Cezaevlerinde pişmanlık dayatmasıyla infaz ertelemelere her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. 31 yıldır cezaevinde olan hasta tutsak Ahmet Zenger’in tahliyesi 3’üncü kez ertelenirken, tahliyesi ‘iyi halli olmadığı’ gerekçesiyle ertelenen bir diğer tutsak da Fırat Ege
Ağır tecrit koşullarının uygulandığı cezaevlerinde bir yandan da infaz erteleme uygulamaları devam ediyor. 1993 yılında gözaltına alınıp Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Ahmet Zenger (63), 31 yıldır cezaevinde ve tahliyesi 3’üncü kez ertelendi. Tahliye olması gereken Fırat Ege’nin tahliyesi ise ‘iyi hali olmadığı gerekçesiyle engellendi.
Hasta tutsak Ahmet Zenger’in oğlu Abdullah Zenger ve Fırat Ege’nin babası Nesir Ege sürece dair Mezopotamya Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
Pişmanlık dayatması
Sara hastası Ahmet Zenger’in tutuklandıktan 4 ay sonra dünyaya gelen çocuğu Abdullah, babasını dört duvar arasında tanımak zorunda kaldığını belirterek, Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun babasının tahliyesini üçüncü kez engellemesine tepki göstererek, Cezaevi Gözlem Kurulu’nun babasına “PKK terör örgütü müdür?” diye sorarak pişmanlık dayattığını belirtti.
Oğul Zenger, 24 Ocak’ta babasının tahliyesinin 6 ay süreyle yeniden uzatıldığını kaydetti.
‘Babam pişman olacak bir şey yapmadı’
Babasının cezaevinden çıkacağı umudunu 3 kezdir kırılan Zenger, “Babam yapılan şikayetlerle tutuklandı. Tam 31 yıldır babamın cezaevinden çıkmasını bekliyorum. Babamın bazı arkadaşları bırakıldı, onun tahliyesi her seferinde erteleniyor. Benim içimde bir umut doğdu, ‘onu da bırakacaklar’ dedim. Ancak cezası bitmesine rağmen bırakmıyorlar. 3 defadır tahliyesi 6 ay uzatılıyor. Keyfi bir şekilde hareket ediyorlar. Bu yapılanlar haksızlık ve adaletsizliktir. Bir insan 31 yıl cezaevinde kaldıktan sonra insan ona, ‘Pişman mısın?’ diye sorulur mu? Bu insanlar pişman olacak bir şey yapmadı” diye belirtti.
Babasının her 2 yılda bir başka bir cezaevine sürgün edildiğini vurgulayan Zenger, “Özellikle annem için çok zordu. 8 yıldır annem hasta olduğu için babamın görüşlerine gidemiyor. Babam aynı zamanda sara hastası. Bu hastalığı olduğu için sürekli olarak havale geçiriyor. Her yıl, ‘bu yıl bırakılacak’ diyorlar ancak keyfi olarak tahliyesi erteleniyor. Bugün sadece benim babam değil onlarca arkadaşı onunla aynı durumda. Bizlerin bu zulme karşı sessiz kalmamamız gerekir. Bütün insan hakları derneklerinin bu zulme karşı ses gerekiyor.”
Gerekçe: İyi hali yok
Amed’in Pasur (Kulp) ilçesine bağlı Şex Hemze kırsal mahallesi Sinda Merzası’nda 2007 yılında yapılan ev baskınlarında gözaltına alınarak, Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ‘örgüte yardım ve yataklık etmek’ iddiasıyla tutuklanan Fırat Ege 4 ay tutsaklığının ardından tahliye edildi. Ege, yargılandığı davada 5 yıl 4 ay hapis cezasının kesinleşmesi üzerine, 2019 yılında yeniden tutuklanarak Silivri 7 Nolu Cezaevi’ne götürüldü. 1 Haziran 2023’te infazını tamamlayan Ege, 31 Mayıs’ta Silivri Cezaevi İdari Gözlem Kurulu (İGK) tarafından ‘pişmanlık’ dayatmasını kabul etmediği için hakkında ‘iyi halli olmadığı’ kararı verildi ve tahliyesi 3 ay ertelendi. Daha sonra koğuş aramasında Ege’nin okuduğu kitaplardan aldığı notlar “örgütsel not” olarak değerlendirilerek, 11 günlük hücre cezası verildi. İGK, söz konusu hücre cezasını da gerekçe göstererek, Ege’nin tahliyesini bir yıl daha erteledi.
Baba: Bu ülkede Kürt olmak başlıca bir işkence
Nesir Ege, oğlunun tahliyenin ertelenmesine tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:
“Oğlum ceza yatarı olan 4 yılı bitirdi. Ancak cezaevi idaresi oğluma pişmanlık dayatmasında bulundu. Oğlum kurula ‘Cezam bitti. Neden pişman olayım ki? Bunu kabul etmiyorum’ dediği için tahliye edilmedi. Bu yapılanlar hukuksuzluk ve zulümdür. Dünyanın hiç bir yerinde Türkiye’de olduğu kadar hukuk çiğnenmiyor. Bu ülkede Kürt olmak başlı başına işkence ve hukuksuzluğa maruz kalmak demektir. İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecrit yayılıyor. İmralı’daki tecrit hukuksuzdur. Bu tecridin kalkması gerekiyor. Ben de cezaevi gördüm, bu durumu iyi biliyoruz. Ona uygulanan tecrit ile diğer tutsaklara da zulüm ve hakaret ediliyor. Tecridin kalkması için Kürt halkının tamamı el ele vermeli.”
HABER MERKEZİ