PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, uluslararası komplonun PKK Lideri Abdullah Öcalan özgür olursa biteceğini ifade ederek, ‘Komplo amacına ulaşmadı ancak bitti de diyemeyiz’ dedi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a karşı 1998 yılında devreye konulan uluslararası komplo, 25’inci yılına girdi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın bulunduğu Suriye’nin Şam kentinde 6 Mayıs 1996’da bombalı suikastla imha edilmek istenen Abdullah Öcalan, bu saldırının boşa çıkmasının ardından ABD ve NATO koordinatörlüğünde 23 ülkenin yer aldığı uluslararası komployla tasfiye edilmek istendi.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Abdullah Öcalan’ın Suriye’deki etkisini, komplo sürecini ve sonrasında yaşananları anlattı.
BOP ve yeniden dizayn
Uluslararası komplodan önce egemen güçlerin Ortadoğu üzerinde “yeniden dizayn” planlarının olduğunu belirten Müslim, “Irak, Libya, Suriye başta olmak üzere plan çerçevesinde bir bütün olarak Ortadoğu’ya yeniden şekil verilmek isteniyordu. 1991-92 yıllarında ABD güçlerini Kuveyt’ten çıkardığında, ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) dillendirmeye başladılar. Bunun için hazırlıklar yaptılar. ‘Kim ne yapacak? Kimler rol alacak? Hangi argümanlar kullanılacak?’ üzerinden tartışmalar yaptılar” dedi.
‘Kürtler hesapta yoktu’
Ortadoğu’nun “yeniden dizayn” edilmesi için gerekli hazırlıkların yapıldığı 1990’lı yıllarda bir çok yerde özgürlük mücadelelerinin başladığına dikkat çeken Müslim, “Kürt Özgürlük Hareketi, PKK ile Sayın Öcalan önderliğinde her geçen gün büyüyordu. Bu yeni bir şeydi ve Ortadoğu’yu dizayn etmek isteyenlerin planlarında yoktu. Bunun için bu harekete öncülük eden Sayın Öcalan hedef alındı. Komplodan öncede girişimler oldu, ancak başarılı olmadı. Gladio devreye sokuldu, Kürtlerin PKK’den uzaklaşmasını, başka hareketler ile ilişkilenmesini istediler. Kürtleri güçsüz bırakmak istediler. Bunun sonuncunda 9 Ekim 1998 tarihinde uluslararası komplo devreye sokuldu” ifadelerini kullandı.
Paradigması halkları buluşturdu
Komplo sonucunda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıktığını hatırlatan Müslim, “Komploda birçok uluslararası güç yer aldı. NATO, Gladio başta olmak üzere 40’ı aşkın devlet ve istihbarat örgütü yer aldı. Komplo ile hedef alınan Abdullah Öcalan’ın paradigması ve halkların bir arada eşit yaşaması olduğunun altını çizen Müslim, “Egemen devletlerin etkisi altında yer alan ulus devletler için Öcalan paradigması bir tehditti. Onlar halkları bir birine kırdırıp, savaşların sürmesini istiyordu. Sayın Öcalan’ın fikirleri, paradigması buna karşıydı. Sayın Öcalan gittiği her yerde her zaman halkların bir arada yaşamasını dillendirdi. İmralı’da da bu fikirlerini pratiğe döktü. Demokratik Ulus ile halkların tek kurtuluş yolunu gösterdi. Sayın Öcalan’ın paradigmasının yayılması için Kürt, Türk, Arap, enternasyonalist birçok halktan kişiler emek veriyor. Ortadoğu’da bugün yaşananlarda paradigmanın etkisi var” diye konuştu.
Ortadoğu’nun öncülüğü Kürtlerde
Kuzey ve Doğu Suriye’de halkların devrimi olarak adlandırılan Rojava Devrimi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigmasının büyük etkisinin olduğunu vurgulayan Müslim, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Öcalan Kürt gerçeğini iyi tahlil etti. PKK’den önce de Kürt hareketleri ve partiler vardı, hepsi karşıtına benzeme üzerineydi. Devlet olma, egemen olma arayışı içinde sistemin hastalıklarını taşıyorlardı. Sistem hastalıklarını tespit etme ve iyileştirme adına bir arayış yoktu. Sayın Öcalan halklara bu hastalıkların ne olduğunu ve tedavisini sundu. Kürtlerin yüz yıllardır dillendirilmeyen gerçeğini Önder Apo dillendirdi. Sadece dillendirmekle kalmadı, bunu Kürtlere anlattı. ‘Senin hastalığın budur’ demekle kalmadı, ilacını da sundu. Bunun için milyonlarca insan etkilendi. Bugün Ortadoğu’da Kürtler demokrasinin öncülüğünü yapıyor. Bu Sayın Öcalan’ın felsefesinin bir sonucu. Komplonun amacı bu paradigmayı engellemekti, ama başarıya ulaşmadı.”
Komplo 25 yıldır sürüyor
Uluslararası komplonun 25 yıldır sürdüğünü belirten Müslim, “Komplo ne zaman biter?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Önder Apo özgür olduğu zaman. Önder Apo esirse, ağırlaştırılmış bir tecrit ile işkence ediliyorsa, bu komplonun sürdüğünü gösterir. Komplo amacına ulaşmadı ancak bitti de diyemeyiz.” PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkmasından 11 gün sonra Türkiye ve Suriye istihbaratları arasında Adana Mutabakatı imzalandığını hatırlatan Müslim, “Mutabakat Suriye’ye dayatıldı. Suriye imzalayarak teslim oldu. Gizli yapılan bir mutabakat. Bu çerçevede Türkiye 5 kilometreye kadar Şam hükümetine bilgi vererek topraklarına girip operasyon yapabilir. Bu böyleydi ancak geçen zamanda bunun kapsamları genişletildi. Bugün de bu mutabakat kullanılıyor ve sınırda 30 kilometreye kadar bulunan alandan Kürtleri çıkarmak istiyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye’de bu nedenle bir işgal var. Türkiye Suriye’de işgalci konumdadır. İşgaline kılıf bulmak için mutabakata sarılıyor. İşgal edilen toprakları Türkiye topraklarına eklemek istiyorlar. İşgal yerlerinde demografi değiştiriliyor ve Türkleştiriliyor. Bunu biz kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Biz Kazanacağız’
Komplonun amacına ulaşmadığını ve İmralı’da tecritle sürdürüldüğünü dile getiren Müslim, şunları söyledi: “Önder Apo’nun esareti sıradan bir esaret değil. Önder Apo’nun ağzından çıkan her kelime, egemen güçlerin çıkarlarına zarar veriyor. Uluslararası hukuk örgütleri, sivil toplum kuruluşları neden sessiz kalıyor? Siyasi bir mesele diyorlar, bu ne anlama geliyor? Hepsi bu suça ortaklar, çıkarları olduğu için susuyorlar. Komplo devam ettiği sürece kimse yerinde rahat oturmamalı. Her alanda ilişkilerimizi geliştirmemiz, dostlarımızın sayısını arttırmamız gerek. Böyle yaparsak uluslararası güçlere baskı yapabiliriz. Yaptıklarının yanlış olduğunu yüzlerine söylememiz gerek. Muhakkak biz kazanacağız. Öndersiz, mücadelesiz yaşayamayız. Bundan başka yolumuz yok.”
Haber: Emrullah Acar/ MA