Gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra polisler tarafından sıkça arandığını belirten Mazlum Acaz, ‘’günde 10 defa arayıp ajanlık dayatmasında bulunuyorlar, tedirginim’’ diyerek İHD’ye başvurdu.
İzmir’de kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından, tehdit, şantaj ve psikolojik baskı gördüğünü bildiren 19 kişi Ağustos ayında İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi’ne başvuruda bulunmuştu. Konak ilçesinde 14 Temmuz’da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan 28 yaşındaki Mazlum Acaz da aynı iddialarda bulunarak ikinci kez İHD’ye başvurdu. Acaz, polisler tarafından günde en az 10 defa telefonla aranarak ajanlık dayatıldığını söyledi. Gözaltındayken, polislerin “İşin kötü sana yardımcı oluruz” vaatlerinde bulunduğunu vurgulayan Acaz, sivil polislerin sürekli çalıştığı mobilya dükkanının önüne gelerek taciz ettiğini anlattı.
‘Neden İHD’ye başvurdun?’
Acaz, İHD’ye yaptığı ilk başvurudan sonra tacizin bir hafta kesildiğini ancak daha sonra yeniden başladığını dile getirerek, polisin kendisine “İHD’ye neden başvuruda bulundun? Biz sana dostça yaklaştık. Yardım etmek istedik” dediğini kaydetti. Acaz, yaşadığı baskıyı şu sözlerle dile getirdi: “Gözaltındayken polis beni odaya götürdü ve özel görüşmek istedi. Polis bana, ‘Kürdistan cümlesi sana ne ifade ediyor? Sen esnafsın sana yardım edelim, hem finansal hem de iş konusunda yardımcı oluruz’ dediler. Bende bu teklifi reddettim. Sonraki süreçte gözaltından bırakıldım. Ben normal yaşantıma devam ettim. Sonra Miraç adında bir polis tekrar benimle iletişime geçerek görüşmek istedi. Bu görüşmenin yasal olmadığını dile getirmeme rağmen bana sürekli psikolojik olarak telefonda baskı uyguladı. Telefonda polislere resmi olmadan benimle iletişime geçiyorsunuz diye tepki gösterdim ama yine fayda etmedi. Polis bana, ‘biz sana yardımcı olmak istiyoruz. Gözaltına alınmışsın, mağdur olmuşsun. İstersen araç ayarlarız. Para buluruz. Eşini daha rahat bir şekilde doğumunu gerçekleştirebilecek sağlık kuruluşunu sağlarız’ şeklinde ısrarlarını sürdürdü. Bende onlara ‘siyasi nedenlerden dolayı gözaltına alınan ve bırakılan birine neden yardım etmek istiyorsunuz?’ dedim. Son süreçte aramalar yoğunlaşmaya başlayınca İHD’ye tekrar başvuruda bulundum. Daha önceki işyerlerim kapanınca, bu seferde aynı polisler kapanan iş yerim konusunda yardımcı olmak istediklerini söyleyerek arıyorlar. Ben yine kabul etmedim. Eşim hamile ben geçimimi çalışarak sağlamaya çalışan biriyim, bu aramalar beni ve çevremi fazlasıyla tedirgin etmeye başladı.”
‘İnsanları birbirine kırdırmaya çalışıyorlar’
Sürekli ajanlık dayatmasını tehdit olarak algıladığını belirten Acaz, “Ben sadece gözaltında polisler ile yüz yüze görüştüm. Onların söylediği hiçbir şeyi kabul etmedim. Artık telefon ile rahatsız ediyorlar. Günde 10 defa aramaya başladılar. Benzer baskılara maruz kalanları da seslerini yükseltmeye çağırıyorum. Buradaki amaç insanların birbirlerine karşı güvenlerini azaltmaktır. İnsanları birbirlerine kırdırtıp, güvenlerini sarsmak istiyorlar. Çalıştığım yerde işime engel olmak istiyorlar. Özel yaşamıma karışmaya başladılar. Böyle devam ederse savcılığa suç duyurusunda bulunup dava açacağım. Gerekenin yapılmasını istiyorum. 2’nci kez İHD’ye başvuruda bulundum. Devam etmesi halinde avukatımla gidip şikayet dilekçesini vereceğim” diye konuştu.
Kaynak: MA/Ruken Demir