ÖHD, TUHAY-DER ve Van Barosu’nun Patnos L Tipi Cezaevi’ne ilişkin hazırladıkları raporda, eksik ve yetersizlikler sıralandı. Tedavi imkanlarına erişememe sebebiyle yaşam hakkının büyük risk altında olduğu kaydedildi
Van Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Van Şubesi ve Van Barosu Cezaevi Komisyonu, koronavirüs (Covid-19) salgının tutuklulara yönelik tehditlere ilişkin Patnos L Tipi Cezaevi’nde yaptıkları incelemelere ilişkin hazırladıkları raporu paylaştı.
Patnos Cezaevi’nde salgın ile ilgili birtakım önlemler alındığını, ancak bu önlemlerin yeterli olmadığı belirtilen raporda şu eksiklikler kaydedildi:
“Doluluk oranlarının fazlalığı, hijyen imkanlarından, koruyucu malzemelerden yoksunluk, sağlık ve tedavi imkanlarına erişememe sebebiyle mahpusların yaşam hakları büyük bir risk altındadır. Maske, eldiven, dezenfektan gibi koruyucu malzemelerin mahpuslara para ile satılması ve birçok cezaevinde fiyatların fahiş olması, yine koğuşlarda dezenfekte işlemlerinin kapsamlı ve sık sık gerçekleştirilmemesi, telefon görüşüne giden mahpuslara sosyal mesafe kuralları hiçe sayılarak arama yapılması, özellikle normal koşullarda dahi tutsakların kullanmak zorunda kaldığı suya lağım suyu karışması, sağlık ve yaşam hakkı için büyük bir risk iken, pandemi sürecinde cezaevinde mahpusların temizlik ihtiyaçlarını, içine lağım suyu karışan kirli su ile karşılamaları mahpusların yaşam haklarındaki riski kat ve kat artırmaktadır.”
Raporda, cezaevinde incelemeler sonucu yapılan tespit ve gözlemler şöyle sıralandı:
“* Cezaevi girişinde, cezaevi personeli ve görevli askerlerin eldiven ve maske taktıkları, cezaevi girişinde avukata da eldiven ve maske verildiği, ateş ölçümü yapıldığı gözlemlenmiştir.
* Avukat görüşleri kapalı görüş usulüne göre yapılmaktadır.
* Görüş yerine varıldığında, mahpusun elinde eldiven ve yüzünde maske olduğu görülmüştür. Ancak mahpuslar haftalık telefon görüşmelerine çıktıklarında ve SEGBİS odasına gittiklerinde, kendilerine maske ve eldiven verilmediğini, sosyal mesafe hiçe sayılarak kendilerine üst araması yapıldığını,
* Şimdiye kadar koğuşların 3-4 defa dezenfekte edildiğini, en son 15-20 gün önce bu işlemin gerçekleştirildiğini, ama bu işlemin yüzeysel bir şekilde gerçekleştirildiğini,
* Kendilerine maske, dezenfektan, eldiven, gibi malzemelerin verilmediğini, sadece çok az miktarda sıvı sabun ve çamaşır suyu verildiğini, kantinde satılan maske ve temizlik malzemelerinin fiyatlarının yüksek olduğunu, 1 litre dezenfektanın 55,00 TL’ye satıldığını,
* Aile görüşlerinde ve sosyal faaliyetlerinde getirilen kısıtlamaların halen devam ettiğini, haftalık 20 dakika aile telefon görüşü gerçekleştirdiklerini,
* Elektrik ve su kullanımlarının, temel gıda ihtiyaçlarının kendilerine ücretsiz sağlanmadığını, musluktan akan suyun lağım kokması sebebiyle içilemediğini ve içme suyunu satın almak durumunda kaldıklarını, lağım kokan su ile temizlik ihtiyaçlarını giderdiklerini,
* Kendilerine besin değeri düşük yemekler verildiğini,
* Hasta, yaşlı ve çocuklu mahpuslar için durumlarına özgü herhangi bir önlem alınmadığını, dışardan gelen eşya, kitap, gazete, dergilerin kendilerine verilmediğini, radyoların toplatıldığını, sadece televizyondan haber alabildiklerini,
* Sağlık hakkına erişimlerinin sınırlandırıldığı, çok acil durumlar dışında revire götürülmediklerini,
* Hastaneye götürülmek durumunda olan mahpusların hastane dönüşü 14 gün süresince tekli odalara alındıkları, yaşlı ve hasta mahpusların bu durumdan kaynaklı hastaneye gidemedikleri ve tedavilerinin aksadığını,
* Cezaevlerinde gerçekleştirilen sayımın normal seyrinde devam ettiği ancak görevli personelin maske kullandığını tarafımıza aktarmışlardır.”
Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşme hükümlerinin hatırlatıldığı raporunda devamında, şu ifadelere yer verildi: “Öncelikle tüm cezaevlerinde alınan tedbirler arttırılmalı, yine tüm mahpusların yaşam haklarını koruyacak uygulamalar ile öncelikle hasta, yaşlı ve çocuklu mahpusların tahliyesi sağlanmalı ve tüm mahpusları kapsayacak eşit ve adil bir infaz değişikliği gerçekleştirilmelidir. ÖHD Van Şubesi, Van Barosu Cezaevi Komisyonu ve TUHAY-DER olarak, Covid-19 salgını dolayısıyla tüm mahpusların sağlık ve yaşam hakları kapsamında cezaevlerinde alınan ve alınacak tedbirlerin, yasalar ve uluslararası sözleşmeler ışığında tüm hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz.”
VAN