlatırsak zaten Kars buna en uygun kentlerden birisi. Yapı olarak çok uygun. Çok daha demokratik bir damar var burada. Bir demokrasi geleneği var, halen bakın kentte gezin 20-21 yıllık AKP iktidarına rağmen kentin içerisindeki o demokrasi dinamiğinin, kentin içerisindeki o özgürlük dinamiğinin yaşadığını görüyorsunuz.
Kişiler değil, ilkeler
- Peki, kent Mûş’tan gelmiş bir vekil olarak sizi nasıl karşıladı?
Buraya ilk geldik, işte ‘dışarıdan vekil gelmiş’ gibi bir yaygara koparılmaya çalışıldı bir kesim tarafından ama bu tavrın çok kısa bir sürede değiştiğini görebiliyoruz. Kente dokunduğunuzda, insanlarla bir şekilde sohbet ettiğinizde bu algının çok hızlı bir şekilde yıkıldığını görebiliyorsunuz. Aksine ‘iyi ki gelmiş’ denildiğini birçok insan bizim yüzümüze gelip söyledi. Bizim gıyabımızda da ifade edildiğini duyuyoruz.
Zaten halk çok daha eleştirel bir yerden süreci takip ediyor, çok daha bilinçli bir yerden süreci takip ediyor. Biz şunu söylüyoruz, mesele bize oy verip vermemeniz değil, bizim kişi olarak milletvekili olup olmamızın meselesi de değil, gerçekten içinde yaşadığımız ülkenin kaderiyle ilgili bir seçim yapıyoruz. Gelecek yüzyılın nasıl şekilleneceğini oyluyoruz. O yüzyılın içerisinde kadınlar olarak, gençler olarak, emekçiler olarak, Kürtler, Türkler, Terekemeler ve diğer bütün halklar olarak bize yer olup olmayacağını, kendi kültürümüzle, inancımızla var olup olmayacağımızın oylamasını yapıyoruz. Kişilerin değil siyasetlerin oylaması bu.
- Peki seçmen hangi siyasetleri oylayacak bu seçimde, Yeşil Sol Parti’nin farkı ne olacak?
Karşımızda iki ittifak var, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı. Cumhur İttifakı’nın zaten 21 yıldır ülkeye yaptıkları açık ve net ortada, ülkeyi enkaz haline getirdi, ülkede savaş, dışarıda bölgede savaş, sürekli toplumu germe, kutuplaştırma, ekonomik kriz, toplumsal kriz, siyasal kriz her yönüyle aslında çıkmazda Türkiye. Ve bu seçim tünelden önceki son ayrım gerçekten.
Millet İttifakı’nın da gerçek anlamda bir demokratik cumhuriyet inşası gibi derdinin olmadığını, daha reformist bir çizgide olduğunu, palyatif çözümlerle günü kurtarmaya çalıştığını, onunla Türkiye’nin ihtiyaçlarını karşılamadığını görüyoruz. Bu anlamıyla gerçekten radikal bir demokratik mücadele hattına ihtiyacımız var. İstediğimiz, özlediğimiz ülkeyi inşa etmek istiyorsak mücadeleyi daha yüksek bir çıtaya taşımalıyız.
İşte biz 3. yol çizgisi olarak buradan başlıyoruz. Yani ne restorasyoncu bir çizgi ne de statükocu bir çizgi, gerçekten demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir çizginin ve demokratik cumhuriyetin inşasının gerçekleşmesi için mücadele ediyoruz. Bu anlamıyla da aslında gerçekten çözümün partisi Yeşil Sol Parti. Yeşil Sol’un, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın gerçekten halkın umudunu temsil eden ittifak olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim.
Kente 3-0 sıfır iddiasıyla geldik. Burada muazzam bir coşku var. Bir sahiplenme var. Kentte soluduğumuz hava da bu. Bize telkinde bulunan halkımız ‘İyi çalışın, üçü de alırsınız’ dediğinde bunu hissediyoruz
- Qers’te iddianız nedir?
Açıkçası şöyle: Biz kente 3-0 sıfır iddiasıyla geldik. Gerçekten Kars’ta 3 vekili almak istiyoruz. Kars’ın mevcut durumu aşması, gerçekten bu halkın yüzünün gülmesi, layık olduğu o onurlu yaşamı yaşayabilmesi açısından biz bu 3 vekile talibiz. Ve burada muazzam bir coşku var. Bir sahiplenme var. Kentte soluduğumuz hava da bu. Bize telkinde bulunan halkımız ‘İyi çalışın, üçü de alırsınız’ dediğinde de bunu hissediyoruz. Bu anlamıyla bize yönelik gerçekten çok ciddi olumlu bir hava olduğunu görüyoruz. Hem Kars üzerinde hem Türkiye genelinde 7 Haziran’ı aşan bir sempati, bir sahiplenme var.
- Kahvehanede emekli bir CHP’li ile sohbet ederken, ‘Bu seçimi HADEP alır’ demişti, halkın hafızasına kazınan HADEP, 1999 seçiminde 3 vekil çıkarmış Qers’ten ancak baraja takılmış…
Çok açık ve net söyleyeyim hedefimiz bu, yine 3 vekil çıkarmak. Bu kentin tarihinde zaten böyle bir hakikat var, kent bunu yapmış o anlamıyla burada aslında tam da iktidarın kurduğu, sistemin kurduğu bütün ezberleri yıkmaya geliyoruz.
- O halde bu seçim hedefiniz HADEP’i geçmek…
Evet, aynen öyle.
- Halkın sizi sahiplenmesinden bahsettiniz, seçim çalışmaları sırasında yaşadığınız bir anekdotu paylaşabilir misiniz?
Tabii, çok şey yaşıyoruz geçen gün, esnaf ziyareti yapıyorduk bir kadına magnet verdim ve dedim ki, ‘Lütfen bunu dolabına yapıştırır mısın? Gördüğünde amblemi hatırlarsın.’ ‘Dolaba değil kalbimize yapıştırmışız biz’ dedi. Ya da şöyle: Birçok yerde elimizi sıkı sıkı tutup ‘Ne olur bizi kurtarın, başka şansımız yok’ duygusu ile de sık karşılaştık. İnsanların artık umut olarak, ülkenin son virajı olarak görmesi bir yönüyle çok çok iyi ama bir yönüyle de 20 yıldır böyle sürmüş olması çok acı bir tablo. Yani bu ülke bunu hak etmiyor.
Hiçbirimiz seyirci olmayalım, hepimiz özneyiz, hepimizin bir oyu var ve eşitiz. Birlikte çalışalım, birlikte kazanalım. Bütün halkımızın bu tarihi dönemde elini taşın altına koymasını beklediğimi ifade etmek istiyorum
Herkese düşen bir görev var
- Son olarak seçmene bir çağrınız var mı?
Şöyle söyleyeyim: Bütün seçim sürecinde milletvekilinden il ilçe örgütüne, gönüllülerimize kadar biz 7/24 sahadayız ve çalışıyoruz. Ama ben bütün halkımızdan şunu bekliyorum: Hiçbirimiz seyirci olmayalım, hepimiz burada özneyiz, hepimizin bir oyu var, bu anlamıyla eşitiz. Birlikte çalışalım, birlikte kazanalım. Herkesin yapacağı bir şey, herkese düşen bir görev var. Bütün halkımızın bu tarihi dönemde elini taşın altına koymasını, sorumluluk almasını, bütün seçim süreci ve seçim gününde aktif bir şekilde sahada olmasını beklediğimi ifade etmek istiyorum.