HÜSEYİN AYKOL-İÇERİDEN
Halen Patnos L Tipi Cezaevi’nde bulunan kadim mahpuslardan Veysel Avcı, 12 Nisan 2021 tarihli faks mesajında şöyle diyor: “İki hafta önce burada pozitif vaka çıktı. Bir adli mahkum da vefat etti. Bize de bu durumu aileler iletti. Sonrasında iki hafta tüm faaliyetler durduruldu. Bu arada iki yıldır mide rahatsızlığı nedeniyle hastaneye götürülüp, getirilen Dağıstan Payçu’ya biyopsi yaptılar. Doktor yüzde 90 ihtimalle kansersin demiş. Kesin tanı için bugünlerde Erzurum’a götürecekler. Mecit Başdaş’a da biyopsi yapmışlar. Ona da yüksek ihtimalle prostat kanserisin demişler. Bizi epey üzdü bu durum. Hastaneler yeterince ilgilenmiyorlar. Bundan dolayı neredeyse tüm arkadaşların durumu kanser aşamasına geldi. Bu arada, Çölyak hastası olan Mehmet Ali Uğur’un glütensiz besinleri ne veriliyor ne de temin etmesine izin veriliyor. Ona verilen ekmek o kadar sert ki, suda kaynatıp yumuşattıktan sonra yiyebiliyor. Özellikle 3-4 kişinin diş sorunundan çekmedikleri kalmadı. Dişi çekilirken çenesi kırılan -Nevzat Sinan Mayda- bile var. Aylardır tedavi için beklemekteler. Bunlar dışında iyiyiz.”
* * *
Halen Ödemiş T Tipi Cezaevi’nde bulunan Mehmet Salih Filiz, 12 Nisan 2021 tarihli kartında şöyle diyor: “Son olarak 16 Ocak 2021 tarihinde annem Zekiye Filiz’i kaybettik. Böylesi üzücü haberleri zindanda almak çok zor. Fakat anaların anılarına bağlı kalıp onlara layık bir evlat olmak için güçlü ve metanetli olmaktan başka alternatifimiz yok. Ayrıca 18 Şubat 2021 günü Mersin 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dosyamdan 20 yıldan fazla ceza verildi. Oysa yalancı tanık beyanlarından başka bir şey yok dosyada. 9 Mart günü hastane sevkim vardı. Ancak aşırı rahatsız olmam nedeniyle üç saatlik İzmir’e gidemeyeceğimden kabul etmedim. 31 Mart’ta ise yapılması gereken iğne için Ödemiş Acil’e gitmek zorunda kaldım. Şimdi karantinadayım. Üç aydır doktor muayenesine çıkamıyorum. Diyetim için AYM’ye başvuracağım artık. Eziyete dönüştü çünkü.”
* * *
Antalya L Tipi Cezaevi’nde 8 Ocak 2021 gününde bu yana tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan, 19 Nisan 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Sizin de tarif ettiğiniz üzere yukarıdan atılan taşlar en çok biz gazetecilere denk geliyor. Siz konusu bir de Kürt ve Özgür Basın çalışanı olunca taşın rengi ve büyüklüğü de değişiyor. Ama verili işleyiş temsilcileri de çok iyi biliyorlar ki, kartınızda da yer alan o sımsıcak tebessümlü çocukların başına taş gelmemesi için gerekirse başımızı taşın önüne kendimiz koyacağız. İlk duruşmam 26 Mayıs’ta görülecek. Doğrusu hukuku esas alacaklarına dair inancım yok; çünkü her gün sayısız olaylarda bir keyfilik söz konusu. Ancak ben olup bitenlere Diyarbakırca yanıt olmaya devam edeceğim.”
* * *
Bandırma 2 nolu T Tipi Cezaevi’nde bulunan Ahmet Kolakan, 15 Nisan tarihli faks mesajında şöyle diyor: “Pandemi belasıyla birlikte durumlarımız daha da ağırlaştı. Tecritlik durumlar katmerleşerek devam ediyor. Bilişim çağında gazete yasak, radyo yasak ve TV kanalları sınırlı. İstediğimiz KRT, Tele 1 gibi muhalif TV kanalları verilmiyor. 15 günde bir 45 dakika olarak aynı odada bulunanlarla açık futbol sahasına çıkıyoruz. Başka aktivitemiz yok. Bizi son zamanlarda en çok zorlayan husus ise hastaneye giderken ağız içini, dil altını kontrol etme uygulaması. Yine temizlik malzemeleri, maske, dezenfektan, sabun gibi malzemeler yeterli düzeyde verilmiyor. Bildiğiniz gibi ben 27 yıldır cezaevindeyim. Kalp-damar, troit, kolestrol ve akciğer problemi yaşıyorum. Ancak yukarıda sözünü ettiğimiz uygulama yüzünden hastaneye gidemiyoruz. Burada beşer günlük açlık grevi devam ediyor. Daha önce buraya uğrayan avukatlarımız uzun bir süredir gelmediler. Gelebilseler çok iyi olur.”
* * *
Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Ergin Doğru, 19 Nisan 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Dam Yayınları’ndan yeni çıkan ve size de gönderilen ‘Ateşten Yaşamlar’ isimli romanım buraya da gelebildi. Kitap halini görebilmem iyi oldu. Burada koronadan kaynaklı süren tecrit durumu değişmiş değil. Sadece kapalı görüşler üçe çıktı. Artık avukatlarla da kapalı görüş yapabiliyoruz. Koronadan dolayı tüm sosyal aktiviteler kaldırılmış durumda ama oda aramaları devam ediyor. Bu arada, oda değiştirmeler bir yıldır kabul edilmiyor. Bu konuda yaptığım başvuruyu idareden sonra infaz savcısı ve mahkeme de talebimi reddetti.”
* * *
Menemen T Tipi Cezaevi’nde bulunan Talip Yakışır’a göndermiş olduğum iki kitabı postaneden teslim alan idare, henüz odaya vermemiş. Dışarıdan gelen kitaplar, iki ay bekletildikten sonra içeriye veriliyormuş. Bence idare, mahpusların iki ay arayla kitap alma hakkı olduğu şeklindeki yönetmeliği yanlış anlamışa benziyorlar.
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Mehmet Aslan – Antalya L Tipi Cezaevi
Ahmet Kolakan – Bandırma 2 nolu T Tipi Cezaevi
M. Zeki Deniz – Bolu F Tipi Cezaevi
Ergin Doğru – Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Talip Yakışır – Menemen T Tipi Cezaevi
M. Salih Filiz – Ödemiş T Tipi Cezaevi
Veysel Avcı – Patnos L Tipi Cezaevi