Qamişlo’da ‘Rojava Kürt Kadınları Dayanışma Toplantısı’ gerçekleştirildi. Toplantıdan sonra yayınlanan sonuç bildirgesinde Üçüncü Ulusal Kürt Kadınları Konferansı’nın acilen toplanması çağrısı yapıldı
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo kentinde “Kürt kadınlarının işgale karşı ortak tutumu” şiarıyla Rojava Kürt Kadınları Danışma Toplantısı, gerçekleştirildi. Kongra Star öncülüğünde kadın örgütleri, siyasi parti temsilcileri, aydın ve yazarlardan oluşan 50’den fazla kadının katılımıyla 15 Mayıs’ta gerçekleştirilen toplantı, sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi.
Toplantının sonuç bildirgesinde şunlar yer aldı:
“Toplantımız hassas ve kritik bir zamanda gerçekleşti. Herkes tarafından kabul edilen Üçüncü Dünya Savaşı, Ortadoğu’da var olan şiddetli savaş ortamını daha derin ve karmaşık hale getiriyor. Hegemonik güçler ve bölgesel güçler, güç paylaşımı konusunda bir çatışma içindeler. Bu çatışmalar en fazla bölgemizi, ülkemizi ve halkımızı etkiliyor.
Aynı zamanda Kürt kadınları da saldırılarla karşı karşıya kalıyor. IŞİD tarafından kaçırılan Êzidî kadınlarının durumu, faşist Türk devleti ve çetelerinin işgal ettiği Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerinde suikast saldırıları ve kadınlara yönelik siyasi soykırım bunun en belirgin örnekleridir.
‘Düşmanın saldırıları katletmeye yönelik’
Aynı zamanda Kürt halkı kadınlar öncülüğünde her türlü soykırım saldırılarına karşı direniyor. Kültürel soykırımdan siyasi soykırıma, işgalden özgür Kürt iradesini teslim alma planına, demografik değişimden göçmenlik politikasına kadar her alanda direniyor. Toplantımızda bölgemizdeki gelişmeler ve toprağımıza etkileri detaylı olarak ele alındı. Bize dayatılan tehlike çok büyük. Düşmanın saldırıları katletmeye yöneliktir. Kürt halkının direnişi aynı zamanda varlığın ve yokluğun direnişidir. Toplantımızda, Lozan Antlaşması’nın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yıl dönümünde Rojava ve Başûrê Kürdistan’ın işgaliyle Misaki Milli hayata geçirmeye yönelik faşist Türkiye devletinin planlarına odaklandık.
Bu bağlamda Türk devleti Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik tehditlerine devam etmekte ve saldırılarını arttırmaktadır. Başûrê Kürdistan’da Medya Savunma Alanları’na yeni bir operasyon başlatıldı. Şengal’deki Êzidî toplumunun özgür iradesine yönelik saldırılar da yoğunlaştı. Toplantımızda bu saldırıların birbirinden bağımsız olmadığı ve bir plan dahilinde yürütüldüğü tespit edilmiştir. Bu planlar gösteriyor ki Rêber Öcalan üzerindeki tecrit yaygınlaştırılma özgürlük mücadelemizin önünü kesmeye yöneliktir. Meclisimiz, İmralı adasında tecrit ve işkence sistemine karşı duruşunu ortaya koyan Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için mücadelenin yükseltilmesi çağrısında bulundu.”
KDP’nin ihaneti
Sonuç bildirisinde KDP’ye ihanet ve işbirliği tutumunda vazgeçmesi çağrısı da yapıldı. Bildiri şu ifadelerle devam etti:
“Kürtlere yönelik kirli planların bertaraf edilmesi, halkımızın ve Kürt güçlerinin birleşik cephe oluşturmasını, kazanımlarını savunmasını ve özgürlüğünü kullanmasını gerektiriyor. Ne yazık ki Kürt ulusal birliği çizgisinde olması gerekenler halkımızın düşmanlarının yanında yerini almaktadır. Kadınlar, KDP’nin ihanet ve işbirliği tutumunu şiddetle kınayarak, düşmanlıklara bir an önce son verilmesi ve demokratik ulusal birlik çizgisi için çağrıda bulundu.
Toplantımızın ikinci gündemi olarak bu kritik süreçte kadının rolü ve görevi üzerine geniş kapsamlı tartışmalar gerçekleştirdik. Kürt kadınlarının öncü misyonunu bugün her zamankinden daha fazla yerine getirmemiz gerekiyor. Kadınlar olarak işgale karşı mücadelede ve Kürt ulusunun demokratik birliğinin inşasında öncülüğümüzü güçlendirmeliyiz.
Danışmamız aşağıdaki konularda ortak bir görüşe ulaşmıştır:
İşgale karşı ulusal duruşun netleştirilmesi gerekiyor. Kürdistan işgaline karşı uluslararası mücadele ulusal bir görevdir. Kadınlar bu görevin öncüleridir. YJA-Star ve HPG gerillalarının işgale karşı direnişine sahip çıkmak ve destek olmak da ulusal bir görevdir.
* Kürt halkının düşman güçleriyle işbirliği bizim kırmızı çizgimizdir ve hiçbir şekilde kabul edilemez. Köleliğe karşı güçlü ve etkili bir duruş sergilenmelidir.
* Kürt kadınları olarak Kürdistan’daki siyasi süreçlerde etkin rol oynamak için siyasi faaliyetleri sınırların hem içinde hem de dışında güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bunu yapabilmek için hem bölgesel hem de ulusal düzeyde ilişkilerin güçlendirilmesi gerekiyor.
* Rojava’da Kürt kadınlarının birliğini inşa etme çalışmaları yoğunlaştırılmalıdır. Bu aynı zamanda hepimizin görevidir. Bu amaçla kadın girişimi geliştirilecektir.
* Kürt kazanımlarını yok etmeye yönelik yozlaşmış politikaları yenmek için Kürt kadınlarının ulusal diplomasi çalışmaları yürütülmelidir.
* Konseyimiz, Üçüncü Ulusal Kürt Kadınları Konferansı’nın acilen toplanmasını talep etmektedir. Bu amaçla, konferans hazırlık komitesini Kürdistan’ın dört parçası düzeyinde toplanmaya ve konferansa davet etmeye çağırır.
* IŞİD’in esir aldığı Êzidî kadınları özgürleştirmeye yönelik güçlü ve sonuç alıcı çalışmalar, Kürt kadın hareketinin temel görevidir. İşgal altındaki topraklarda kadınlara yönelik soykırımdan sorumlu olanları adalete teslim etmek için özel çalışmalar geliştirmek de bizim sorumluluğumuzdur.
* Toplantımız işgalci Türk devletinin saldırılarına karşı bölgesel ve uluslararası güçlerin sessizliğini kınıyor ve onlara müttefik muamelesi yapıyor. Başta Katar ve Kuveyt olmak üzere şirketleri aracılığıyla Türk işgaliyle işbirliği yapan güçler, insanlık suçlarına ortak olarak görülüyor. Demografik değişim politikalarına karşı daha yüksek bir yasal mücadele çağrısında bulunuyor.”
Kaynak: MA