ABD seçimini Bıden’ın kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Ortadoğu uzmanı Peköz, seçim sonrası Türkiye’nin siyasetinde ciddi değişimlerin olacağını ve Kürtlerin statüsünün kim başkan seçilirse seçilsin güçleneceğini söyledi
Tüm dünyanın yakından takip ettiği ABD seçimleri 3 Kasım’da yapılacak. Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı Donald Trump ve Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden’ın hazırlıkları sürüyor. Seçim sonuçları, adayların özellikle de dış politikada farklı mesajlar vermesi dolasıyla merak konusu. Ortadoğu uzmanı ve siyaset bilimcisi Mustafa Peköz, ABD başkanlık seçimlerinin dış politikaya etkisi ve seçim sonuçlarının Ortadoğu’da yaratacağı olası gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Selman Güzelyüz’e değerlendirdi.
Trump’ın izlediği siyasetin yansımalarını görmeden ABD’nin önümüzdeki dönem siyasetinin anlaşılmayacağını belirten Peköz, Trump’ın iktidara getirilmesindeki temel amacın ABD stratejisinde hedeflenen Çin’in egemenlik alanının sınırlandırılması olduğunu söyledi.
Bu stratejinin ABD siyasetinin dikkatini Avrupa ile Ortadoğu’dan Asya’ya kaydırdığı için başarıya ulaşamadığını ifade eden Peköz, “Trump, Ortadoğu üzerinde bir strateji yürürlüğe koyarak Asya üzerinde yürümeye çalıştı ve ısrarla Afganistan, İran, Irak ve Suriye üzerinde belirlenen siyaset aşamalı bir şekilde terk edildi. Yani İran ile olan nükleer antlaşmadan çekilmesi, İran’ı yeni bir çatışma alanı olarak belirledi. Irak ve Suriye’de askeri güçlerini çekerek başka bir denge oluşturmaya çalıştı. Zaten bu ikisi birbiriyle çelişkili bir pozisyon oluşturuyordu. Irak ve Suriye’den askeri güçlerini çekip, İran ile askeri çatışmayı göze alacak stratejisi kendi kendisiyle çelişkili hale geldi. Ortadoğu’daki askeri gücün çekilmesi demek, stratejik enerji yataklarından çekilmek anlamına geldiği için ABD içi siyasetinde bir çatışma meydana getirdi” dedi.
‘Bıden İran’dan tavizler alır’
Mevcut gelişmeler doğrultusunda Biden’ın seçimleri kazanma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ve Biden’ın başkan olması halinde İran meselesinin diyalog yoluyla çözmeye çalışacağını ifade eden Peköz, “Bu da İran’dan yeni tavizler alınarak oluşacak. İran ile nükleer antlaşmanın yenilenmesi ve İran siyasetinin tanımlanması yeniden gündeme gelecek” ifadesini kullandı.
İran ile diyalog üzerinde gelişecek ilişkilerin Ortadoğu’da yeni bir dönemin başlangıcı olacağını dile getiren Peköz, diğer bir unsurun ise lokal gibi görünen ama ABD’nin uzun dönem stratejilerinde önemli konumda olan Kürtlerin pozisyonu olduğunu vurguladı.
ABD-Irak ilişkisi ile ABD-İran ilişkisinde Federal Kürdistan Bölgesi’nin ABD için çok daha stratejik bir pozisyona gelebileceğini belirten Peköz, “Tabi ki bu durum sadece ABD’ye bağlı bir durum değil, aynı zamanda Güney Kürdistan Yönetimi’nin kendi iç sorunlarını aşmasıyla alakalıdır. ABD stratejisi bakımında Güney Kürdistan’ın İran ilişkileri, İran’daki enerji yatakları bakımından son derece önemlidir. Onun için Güney Kürdistan’da giderek merkezileşen, bağımsızlık potansiyeli çok daha fazla artan bir yönetim mekanizmasını sağlamaya çalışacaklardır” diye konuştu.
‘Rojava statüsü güçlenecek’
Peköz, ayrıca ABD’nin önümüzdeki süreçte Suriye’deki askeri varlığının da eskisinden daha güçlü şekilde devam edeceğini söyledi. Trump da gelse Biden de gelse ABD askerlerinin Suriye’den çekilmeyeceğini kaydeden Peköz, şöyle devam etti: “Biden’ın adaylığını koyduğu Demokrat Parti’nin Rojava politikası çok daha net. ABD burada tümüyle çekilme yerine, mevcut zerk yapıyı eskisinden daha fazla güçlendirecektir. ABD bu konuda Rusya ile çok daha yakın bir ilişki kurarak ve hatta Rusya üzerinde baskı oluşturarak Esad’ı uzlaşmaya zorlamak gibi bir kısım hamleler gerçekleştirecektir. Böylece Rojava’daki özerk yönetimin hem uluslararası alanda destekleyecek hem de oluşacak Suriye anayasasında çok daha güçlü katılmasını ve oradaki statünün resmileştirilmesi için çok daha güçlü adımlar atılacaktır. Çünkü Biden’in Kürtler için yaptığı açıklamalar bunu çok net gösteriyor.”
“Biden, Kürtleri çok sevdiği için bunu yapmayacaktır” ifadesini kullanan Peköz, bunun ABD’nin belirlediği stratejiyle ilgili olduğunu söyledi: “ABD’nin Obama’dan bu yana belirlediği ama Trump ile kesintiye uğrayan strateji Orta Asya doğalgaz, İran doğalgaz petrolü, Irak’ın doğalgaz petrolü ve işte bugün DSG’nin kontrol ettiği ve ABD’li bir şirketle yaptığı antlaşma da dahil olmak üzere bütün bu enerji koridorunun İran-Kürdistan-Rojava üzerinden Akdeniz’e taşınması hamlesi var. Şimdilik bu planlamanın başarılı olması için Kürtlerin bu koridorda özel bir pozisyonda olmaları gerekir. Yani hukuksal bir pozisyonda olmaları gerekir. Bu politik ve askeri istikrar bakımından önemlidir. Eğer ki bu koridorda istikrar sağlanırsa, ABD’nin belirlediği enerji stratejisi çok daha başarılı olacak..”
Türkiye pozisyon değişikliğine gidecek
ABD seçimleri sonrası Trump’ın kalması durumunda dahi Türkiye’nin mevcut pozisyonunda ciddi kırılmalar ve değişimlerin olacağını söyleyen Peköz, Biden’ın başkan seçilmesi durumunda söz konusu değişimin daha hızlı olacağını dile getirdi: “Sonuç olarak Türkiye’nin Suriye’de ABD politikalarını zedeleyecek herhangi bir davranışa izin vermeyecekler ve Türkiye’nin Suriye siyaseti çok hızlı bir şekilde değişecektir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya politikasında ciddi değişimler kaçınılmaz olacaktır. Suriye’de ABD stratejisinin tersine bir hamle yapılmayacak. Önümüzdeki dönemde örneğin Serêkaniye bölgesinde çekilecek, Afrin gündeme gelecek. Bunlar yapılırken Türkiye’yi gözden çıkararak yapmayacaklar. Hatta Türkiye ile Demokratik Suriye Güçleri arasından yeniden bir diyalog kurulması sağlayarak, buradaki petrollerin bir süre Türkiye üzerinde satılması dahi gündeme gelebilir. Çünkü burada günde 600 bin varil petrolden bahsediliyor. Gözden çıkarılmasından çok Türkiye, ABD’nin Suriye, Irak, Libya politikalarına uyumlu hale getirilecek. Mesela DSG güçleriyle bir ittifak kurarak hareket etmesi gibi. Şimdi Doğu Akdeniz’de izlenenden siyasetin terk etmesi istenecek ve buna karşı Türkiye’nin oradaki konsensüse dahil edilmesi gündeme gelebilir.”
İç siyaset de değişecek
Peköz, ayrıca ABD seçimleri sonrasında Türkiye’nin iç siyasetini etkileyecek gelişmelerin olacağını da ifade etti. ABD’nin elinde S-400’ler dışında Halk Bankası davasının olduğunu belirten Peköz, Halk Bank davasının demokratlar tarafından önümüzdeki süreçte Türkiye’ye karşı çok daha güçlü bir siyaset olarak kullanılacağını ifade etti.
Seçimlerden sonra Senato’nun da Demokratlar’a geçmesi halinde Kongre’nin Türkiye’ye dair aldığı kararların yaşama geçmesinin gündeme gelebileceğini söyleyen Peköz, “ABD seçimleri sonrası Türkiye’nin iç politik denkleminden çok ciddi sürprizler meydana gelebilir. ABD seçimlerinin sonuçları Türkiye’de iç politik dengelerin değişmesine paralel olarak Kürt sorunun yeniden gündeme gelmesine yol açacak. Kürtlerin de merkezinde olduğu, yani Kürt siyasal temsilcilerinin merkezde olduğu bir çözüm süreci gündeme gelebilir. Kaçınılmaz olarak bu sorun gündeme gelecek ve yeni arayışlar tartışılacak.”
HABER MERKEZİ