Avukat Sinan Varlık’ın vekil-müvekkil görüşmeleri suç sayılarak tutuklanmasına tepki gösteren meslektaşı Savran, ‘Politik ceza davası avukatlarının avukatlık yapmasını engellemeye çalışıyorlar’ dedi
İstanbul Kadıköy’de bulunan evine 6 Kasım sabahı yapılan polis baskınıyla gözaltına alınan Avukat Sinan Varlık, 9 Kasım’da çıkarıldığı mahkeme tarafından “örgüt üyeliği” gerekçesiyle tutuklandı. Meslektaşı Mustafa Taylan Savran, Av. Varlık’ın gözaltına alındığı süreçte yaşadıklarını ve tutuklanmasını Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Kadir Güney‘e değerlendirdi.
Soruşturma neden Jandarma’da?
Varlık’ın gözaltına alındığı sabah kendisini aradığını ifade eden Savran, “Ortak müvekkillerimiz ya da mesleki dayanışma istediği için aradığını zannettim. Telefonu açtığımda Jandarma TEM’den birilerinin geldiğini söyledi. Gelmemi istedi, ben de gittim” diye belirtti. Polisin yetkili olduğu yerde operasyonu Jandarmanın yürütmesine dikkat çeken Savran, kanunlara göre bu olmaması ve polise devredilmesi gerektiğini belirtti.
Usulsüz arama
Avukat olarak yaşanan durumun yetki karmaşası yaratacağını, Anayasa ve ülkenin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre böyle bir aramanın usulsüz olduğunu ifade eden Savran, arama esnasında avukatlık kanununun 58’inci maddesinin de ihlal edildiğini söyledi. Bu madde de “Avukatın konutunda veya ofisinde arama yapılırken Cumhuriyet savcısının ve baro gözlemcisinin hazır bulunması gerekir” ifadelerinin yer aldığını hatırlatan Savran, şunları ekledi: Bu durumu söylediğimizde ise, gözaltı gerekçesinin avukatlık mesleği olmadığı ve Varlık’ın başka bir suç isnadından gözaltına alındığı belirtildi. Biz de arama tutanaklarına ‘arama usullerine uyulmadı bu anlamda soruşturma usullerine de uyulmadı ve ihlal edildi’ diye şerh ederek imzaladık.
10 senelik HTS kayıtları
Av. Savran, müvekkilinin dosyasında gizlilik kararı olması nedeniyle savcılık ifadesine kadar suçun ne olduğu hakkında bir bilgi sahibi olamadıklarını da kaydetti. Savran, “Dosyadaki yan deliller avukatlık faaliyetinden devşirilmiş, oradan kurgulanarak dosyaya eklenmiş delillerdi” ifadelerini kullandı.
Dosyada vekil-müvekkil görüşmelerinin ve detaylı bir şekilde HTS kayıtlarının olduğunu paylaşan Av. Savran, 10 senelik HTS kayıtların dosyaya konulduğunu, fakat HTS kayıtlarının delil olabilmesi için geriye doğru 1 sene süresi olduğunu vurguladı. Savran, “9 sene aslında verili yasal prosedürlere ve soruşturma usullerine aykırı olarak araştırılmış ve dosyaya konulmuş. 2018’den sonra ise HTS kayıtları anlamında bahsedilen isimlerle hiçbiri ile irtibatı yok. Buna rağmen örneğin 2014 yılında HTS kayıtlarına göre çeşitli şahıslarla irtibatın var deniliyor. Müvekkil de bu sorulara ‘müvekkilimle yaptığım görüşmedir’ diye cevap verdi. Buradan bütün görüşmelerin vekil-müvekkil ilişkisi dahilinde olduğunu anladık” diye konuştu.
‘Atılı suçun niteliğine göre’
Varlık’ın tutuklanması ile “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılanan kişilerin davasına bakan avukatlara “bu davalara bakarsanız sizi de aynı maddeden yargılarız” mesajı verildiğini söyleyen Savran sözlerini şöyle sürdürdü: Bu beyanlarla politik ceza davası avukatlarının avukatlık yapmasını engellemeye çalışıyorlar. Atılı suçun niteliğine göre bir takım insanların hukuki korumadan mahrum bırakılması yönünde bir akıl işletiliyor. Avukatların avukatlık faaliyetleri büyük oranda kriminalize ediliyor.
İSTANBUL