Kazadağları İstanbul Dayanışması üyeleri, Kanadalı Alamos Gold şirketi ve taşeronu Doğu Biga Madencilik’in siyanürlü altın arama faaliyetleri protesto etti.
Kanadalı altın arama şirketi Alamos Gold ve yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik tarafından kurulmak istenen altın madeni projesine karşı Kazdağları İstanbul Dayanışması, İstanbul 4’üncü Levent’te bulunan Kanada Konsolosluğu önünde basın açıklaması yaptı. Sık sık “Altıncı şirket Kirazlı’yı terk et”, “Ormanlar nehirler sermaye değiller”, “Alamos go home” sloganları atıldı. “Altıncı şirket Türkiye’yi terk et” pankartının açıldığı açıklamaya Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sedat Şenoğlu ile çok sayıda yurttaş katıldı.
‘Doğanın yeşilini savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz’
Kazdağları İstanbul Dayanışması adına açıklamayı yapan Aysun Yarar, “Bizler Kazdağları öncülüğünde, Salda’da, Hasankeyf’te, ODTÜ’de, Kuzey Ormanları’nda, Munzur’da, Murat Dağı’nda, Fatsa’da, Cerattepe’de ve bunun gibi talan edilen her yerde bir avuç insanın rantı uğruna, ağaçlarımızın kesilmesine, ekosistemin ve yaşam alanlarımızın talan edilmesine karşı direniyoruz. Kapitalist şirketlerin yıllar boyunca yaşam alanlarımıza göz dikti. Ama bizler paranın yeşiline karşı doğanın yeşilini savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Bedeli çok ağır olacaktır’
Ekonomik krizi bahane ederek bu talana dur demeyenlerin ormanların yanmasına ve canlıların katledilmesinde sorumlu olduğuna dikkati çeken Yarar, “Doğaya verilen zarar bizim geleceğimize verilmektedir. Doğaya verilen zarar onunla bir bütün olan tüm canlılara ve insan yaşamına kast etmek demektir, bedeli de çok ağır olacaktır. 26 Temmuz’da başlatılan, günden güne katlanarak büyüyen Su ve Vicdan Nöbetimizle tüm dünyaya gösterdik ki, biz bu talan karşısında gözlerimizi yummayacak, sadece Kirazlı ‘da değil her yerde bu mücadeleyi büyüterek mezarımızı kazmalarına karşı çıkacağız” diye konuştu.
‘Ekosisteme zehir akacak’
Ülkenin dört bir yanını yangın yerine çevirecek bütün girişimlere de karşı çıktıklarını sözlerine ekleyen Yarar, şöyle konuştu: “Çünkü şu ana kadar on binlerce ağaç kesilip yok edildi. Oradaki yaban hayat, endemik bitkiler yok oldu. Toprak kazılarak cehennem çukurları oluşturuldu. Şimdi sırada dağların patlatılması, oluşturulan cehennem çukurlarına tonlarca siyanür dökülerek altının diğer maddelerden ayrıştırılması işlemleri var. Eğer durdurmazsak bu siyanür balçıkları Yıllarca o çukurlarda kalacak. Asla sızmaz dedikleri siyanür toprağa sızdığında, bölgenin içme suyunu sağlayan Atikhisar barajını zehirleyecek. Olası bir taşmayla ekosisteme zehir akacak.”
Yetkililere çağrı
Kanada Hükümeti’nin yanı sıra, Türkiye’de bu madencilik faaliyetlerine, kanunları ve hukuku zorlayarak izin veren, doğayı talana açan siyasi otoriteye ve yetkililere seslenen Yarar, şunları söyledi: “Doğanın tahrip edilmesine ve insan yaşamının riske girmesine daha fazla müsaade etmeyin. Alamos’un çalışmalarını durdurun. Alanı koruma altına alın, tekrar eski yaşam biçimine dönebilmesi için gerekli çalışmaları yapın. Biz, doğa ve yaşam hakları savunucuları olarak temel taleplerimiz yerine getirilmediği sürece mücadelemizi devam ettireceğimiz devam edecektir. Unutulmasın ki bizler; halkı dinlemeyen maden şirketlerinden, halkı değil koltuğunu düşünen kamu görevlilerinden daha güçlüyüz çünkü çıkarı uğruna doğayı katledenler bir avuç. Biz üreten, çalışan, yaşamı var edenler milyarlarız.”
Kaynak: MA