Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurucusu Qazi Muhammed’in kızı Süheyla Qazi, sürgünde hayatını kaybetti
Mahabad Kürt Cumhuriyeti’nin kurucusu Qazi Muhammed’in kızı Süheyla Qazi’nin Almanya’nın Bonn kentinde dün hayatını kaybettiği duyuruldu. 11 Temmuz 1941’de Mahabad’da dünyaya gelen Süheyla Qazi, 40 yılı aşkın süredir yaşadığı sürgünde hayatını kaybetti.
2010 yılında Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) tarafından düzenlenen Kürt Kadın Konferası’na katılmak için Amed’e gelen Süheyla Qazi, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’na (DİHA) verdiği röportajda “Ülkeme döneceğim günün hasretiyle yaşıyorum” demişti.
Süheyla Qazi röportajda şu ifadeleri kullanmıştı:
Mahabad Kürt Cumhuriyeti kurucusu olan babası Muhammed Qazi’nin idam edilmesi ve sürgün hayatını anlatan Süheyla Qazi, babası idam edildiğinde 7 yaşında olan Qazi, o döneme ilişkin çok az şeyi hatırladığını ifade etti. Yaşı küçük olduğu için babasının simasını bile çok az hatırlayabildiğini ifade eden Qazi, “Babamı şehid düştükten sonra geride kalan ve yayınlanan resimlerindeki gibi hatırlıyorum. Babam idam edildikten sonrada ailenin üzerinde baskılar hiç azalmadı. Çok zor dönemler geçirdik. İran askerleri sürekli evimizi basıyordu. Bazen haftalarca bizim evin etrafında konaklıyorlardı. Dışardan su almamıza bile izin vermiyorlardı. Kimsenin evimize gelmesine bizimle ilişki kurmasına izin vermiyorlardı” dedi.
Belgelere el koyuldu
Evlerinin talan edildiğini dile getiren Qazi, evdeki eşyalarının bile götürüldüğünü ifade etti. Cumhuriyete ait olan tüm mal varlığına da el konulduğunu söyleyen Qazi, şunları kaydetti: “Özelilkle Mahabat Cumhuriyeti’nin tüm arşivlerine el koydular. Bizim belleğimiz sayılacak her türlü belge, resim, harita gibi evrakları götürdüler.” Babasının hatırladığı bir sözünün olduğunu kaydeden Qazi, “Babam bana bir keresinde ‘Kızım sana milletin nedir?’ diye sorduklarında ‘Benim kadınlığımdır cevabını ver’ dedi. Şimdi düşündüğümde daha iyi anlıyorum. Buda onun kadına ne kadar değer verdiğini gösteriyor. Halkın ailemize sevgisi vardı. Yardımcı oluyorlardı. Yine annem cesaretli bir insandı. O zaman sadece İran devletinin değil bir çok gücün gözü aile üzerindeydi. Özellikle Amerika, İngiltere ve diğer komşu ülkelerin hesapları vardı” diye konuştu.
‘ABD’liler davet etti’
Qazi Muhammed’in idam edilmesinden sonra ABD’li bazı yetkililerin ailesine geldiğini sonradan öğrendiğini belirten Süheyla Qazi, kendilerinin ABD’ye götürülmek istendiğini ifade etti. Qazi şunları kaydetti: “Anneme bizi ülkelerine götürmek için izin istemişler. Yine İngiltere’den de aynı talep gelmiş. Her türlü yardımı yapacaklarını vaat etmişler. Bizi halkımızdan ayırmak istiyorlardı. Elbette başka amaçları da vardır. Ancak annem çocuklarının Kürt halkı arasında büyümesi için buna izin vermemiş. Çünkü annemde halka çok bağlıydı. Kürt halkıyla gurur duyuyordu. Bu benim için bir şanstı. Çünkü Kürt çocukları arasında büyüdüm” diye konuştu.
‘Bizden intikam alındı’
Kız kardeşinin de İsveç’te bombalı saldırı sonucu yaşamını yitirdiğini dile getiren Qazi, annesi Mina Qazi’nin ise 85 yaşında tutuklandığını söyledi. Qazi şunları belirtti: “Bir yıl boyunca ondan hiç haber alamadık. Anneme çok işkence etmişler. Sürekli ailemizden bazı kişileri tutukluyorlardı. Yıllarca cezaevlerinde kalan aile bireylerine ise sordukları sorular aynıydı. Hep ‘Qazi Muhammed olmasaydı bu sorun bu hale gelmezdi’. Bunun için intikam alıyorlardı. Babamın Kürtlere çok ‘kötü’ bir yol çizdiğini söylüyorlardı.” 20 yıl geçmesine rağmen baskıların hiç azalmadığını belirten Qazi, evlendikten sonra bu baskılara dayanmadığı ve öldürme tehlikesi olduğundan 1979 yılında göç etmek zorunda kaldığını söyledi.
Ülkesini bırakarak 31 yıldır sürgünde yaşadığını ifade eden Qazi, “Huzurlu bir tek gün yaşatmadılar. Çünkü sürgünlüğün huzurlu yaşamı olmaz. Sürekli ülkemin hasretiyle yaşıyorum. Ancak hala ülkeme dönemiyorum. Ülkeme dönme hasretiyle yaşıyorum. Kürt halkının haklarını kazanacağına inanıyorum. Eğer birlik ve beraberliğimizi sağlarsak bunu başaracağız” diye konuştu.
HABER MERKEZİ